Engin Koçali'nin 2 Kasım 2023 Tarihli "HEP DEDİK, FAKAT BİR TÜRLÜ DİNLETEMEDİK" Başlıklı Köşe Yazısı

Hep dedik, fakat dinletemedik.

Üniversiteyi yabancılaştırmayın zarar verirsiniz dedik, dinletemedik. 

50 bin öğrencisi olan bir üniversitenin yüzde 25'inin yabancı öğrencilerden oluşmasının, sadece üniversiteye değil, aynı zamanda 150 bin nüfuslu bir şehrin yüzde 10'unun yabancılaştırılmasına neden olacağını ve bunun da Karabük'e çok büyük zararlar vereceğini anlatmaya çalıştık.

Dinletemedik!

Rastgele yabancı öğrenci almayın, üniversitenin eğitim kalitesini düşürürsünüz dedik, dinletemedik. 

Yabancı öğrencilerin ekonomik durumlarını dikkate alın, Karabük'te yaşayabilecek gelir seviyesinde olabilmelerine sahipler mi kontrol edin yoksa şehrin sosyal yapısını bozarsınız dedik, dinletemedik.

Aldığınız yabancı öğrencilerin çoğu Afrika kıtasından ve HIV/AIDS gibi bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu bölgelerden çok sıkı sağlık kontrolleri yapın yoksa şehrin sağlık sistemini bozarsınız, ölümcül vakalar yaşanır dedik, dinletemedik.

Evet dinletemedik...

Dinletemedik çünkü;

O ilk zamanlarda söylenen ve kulağa hoş gelen kültürel faaliyetler yerini rant faaliyetlerine bırakmıştı da ondan.

Sırf yurtdışından özellikle Sahra Altı Bölge olarak isimlendirilen Afrika kıtasının gelişmemiş ülkelerinden öğrenci getirmek için kurulmuş şirketler aracılığıyla büyük çıkarlar söz konusu olmaya başlamıştı da ondan dinletemedik.

Yabancı öğrencilerden gelecek olan gelirlerle Karabük Üniversitesi rant kapısına dönüşmeye başlamıştı da ondan dinletemedik.

Karabük Üniversitesi Karabük halkından kopartılmaya başlanmıştı da ondan dinletemedik.

Yılmadık!

Bıkmadan, usanmadan yine anlatmaya çalıştık.

Olmadı, dinletemedik!

Aksine, suçlandık!

Irkçılık gibi en ağır suçla itham edildik; ırkçı ilan edildik.

Sanki mesele ten rengiydi...

Mesele, sahipsiz bırakılmaktı.

Sahiplenmemekti!

Parasını alıp züğürt vaziyette bir başına ortalığa salıvermekti mesele.

Karabük halkının derdi yabancı öğrencilerin varlığı ya da onların geldiği ülkeler değil. Asıl mesele, bu öğrencilerin eğitim için geldiği bir şehirde nasıl başıboş bırakıldığı, nasıl desteksiz ve yalnız bırakıldığıdır. Asıl mesele, bu durumun hem bu öğrencilere hem üniversiteye hem de şehre zarar vermesidir.

Üniversite, bir bilim yuvasıdır değil mi? Bilgi üretir ve bilgiyi paylaşır. Ancak bu bilgi, sadece akademik bilgi değildir. Aynı zamanda yaşam bilgisidir, sosyal bilgidir, kültürel bilgidir. Bir üniversite, öğrencilerine sadece ders vermez, onlara yaşamı, toplumu, kültürü öğretir. Sadece yarım yamalak Türkçe öğretip ortalığa bırakmaz.

Yabancı öğrencilerin üniversiteye ve şehre entegrasyonu için bu öğrencilere verilen destek ve onların topluma nasıl entegre olacağı konusunda daha fazla çaba sarf edilmeliydi, daha fazla çözüm üretilmeliydi. 

Unutmayalım ki, 150 bin nüfuslu bir şehirde 50 bin öğrencisi olan bir üniversite, sadece bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda o şehrin etle tırnak gibi bir parçasıdır.

Memnun musunuz?

En büyük geliri yurt dışından gelen üniversite öğrencisi olan Ukrayna'daki üniversitelerde yabancı öğrenci kontenjanı yüzde 12'lerdeyken Karabük Üniversitesinin yüzde 25’ini yabancı öğrenci ile dolduranlar, şimdi memnun musunuz gelinen son noktadan..?

Karabük halkı arasında gündem olan ayyuka çıkmış söylentilerden hiç haberiniz var mı peki?

Mesela, parasızlıktan fuhuş mafyasının eline düşen siyahi bir öğrencinin fuhuşa sürüklendiği, sonucunda hamile kalarak birkaç hafta önce hastanede doğum yaptığı, doğum sonrasında yapılan tahlillerde HIV/AIDS virüsü taşıdığının belirlendiğine dair iddialardan haberiniz var mı?

Ya, "Dina için Feministler" grubunun basın açıklamasından..?

Bu grubun yaptığı açıklama ele avuca gelir cinsten değil. 

İddiaları ise yenilir yutulur cinsten hiç değil.

Kendilerini "Dina için Feministler" diye tanımlayan bir grup basın açıklaması yapıyor ve Karabük'te bir fuhuş çetesinden söz edildiğini, üniversite öğrencisi siyahi genç kadınların fuhuşa zorlandığını, ülkenin farklı yerlerinden erkeklerin bu amaçla Karabük'e geldiklerini 'söylentilere göre' iddia ediyorlar.

İddiaları sadece bununla da kalmıyor. Bir adım daha ileriye gidip üniversite öğrencilerinin bir kısmının da bu çetelerle iş birliği yaptığını yine 'söylentilere göre' iddia ediyorlar.

İddialarında iki adım daha ileri gidiyorlar ve fuhuş, uyuşturucu veya başkaca yasa dışı amaçlarla örgütlenen çetelerin içinde polis başta olmak üzere devlet memurlarının yer aldığını yine 'söylentilere göre' iddia ediyorlar.

Üstelik yaptıkları açıklamada tüm bunların, "Görgüye, bilgiye dayalı tanıklıklar anlatılıyor." ifadesini kullanıyorlar.

İşte o açıklamadan bir bölüm:

"Türkiye’ye eğitim almak için gelen ve büyük çoğunluğu dar gelirli ailelerinin çocukları olan göçmen öğrenciler, Türkiye’deki ekonomik kriz koşullarında geçimlerini güçlükle sağlıyor. Karabük’te neredeyse herkes bir ‘fuhuş çetesinden’, bu çetenin üniversite öğrencilerini ve bilhassa siyah genç kadınları fuhşa zorlamasından, ülkenin farklı yerlerinden erkeklerin bu amaçla Karabük’e geldiğinden, öğrencilerin bir kısmının da bu çetelerle iş birliği halinde olduğundan söz ediyor. Görgüye, bilgiye dayalı tanıklıklar anlatılıyor. Fuhuş, uyuşturucu veya başkaca yasa dışı amaçlarla örgütlenen çetelerin içinde polis başta olmak üzere devlet memurlarının yer aldığı ve bu nedenle suçların açığa çıkarılmadığı da şehirde kulaktan kulağa yayılan bilgilerin başında geliyor" 

Bu Karabük'e, Karabük halkına, Türk vatandaşına hakarettir

Varını yoğunu üniversitesine adamış, onun için her şeyi göze almış Karabük halkına görülen reva mı bu?

Cumhuriyet kenti olarak anılan, ilk sanayi yatırımıyla ülkenin sanayisinin bel kemiğini kuran, fabrika değil fabrikalar inşa ederek Türkiye tarihine damga vuran Karabük'ün bu şekilde anılması hak mı?

Turizmde Safranbolu’muzla, Eskipazar’ımızla, Yenice’mizle, Ovacık’ımızla, Eflâni’mizle övünürken şimdi merkez ilçemiz ile şehri rezilliğe sürükleyen fuhuş pisliğiyle mi övüneceğiz?

Karabük'te 'fuhuş çetesi olduğu, bazı öğrenci ve polis ile devlet memurlarının bu çetelerle iş birliği içinde olduğu' iddialarını kabul etmiyoruz.

Çünkü iddialar çok acı.

Çünkü iddialar yürek yakan cinsten.

Çünkü iddialar Karabük'ü yaralayan cinsten.

Çünkü iddialar Karabük'ü yerin dibine sokan cinsten.

Onun için, ASLA KABUL ETMİYORUZ!

Çünkü sonuna kadar inanıyoruz, Türk Adaletine ve Karabük Emniyetine.

Gerekeni mutlaka yapıp bu kara lekeyi Karabük'ten kazıyıp atacaklardır.

---------------------
Bilgi Kaynakları:
https://www.milliyet.com.tr/gundem/dinanin-avukatlari-ne-yasandiginin-aydinlatilmasi-gerekiyor-7028564
https://www.dha.com.tr/yerel-haberler/karabuk/merkez/dinanin-avukatlari-iddianameyi-kabul-etmiyoru-2337588