Habersiz değiştirilen su sayaçlarıyla kimi bağırır "bir taş parçası", diğeri bağırır, "teyemmüm için üç beş avuç toprak ya Rab" diye temizlenebilmek umuduyla.

Belediye personeli veya belediyenin görevlendirdiği özel bir şirket, hane halkına veya su abonesine hiç haber vermeden keyfine göre su saatini değiştiriyor. Saatin kapağının arasına da abonenin bilgisi varmış gibi ve su saati abone tarafından teslim alınmış gibi göstermek için saati değiştiren tarafından sahte bir imza ile karalanmış kâğıt parçası tutuşturup yine kimseye haber vermeden çekip gidiyor.

Su saatinin değiştiğinden ve kontörlü olduğundan haberi olmayan vatandaş, ön yükleme ile yüklenen 3 ton su kullanma kapasitesini bitirip susuz kaldığında hissettiği şaşkınlıkla sağa sola sorarak öğrendiğinde, giren kazıkla bir şaşkınlık daha yaşıyor.

İndirilen hatimlerle lanetler okuyor.

Hazırlıksız yakalandığı kesintisiyle bir taş dahi bulamayan vatandaş, orasını burasını temizleyemeden, gusül abdesti bile alamadan çare aramaya koyuluyor.

Kesilen suyunun açılması için Su İşlerine giden vatandaş, işin gerçeğini öğrendiğinde ne taş parçası aklına geliyor nede üç beş avuç toprak. Çünkü karşısındaki görevli, 'ya seve seve yada öpe öpe' zorunluluğunu vurgulayan anlatım tarzıyla; "su saatleri artık ön yüklemeli oldu. Önce kullanmayı düşündüğün miktardaki suya karşılık gelen parayı ödeyip kontör satın alacaksın. 
Yalnızzz...,
sizin saatiniz yeni takılmış. Kontör almadan önce su saati parasını ödeyeceksin. O da bin 800 TL. Taksit istersen 2 bin 335 TL. 
Nasıl istersin veya nasıl olsun?
"

★★★

Yerel bir kanalda, "Sen çal ben söyleyeyim, o da olmazsa oynayayım" canlı yayınına çıkacağını sms mesajıyla on binlerce vatandaşına duyurmak için hiçbir masraftan kaçınmayan, herkese ulaşabilmek ve milleti ekrana bağlayabilmek için vatandaşını düşündüğünü ima etmeye çalışan bir başkan, su saatlerinin değişeceğini neden vatandaşına haber vermez?

Su saatinin değişimi sonunda mağduriyet yaşamaması için yapılması gerekenleri neden açıklamaz?

Hadi, 'O'nun işi çok, bu işlerle mi uğraşacak' diyelim, sayaçları değiştiren görevli, aboneye veya hane halkına neden haber vermez, bilgilendirmez?

Hadi bilgi vermek zor geldi, bilgisini veren bir yazıyı site veya bina girişine neden yazıp asmaz veya site yöneticisine haber vermez?

Yangından mal kaçırırcasına su saatlerini değiştirip, kimseye görünmeden adeta sıvışan personeliyle vatandaşını 'su kesintisi' sürpriziyle karşı karşıya bırakan, 21'inci yüzyılda orasını burasını temizleyebilmek için bir taş parçasına, gusül abdestti almak için birkaç avuç toprağa muhtaç bırakan zihniyet ve uygulamalar kime neyin hizmeti?

"Ben yaptım oldu, ben istedim değişti; sana da ödemek düştü" anlayışını, yöneticisine oy vererek yetkili kılan, yetki verici vatandaşın üzerine hangi hakla kim uygulayabiliyor?

Ve bunun adına da 'hizmet' diyor.

Öyle mi..?

Şu yaşadığımız soğuk kış günlerinde doğalgaz faturalarını ödeyemeyen, yüksek faturalar karşısında gaz kullanmamak için battaniyeye sarılıp, tiril tiril titreye titreye uyuyan insanların bu su sayaçlarının bedellerini ödeyebilecek gücü yokken, bu keyfi uygulama neyin nesi?

Kimin kime hizmeti?

Bir de vatandaşın rızası olmadan; sorulmadan...

Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük işçi mahallelerinden biri olan, Karabük'ün ise belediye olmayı hak eden en büyük mahallesi Beşbinevler mahallesini ulaşımsız bıraktınız ya! 

Beşbinevler'de oturan vatandaş, Karabük'e gidebilmek için önce Safranbolu'ya, oradan da Safranbolu Belediyesinin otobüsüyle Karabük'e gelip KBÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesine gidiyor.
Yaşlıları ise hiç gidemiyor; ölümü bekliyor resmen..

Karayolları uhdesinde olan, hiç gereği olmadan 100 milyon TL harcayarak 120 bin nüfuslu şehirdeki her insanı kundakdaki dahil olmak üzere kişi başı sadece o gereksiz alt geçit için 834 TL borçlandırdınız.

Üstelik ışıksız akacak bir trafiğin, trafik ışıklarıyla hizmet veren önce sanayi kavşağında, sonrasında otogar kavşağında, ardından Kardemir kavşağında yığılmalara neden olacağını bile bile.

Ve bunun adına hizmet diyorsunuz...

Nabzını tuttuğumuz vatandaş ise bunun adına koskoca "YUH" diyor!

Bunu da bilesiniz...