Yeniden Refah Partisi Karabük İl Başkanı İsmail Özer, Türkiye'nin ekonomik çöküş içinde olduğunu belirterek bir açıklama yaptı.
"Milletimizin feryadını, halkımızın çığlığını, emeğin, üretimin, adaletin ve vicdanın sesi olarak sizlerle paylaşmak için huzurlarınızdayız." diyerek başladığı açıklamasında;
MİLYONLAR GEÇİNEMİYOR
"Türkiye uzun süredir tarihi bir darboğazdan geçiyor. Her geçen gün bu darboğaz, artık bir çöküşe dönüşüyor.
Ekonomideki kriz, sosyal dokudaki çözülme milletimizi tükenme noktasına getiriyor.
Milyonlar geçinemiyor, kirasını ödeyemiyor, milyonlarca insanımızın ekmeği küçüldükçe küçülüyor.
Ve hükümet yetkilileri, milletin gözünün içine baka baka “asgari ücretliye, emekliye ara zam yok” diyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı diyor ki: “Asgari ücrete ara zam gündemimizde yok. Ekonomi dengeye
oturuyor.” Kendisine sormak istiyoruz: Hangi denge? Hangi ekonomi? Hangi gerçeklik?
Milletin pazardan yarım kilo meyve alamadığı bir yerde siz hangi dengeden söz ediyorsunuz?
Milyonlarca çalışanın aldığı maaş, TÜİK’in dahi gizleyemediği enflasyon karşısında buhar olmuşken, siz hangi istikrardan bahsediyorsunuz?
Hükümete sesleniyoruz: “Maaşlara zam yaparsak enflasyon artar” diyorsunuz.
Peki, siz faize bir yılda iki trilyon lira verirken enflasyon artmıyor mu?
Kur garantili mevduat sahiplerine ballı kazançlar, haksız kazançlar sunarken enflasyon artmıyor mu?
İsrafa, şatafata, lüks makam araçlarına milyarları harcarken ekonomi bozulmuyor da milletin sofrasına bir lokma ekmek koymak mı enflasyon sebebi oluyor?" dedi.
BU MİLLET SİZE VERGİ ÖDEMEK İÇİN Mİ ÇALIŞIYOR?
Vergilerin vatandaşların belini büktüğünü belirten Özer,
"Her 100 liralık ürünün içinde 65 lira vergi var! Hükümete soruyoruz: Bu millet size vergi ödemek için mi yaşıyor!
Siz bu millete hizmet etmek için mi iktidar oldunuz yoksa bu milletin cebindeki son kuruşu almak için mi?
Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek diyor ki; “Şehirlerin giriş çıkışlarına, hallerin kapılarına vergi memuru koyacağım!”.
Yani bu zihniyet, ekonomiyi kalkındırmanın yolunu hâl esnafını baskılamakta, sebze meyve kamyonunu didik didik aramakta, sokaktaki pazarcının defterini kurcalamakta görüyor!
Tıpkı atasözümüzde olduğu gibi: Müflis tüccar, eski defterleri, kurcalar.
Biz de buradan Sayın Bakan’a açıkça sesleniyoruz: Vergi kaçıran patronları, parasını yurt dışına çıkaranları görmezden gelip, esnafa çökerek, vatandaşın yolunu keserek adalet sağlanmaz!
Yeniden Refah Partisi olarak bugün buradan ilan ediyoruz:
Vergi denetimini halka değil, harami düzene yapacağız!
Sebze haline değil, israfa akan ihalelere müfettiş yollayacağız!
Üreticiyi ezen değil, rantçıyı kollayan bu çarpık düzeni bozacağız!" ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİLERİMİZ BİTİK DURUMDA
"Çiftçilerimiz gıda güvenliğini kaybediyor." diyen İsmail Özer, "Çiftçimiz de maalesef bitik durumda! Gübre fiyatı 3’e katlandı, mazot zamları ise her ay milleti eziyor. Tarla sürmek artık lüks oldu!
Sulama için elektrik parasını ödeyemeyen çiftçi üretimden vazgeçiyor.
Akaryakıt zamları, zirai ilaç ve gübre fiyatları köylümüzün, çiftçimizin belini büküyor.
Doğal afetler, zirai don olayları, maliyetin gerisinde kalan ürün baş fiyatları.
Köylü ne yapsın? Çiftçi ne yapsın? Üretici ne yapsın? Ziraatı mı bıraksın?
Türkiye, kendi topraklarında üretemediği ürünü ithal etmek zorunda kalıyor.
Nerede bizim yerli ürünümüz? Nerede bu milletin kendi çiftçisine verdiği destek?
Buradan uyarıyoruz: Türkiye gıda güvenliğini kaybediyor.
Üretim olmadan ne ihracat olur ne de kalkınma. Yeniden Refah iktidarında, inşallah, çiftçi baş tacı olacak.
Faize giden kaynak, tarlaya, traktöre, gübreye, tohuma gidecek! Faizcileri değil üreticileri destekleyeceğiz." diye ekledi.
ENGELLİ BİREYLERİMİZİN KOTA UYGULAMASI İHLAL EDİLİYOR
Özer, sözlerine şekilde devam etti,
"Bir diğer sorun, engelli vatandaşlarımızın içinde bulunduğu durumdur.
Bugün engelli kardeşlerimiz ne doğru dürüst istihdam edilebiliyor ne de şehirlerde insanca yaşayabiliyor.
Aldıkları destekler açlık sınırının bile altında. Bir engelli vatandaşımız ayda 3.700 lira yardım alıyor. En düşük emekli aylığının 3’te 1’i bile değil.
30 günlük engelli aylığıyla Ankara-İstanbul gidiş-dönüş uçak bileti almak bile mümkün değil.
Bu mudur sosyal adalet? Sosyal denge bu mudur? Dayanışma bu mudur?
Engelli bireyler işe alınmıyor çünkü devlet bile kota uygulamasını ihlal ediyor. Kamuda engelli kadroları boş.
Belediyelerde, bakanlıklarda, kamu kurumlarında işe alımlar partili referansla yapılıyor.
Engelliler için verdiğimiz kanun tekliflerini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Bu tekliflerimizi tozlu raflardan indirerek TBMM Genel Kurulu’nun gündemine alın.
Kanun tekliflerimizden birinde kamu personel alımlarında engelli kotasının yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkarılması var.
Diğerinde ise 3700 lira olan engelli aylığının 3 katına çıkarılması var.
Yeniden Refah Partisi iktidarında, engelliler, sadece yardım alan değil, üreten, çalışan, sosyal hayata tam katılan bireyler olacak. Şehirler erişilebilir, istihdam adil, sosyal yardım insanca olacak!
TÜRKİYE'NİN İHTİYACI 'YENİDEN REFAH'TIR
Bugün Türkiye’nin ihtiyacı ne “süslü projeler” ne de şatafatlı açılışlardır.
Türkiye’nin ihtiyacı adalettir, ahlaktır, üretimdir, vicdandır.
Türkiye’nin ihtiyacı Yeniden Refah’tır.
Biz, bu milletin kaynaklarını sadece %1’in değil, %99’un refahı için harcayacağız.
Biz, rant ekonomisini yıkıp, üretim ekonomisini kuracağız.
Biz, sosyal adaleti, sadece tabelalarda değil, her sofrada, her sokakta, her hanede sağlayacağız.
Buna bizler inandık, siz de lütfen inanın."
İl Başkanı Özer, açıklamasının ardından Karabük gündemini değerlendirdi.
Başkan Özer şunları söyledi;
EMEKLİYE VERİLEN SÖZLER NE OLDU?
‘Belediye seçimlerinde, her emekliye aylık bin TL gıda yardım yapılacak’ diye mevcut Belediye Başkanımız Özkan Çetinkaya tarafından söz verilmişti. Bize de yaptığımız gezilerde sıkça bu soru soruluyor. Buradan bizler de kendilerine soruyoruz. Emeklerimizin aylık bin TL gıda yardımı ne oldu? Seçimlerin üzerinden 14 ay geçti. Bu bin TL gıda yardımı meblağsı enflasyon olarak da güncellenecek mi? Güncellenmese de 14 ayda 14 bin TL yapar. Emeklerimiz bunu merak ediyor.
Aynı zamanda emeklilerin birinci derece yakınlarına düğün salonu bedava olacaktı. Bu uygulamayla ilgili de emeklerimiz merak içerisinde. Bu konuya da açıklık getirilmesini bekliyoruz. Daha önce Sayın Belediye başkanı bunlarla ilgili bütçe olmadığına dair Belediye Meclis Toplantısında bir söz söylemişti. Biz de kendisine ifade diyoruz. Belediyenin çok borçlu olduğunu, dolayısıyla bunların şu an için yapılmasının mümkün olmadığını ifade etmişti. Bunlar önceki dönemde, Sayın Rafet Bey'in belediye başkanlığı zamanında, mecliste çoğunluk AK Parti'deydi.
Sayın Rafet Bey borçlandıysa, AK Parti'nin olur oyları ile yetki alarak borçlandı. Dolayısıyla AK Parti tamamen bu borçların hepsinden haberdardı. Bu borçları bilerek seçime giderken neden bu vaatleri verdiniz? Özkan Bey'de kendisi belediye meclis üyesiydi. Dolayısıyla bu borçlanmaların ne kadar olduğunu vadelerinin ne olduğunu belediye bütçesinin bu vaatleri kaldırıp kaldırmayacağını gayet iyi biliyorlardı. Eğer siz bu borçları bahane ederek biz bunları veremiyoruz diyorsanız, yanlış yapıyorsunuz. Çünkü borçlardan hepinizin haberi vardı.
KAPSAM DIŞI İŞÇİLER AYNI ORANDA ZAM ALACAK MI?
Aynı zamanda şunu da ifade edelim: Geçen de yazılı olarak basına açıklama yapmıştık. Kardemir yönetimini daha önceki sendikayla yaptığı toplu iş sözleşmesinde işçilere verdiği maaş ve sosyal haklardaki iyileştirmelerden dolayı teşekkür etmiştik, tebrik etmiştik. Çünkü Kardemir bizim canımız, Kardemir bizim her şeyimiz. Karabük'teki bir vatandaşa üç tane kutsal say desek birine bayraklar, birine Kur’an-ı Kerim der, diğerine Kardemir der. Kardemir bizim için o kadar önemli. Dolayısıyla oranın yaşaması ve kalkınması hepimizin en büyük arzusu. Fakat kapsam dışındaki işçilerimiz, mühendislerimiz, büro personellerimiz, memurlarımız halen zam alamadı. Aynı oranda zam alacaklar mı? Merakla bekliyoruz. Kardemir yönetiminden rica ediyoruz. Onların da haklarını bir an evvel teslim etmesini rica ediyoruz.
İŞÇİ ALIMLARI ŞEFFAF VE ADİL YAPILMALI
Diğer bir konu sıkça tarafımıza şikâyet olarak belirtiliyor. Karabük Belediyesi’nde, diğer belediyelerimizde, İl Özel İdere’de, hastanede, çeşitli tarihlerde işçi alımları açıklanıyor. Bu işçi alımlarına siyasetin karıştığına, bazı siyasetçilerinin yakınlarının alındığına, tabiri caizse torpil yapıldığına dair söylentiler var. Bunları üzülerek duyuyoruz. Bizim buradan yetkililere seslenişimiz şu; ‘Bu işçi alımlarının halka açık bir şekilde, kurayla, tamamen şeffaf ve adil yapılmasını istiyoruz. Çünkü şeffaf ve adil, kurayla yapılan işçi alımlarında kazanan arkadaşlarımız hiç kimseye minnet borcu hissetmeden ‘Bu benim hakkımmış, kazandım.’ der. İ
şe giremeyen arkadaşlarımız da ‘Nasip değilmiş, burada yiyecek ekmeğimiz yokmuş.’ der işine bakar. Dolayısıyla kapalı kapılar ardında bir takım listelerle işçi alımları, işe giremeyenleri hayata dair, ekonomiye dair, siyasetçilere dair bakış açısını olumsuz etkilediği, küstürdüğü gibi işe girenlerin de haksız, helal olmayan bir kazanç elde etmesine vesile oluyor. İki türlü hem maddi, hem manevi, vatandaşımızı zarara sokuyor. Bunların kurayla yapılması en doğrusu olacaktır.
MİLLET BAHÇESİ NE ZAMAN TAMAMLANACAK?
Merakla beklediğimiz bir diğer konu ise millet bahçesinin yapımı. Eski adıyla kent meydanı, yeni adıyla millet bahçesi olacak olan alan, halen inşaat ve halinde tamamlanamamış. Orası ne zaman tamamlanacak, ne zaman açılacak? Millet bahçesinde yine emeklilere söz verilen bir restoran kurulacak ve bu kurulan restoranda da tüm emeklilere yüzde 50 indirimli faydalanması sağlanacak demişti. Bu da merak edilen bir konu. Bunun da bir an evvel tamamlanmasını veya bunun ne zaman tamamlanacaksa bunun da bir an evvel açıklanmasını talep ediyoruz.
ANKARA’DAN PARAYI GETİRİP SORUNU ÇÖZSÜNLER
2024 Yerel Seçimlerinde ben de partimin belediye başkan adayıydım. Katıldığım çeşitli toplantılarda ve basın camiasında çıktığım değişik programlarda bize de bu soru soruluyordu. Mevcut belediye başkanı ücretsiz yaptı. Yine belediye başkanı ücretsiz yapacağını ve devam ettireceğini söylüyor.
Biz de ücretsiz olmasının doğru olmadığını, cüzi bir ücret konması gerektiğini belirttik. Binmek zorunda kalındığı zaman rahatlıkla binebilmeli emeklilerimiz. Ama Mevcut belediye başkanımız o zaman ‘5 yıl kesintisiz olacak’ sözüyle vatandaştan oy istedi. Dolayısıyla onlar o sözde oy aldıkları için 5 yıl kesintisiz devam ettirmek zorunda. Toplu taşıma araçlarına bedava binen vatandaşlarımız yüzünden aşırı yoğun olduğunu ve diğer vatandaşlarımızın da hizmet alamadığını, ayakta yolculuk yapmak zorunda kaldıklarını, çok sıkışık olduklarını ifade diyorlar. Bu şekilde sıkışan, ayakta gitmek zorunda kalan, hastası, öğrencisi, işinden yorgun çıkmış olan işçisi de haklı.
Burada belediyeye düşen ne? Siz madem bu sözü verdiniz, sözünüzü 5 yıl boyunca devam ettireceksiniz. Otobüsler sıkışıksa otobüsleri satmayacaksınız, ilave otobüsler alarak bu sıkışıklığı gidereceksiniz. Bunları, biz o zaman ki dönemde ‘Yapamazsınız. Bunlar yüksek maliyetler getirir. Bu bütçe bunu kaldırmaz .’ dediğimizde, ‘Biz iktidar partisiyiz. Biz yaparız. Ankara'dan para getiririz. Hizmeti vatandaşı veririz.’ demişlerdi. Dolayısıyla Ankara'dan parayı getirsinler. Otobüsleri çoğaltsınlar vatandaşa hizmeti versinler.
DEVLETE İHANETE ‘İDAM’
Malum terör 40 yılı aşkın süredir, on binlerce vatandaşımızın şehit olmasına, milyarlarca dolar paramızın boşa gitmesine, ülkemizin kaynaklarının farklı yere akmasına vesile olmuştur. Dolayısıyla terörsüz Türkiye'yi sonuna kadar destekliyoruz. Fakat bu çözün sürecine de temkinli yaklaşıyoruz. Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi, bu PKK terör örgütü silah bırakacak. Fakat bu silahlarını Türk Silahlı Kuvvetlerine mi teslim edecek? Binlerce vatandaşımızın kanı elinde olan terör örgütünün bu hain yöneticileri yargılanacak mı? Bunlar hapse atılmayacak mı? Yoksa bunlar Türkiye dışında ellerini kollarını sallayarak gezecek mi? Bunu açıkçası merak ediyoruz.
Hapishanelerde tutulan teröristler bu çözüm süreci neticesinde pişmanlık gibi bir takım haklardan faydalandırılıp serbest bırakılacak mı? Bunlara temkinli yaklaşıyoruz. Biz vatanımıza ihanet etmiş terör örgütü mensubu en alt kademesinden en üst kademesine kadar. Ne kadar mensubu veya yöneticisi varsa her birinin cezalandırılmasını, cezasını da sonuna kadar çekmesini arzu ediyoruz. Hatta biz parti olarak ifademiz şu: “Teröre, devleti ihanete idam yasasını gelmeli.”