Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan antik kentte, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş başkanlığında 15 kişilik ekiple yürütülen kazı ve restorasyon çalışmaları sürüyor.

Çelikbaş, kalenin kazısına devam ettiklerini belirterek, "Kalenin doğu duvarını tamamen açığa çıkardık. Ayrıca, ortaya çıkardığımız kale kalıntısının duvarlarında restorasyon çalışmalarına devam ediyoruz." dedi.

Önceliklerinin kalenin duvarlarında sağlıklaştırma işlemi yapılması olduğunu anlatan Çelikbaş, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu, Karabük Valiliği ve Eskipazar Belediye Başkanlığının destekleriyle çalışmaların süresini giderek uzattıklarını kaydetti.

Günümüzden Yaklaşık 1700 Yıl Önce Bu Kalenin Yapıldığını Söyleyebiliriz

Çelikbaş, kalenin ilk evresinin Roma dönemine, 3. yüzyıla tarihlendiğini tahmin ettiklerini söyleyerek ayrıca bölgede ortaya çıkarılmış tek kale kalıntısı olduğunu dile getirerek, "Kale çeşitli tadilatlar geçirmiş. Bununla ilgili kalenin giriş kapısında bir yazıt bulduk. Bu yazıt kalede çok büyük değişiklikler yapılarak yine kale fonksiyonunda kullanılmaya devam ettiğini belirtiyor. Günümüzden yaklaşık 1700 yıl önce burada bu kalenin yapıldığını söyleyebiliriz." dedi.

Kalenin 10 yıl içinde içinin kazılarak ziyaretçilere açılmasını planladıklarını anlatan Çelikbaş, şöyle devam etti:

"Antik dönem kentlerinde savunma yapıları olarak kaleler önem arz ediyor. Hadrianopolis'te ise daha önceki yıllarda ortaya çıkarılan bir yazıtta 'Hadrianopolis bölgenin bir ticaret merkezidir' ifadesi vardı. Bu yazıt aslında kalenin varlığının nedenine işaret eden bir yazıt. Çünkü Hadrianopolis gerçekten iç bölgenin Karadeniz kıyıları ile bağlantısını kuran yolların tam kavşak noktasında yer alan önemli bir antik kent. Dolayısıyla ticaretin de burada önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ticaretin de burada sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi için bu kalenin koruma amaçlı yapıldığını söyleyebiliriz."

Hadrianopolis

Milattan önce 1'inci yüzyılda kurulan ve milattan sonra 8'inci yüzyıla kadar yerleşim yeri olarak kullanılan antik kent, ilçenin 3 kilometre batısında yer alıyor.

Hadrianopolis Antik Kenti'nde, İncil'de adı geçen nehirler Geon, Phison, Tigris ve Euphrates'un yer aldığı, at, fil, panter, geyik ve grifon (sanat tarihinde görülen karışık bir hayvana verilen isim) gibi birçok hayvanın tasvir edildiği kiliselerin tabanındaki mozaiklerle ünlenen ve bu nedenle "Karadeniz'in Zeugması" şeklinde adlandırılan antik kentte, şimdiye kadar iki hamam, iki kilise, bir savunma yapısı, kaya mezarları, tiyatro, bir kemerli ve kubbeli yapı, anıtsal kültik niş, sur, villa, diğer anıtsal binalar ile bazı kült alanları gibi yapılar bulundu.

Karabük Valiliğince ören yerine dönüştürülmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuruda bulunulan antik kentten elde edilen bulgulardan taşınabilir olanlar, çevre illerdeki müzelere götürülüyor, taşınmazlar ise bulunduğu yerde korunuyor.

Dört Nehir Kilisesi'nin 50 metre kadar güneyinde ilk defa geçen sene yapılan kazılarda bulunan, satır ve ok ucu gibi eserlere rastlanan kare planlı yapıda, son olarak 1600 yıllık kantar ağırlığı gün yüzüne çıkarıldı.

Bulgular bölgenin geçmişine ışık tutarken, antik kenti ziyaret edenler kazı çalışmalarını yerinde görme fırsatı yakalıyor.

Ziyaretçiler, antik döneme ait paraları, ölülere ait kişisel eşyaları ve 1800 yıllık adak levhası ile Roma askerine ait 1800 yıllık demir maskeyi de yakından inceleyebiliyor.