TBMM Genel Kurulu’nda devam eden 2026 Yılı Bütçe Görüşmeleri sırasında AK Parti Grubu adına konuşan Karabük Milletvekili Durmuş Ali Keskinkılıç, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in Karabük’te hematoloji bölümü bulunmadığına ilişkin açıklamasını düzeltti.
CHP Genel Başkanı Özel’in, Karabük’te hematoloji uzmanı olmadığı ve hastaların bu nedenle Ankara’ya gitmek zorunda kaldığı yönündeki ifadelerinin gerçek dışı olduğunu belirten Keskinkılıç, Karabük’te hematoloji bölümünün aktif şekilde hizmet verdiğini vurguladı.
Milletvekili Keskinkılıç, yanlış bilginin hem kamuoyunu hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarını yanıltabileceğini belirterek şu verileri paylaştı:
• Son bir yılda 6 Bin 200 hasta hematoloji polikliniğinde muayene edildi.
• 177 hasta hematoloji servisinde yatarak tedavi gördü.
Keskinkılıç, bu rakamların Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hematoloji alanında etkin bir sağlık hizmeti sunulduğunu açıkça gösterdiğini ifade etti.
“Genel Başkana Yanlış Bilgi Verilmiş”
Milletvekili Keskinkılıç, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’na eksik ve hatalı bilginin iletildiğini söyleyerek şu değerlendirmede bulundu:
“Karabük’te hematoloji bölümünün olmadığı yönündeki ifade tamamen yanlıştır. Bu hatalı bilginin Meclis kürsüsünden dile getirilmesi, Sayın Genel Başkan’ı da zor durumda bırakabilecek çok yanlış bir bilgidir. Karabük’te hematoloji alanında güçlü bir uzmanlık hizmeti verilmektedir.”
AK Parti Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç, Karabük’e ilişkin yanlış bilgilendirmelerin kabul edilemez olduğunu belirtti. Keskinkılıç, hem sağlık hizmetlerinin hem de diğer kamu yatırımlarının güçlü biçimde sürdüğünü ifade etti.
Milletvekili Keskinkılıç’ın TBMM Genel Kurulunda Yaptığı Konuşmanın Metni
Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
Ekonomi Bilimi; sonsuz olan insan ihtiyaçlarını üretim yöntemleri kullanarak sınırlı kaynaklar ile karşılamaktır.
Üçüncü Sanayi Devriminin 1990 lı yıllarda evirilmesinin sonucu olarak; 2010 yılından sonra Dünya da dördüncü sanayi Devrimi başlamış ve yeni bir endüstri ekosistemi oluşmuştur.
Yeni ekonomi de Bilgi ve teknoloji sermayesinin payı orantısal olarak katlanarak artıyor.
Değerli Milletvekilleri,
Sanayi ve kalkınma politikasında;
Ülkelerin göreceli olan üretim miktarlarından ziyade; oluşturduğu patent sayıları ve bunların ticari değeri ile belirlediği standartlara bakılması daha teknik bir yaklaşımdır.
Sizlere bugün bu yaklaşımla Türk sanayisinin geldiği noktaya bir bakış sunmak istiyorum.
Patent ‘’Neyi Ürettiğini’’ Standartlar ise nasıl üreteceğini ve nasıl satılacağını belirler.
Ürün değer zincirinde; katma değerini belirleyen asıl etken Patent ve Standartlardır.
Dünya Ticaretinin yüzde 80 ni standartlara uygunluk belirliyor.
Teknoloji / bilgiyi teoriden pratiğe dönüştürmektir. Teknoloji; bilginin katma değeri olarak patent mülkiyetini ortaya çıkarır.
Bilgi evrenseldir: Oluşan patentler ise mülkiyettir.
Aynı zamanda ürettiğiniz teknolojinin standartlarını da belirlersiniz.
Oluşturduğunuz Patentler size katma değer ile birlikte yeni pazar alanları açar.
Standartlar sizin Pazar hakimiyetinizde en güçlü rekabet avantajınızdır.
Bu pencereden Türkiye sanayisinin ortaya koyduğu performansa baktığımızda;
Türkiye kaynaklı bilimsel yayınların sayısını 2002’den bu bugüne yıllık 9binden; 52bine yükseldiğini görüyoruz.
Dünyada en fazla bilimsel yayın üreten ülkeler arasında 14’üncü sıradayız.
2002’den bu yana Türkiye’nin Ar-Ge harcamalarını 1,2 milyar dolardan 19,9 milyar dolara yükseldi.
Dünya Fikri Mülkiyetler Örgütünün 2024 yılı göstergelerine baktığımızda Türkiye’nin ilerlemesi net olarak gözükmektedir.
Son 23 yıl içinde yıllık yerli patent başvuru sayımızı 414’ten; 10 bin 186’ya, yükselirken yerli patent tescil sayısını ise 73’den 3 bin 390 çıktı.
Yerli patent başvuru sayında Dünyada 10.cu sıraya yükseldik.
Uluslararası Bin 982 patent başvurusuyla dünyada 15’inci sıraya yerleştik.
Bin 681 Marka başvurusu ile dünyada 6.cı ;
597 tasarım başvurusuyla dünyada 3.cü sıradayız. Bin 781 coğrafi işaretli ürünümüz var.
Bu alanda Avrupa’da birinci, dünyada ikinciyiz.
Bu sonuçların ekonomik göstergelerin yansımasına baktığımızda:
2020-2024 döneminde Dünya Ekonomisi yüzde 15,1 oranında büyürken, Türkiye Ekonomisi aynı dönemde yüzde 30,3’lük bir büyüme gerçekleşmiştir.
Bu süreçte ortalama yıllık büyüme hızı dünya genelinde yüzde 2,9 düzeyinde gerçekleşirken;
Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,4’lük oranla dünya ortalamasını neredeyse ikiye katlayan güçlü bir büyüme performansı ortaya koymuştur.
Avrupa bölgesi Sanayi üretim endeksi Pandemi öncesi döneme göre; Almanya’da yüzde 14,7; İtalya’da yüzde 6,9; Fransa’da yüzde 3,3; aşağıda seyrederken, Türkiye üretimi Yüzde 30,6 yükselmiştir.
İmalat sanayii; katma değerinde dünyada 14. sıradayız.
Sanayi ürün İhracatımız da Yüksek Teknolojide yüzde 12,7; orta-yüksek teknolojide yüzde 9,9 artışı kaydettik.
Bölgesel ve küresel sınırlamalara rağmen Türkiye ekonomisi, verimlilik ve ihracat artışlarının da etkisiyle kesintisiz büyümesini 21 çeyrektir sürdürüyor.
Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyüklüğüne göre ise ülkemiz, dünyanın en büyük 12’nci, Avrupa’nın ise en büyük 5’inci ekonomisi konumunda geldi.
2025 yılı tahminleri ışığında dünyanın en büyük 11’inci, İtalya’yı geride bırakarak, Avrupa’nın ise en büyük 4’üncü ekonomisi olması beklenmektedir.
Değerli Milletvekilleri,
Bu sonuçlar;
Sayın Cumhurbaşkanımız ortaya koyduğu vizyon ile 23 yılda Türk sanayisinin bilgi sermayesinde ki ortaya koyduğumuz performanstır.
Sayın Bakanım buradan sizleri Türkiye’nin oluşturduğu yeni teşvik sisteminde Bölgesel, sektörel, teknolojik desteklerle yerel kalkınmayı bir araya getirerek oluşturduğunuz model için tebrik ediyorum. Bu model sanayi politikaları açısından ve gelişmekte olan ülkeler açısından bir Türk modeli olarak örnek bir çalışmadır.
Yüce meclisimizi saygı ile selamlıyor. Bakanlığımız ortaya koyduğu başarıya bütçesine destek vererek teşvik etmeninizi temenni ediyorum.



