Karabük Tabipler Odası Başkanı Dr. Halil Berkay Uzuncu, geçtiğimiz gün saldırıya uğrayan ve darp edilen Karabük E.A. Hastanesi doktorlarından Beyin Cerrahı Dr. Abdullah Emre Taçyıldız ile ilgili bir açıklama yaptı.

Sağlıkta şiddetin önlenmesi ile ilgili yasaların sahada uygulamasının yeterli olmadığına işaret eden Tabipler Odası Başkanı Dr. Uzuncu “Emre hocamız bizim değerli bir beyin cerrahımız. Kendisi tümör ameliyatı da yapan, aslında Karabük'e çok şey katan çok değerli hocamız. Hastalarıyla da çok ilgili birisi kendisi, bir hasta yatırdığı zaman yeri gelir evine gitmez, gelir burada yatar. Sıkıntılı hastası olduğu zaman gelir başında durur ama bu menfur saldırı yüzünden onu da biraz küstürdüler. Kendisiyle bugün konuştuk, biraz kendisini toparlamış olayın şokunu biraz atlatabilmiş ama bu çirkin saldırı hem kamu, hem sağlık hizmeti veren bir hekime hem de servisin işleyişinin bozulmasına yol açtığı için bununla ilgili alınan önlemlerin hala yetersiz olduğunu görebiliyoruz.” Diye konuştu.

Dr. Uzuncu,”Sağlıkta şiddetin önlenmesi için hükümet birçok yasal değişiklik yaptı ama sahada uygulamaları göremiyoruz maalesef. Şöyle bir durum var hukukta; Yasaları değiştirsek bile belirli bir zaman almadıktan sonra sahada çalışanların bunları uygulaması zor oluyor. Daha öncede Safranbolu'da böyle bir durum yaşanmıştı, serbest bırakılmıştı saldırganlar ama biz devreye girmiştik, gerekli yerlerle görüşmüştük, saldırgan tutuklanmıştı. Yine bununla ilgili girişimlerimizi, görüşmelerimizi yapacağız.” İfadelerini kullandı.

Dr. Uzuncu Güvenlik önlemlerinin artırılmasıyla ilgili taleplerini tekrar ileteceklerini, gerek Başhekim ile gerek İl Sağlık Müdürü ile konuşacaklarını belirterek, açıklamasına şöyle devam etti;

“Hekimlerimiz bizim için değerli. Özellikle Karabük gibi bir yerde hekim tutmakta zorlanırken, böyle büyük işler yapan Karabük'e değer katan hekime, bir babaya vaktinin çoğunu hastanede harcayan hekime böyle bir saldırı yapılmasını şiddetle kınıyoruz. Saldırganların da gerekli cezayı almasını talep ediyoruz. Çünkü bu hem bir şiddet, hem de kamusal bir olayı engelleme olayıdır. Burada başka hastaların sağlık hizmeti alınması da engellemektedir. Hal böyle olunca iş sadece sağlıkta şiddete değil, beraberinde başka hastalarında hizmet almasını engellediği için daha büyük sorunlara yol açmakta.

Saldırıya uğrayan Abdullah Emre hocamız değerli bir beyin cerrahı. Mecburen yaşadığı fiziksel şiddet nedeni ile izne çıkmak zorunda kaldı ve bu hizmetin aksamasına sebep olmak demek. Kendisinin yıpranmışlığı, döndüğü zaman tekrar nasıl işine adapte olacak, nasıl eski özverisi ile çalışacak bunların hepsinin düşünülmesi gerekiyor açıkçası.”

Saldırı olayının detaylarına da değinen Tabipler Odası Başkanı “Önce hemşire arkadaşlara saldırıyorlar, sonra hekim arkadaş geliyor. Hekim arkadaşa da saldırıyorlar, kendilerini odaya kilitliyorlar. Bunun hiçbir mantıklı bir açıklaması yok. Demiş ki; Hastayı taburcu etmeden önce tekrar bir filmini göreyim, iyice emin olayım, gidebilecek durumda olduğundan, buna rağmen hekime saldırı oluyor. Hemşireye saldırı oluyor, burada çalışan arkadaşlarımıza saldırı oluyor, bunun hiçbir mantıklı açıklaması yok. Bunun hiçbir mantıklı açıklaması yoksa bunun bir cezası olması lazım. Bu şiddet olayını gerçekleştiren kişilerin ceza almasını talep ediyoruz, bununla ilgili yasal sürecin başlatılmasını talep ediyoruz.” Dedi.

Karabük Tabipler Odası, Doktorların İlgisizliğinden Kapanma Tehlikesi Yaşıyor

Karabük Tabipler Odası olarak, meslektaşlarının ilgisizliğinden de yakınan Dr. Halil Berkay Uzuncu “Maalesef Karabük'te öyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Daha öncede iki sene Tabip Odası Başkanlığı yapmıştım, tekrar önümüzdeki iki sene de Tabip Odası Başkanlığı yapacağım. Buradaki hekim arkadaşlardan yeterli desteği göremiyoruz. Küçük bir odayız, büyük işler yapacak potansiyeli olan oda değiliz ama en azından burada birbirimize sahip çıkabilecek, kanunla kurulmuş, yasal düzenlemeleri olan meslek odamız var. Her ne kadar genel merkezin siyasi görüşü farklı olsa da biz çizgimizi belli ettik. Biz apolitik insanız, siyasetle işimiz yok. Bizim amacımız burada hem hekim haklarını, hem anayasal olarak güvence altına alınmış sağlık hizmetlerini sürdürülebilirliğini devam ettirmek.” Diye konuştu.

Hekimlerin kendi arasında birlikteliği oluşturamamasına da değinen Dr. Uzuncu açıklamalarını şu ifadeler ile sürdürdü;

“Aslında TTB'nin tek görevi hekim haklarını savunmak değildir, sağlık hizmetlerinde verimli bir şekilde ilerleyebilmesini de takip etmesi gerekir. Ama biz burada yeterince birlik oluşturamıyoruz. Geçtiğimiz pazar seçim yaptık, aday bulmakta zorlandık. Açıkçası ben biraz ara vermek istiyorum ama onda bile tekrar devam etmek zorunda kaldım. Öteki türlü oda kapanacaktı. Bu olumsuz bir durumdur. Kanunla kurulmuş bir meslek örgütünün, bir ilde kapanıyor olması, kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış olması çok üzücü bir durum. Böyle bir şiddet olayı yaşandığında veya bir hekim arkadaşın bir şeye ihtiyacı olduğunda yeterli desteğimiz olmadığı için bizde o arkadaşımıza destek olamıyoruz yeterince.” Dedi.

Tabi ki biz hekim haklarını, insan haklarını savunacağız gerekli yerlerde TTB olarak devreye gireceğiz ama kanunla bize tanınmış olan görev tanımları içinde bunu yapmamız gerekiyor. En büyük tepkiyi buradan alıyoruz. Her ne kadar apolitik olduğumuzu söylesek te bununla ilgili tepkilerimizi göstersek de maalesef burada hekim arkadaşlarımızı ikna edemiyoruz. Yeterli destek olmayınca da oda da atıl durumda kalıyor, yeterli tepkimizi gösteremiyoruz. Ekrem ağabeyimiz menfur saldırıya uğradığı olayda yaklaşık 200-250 kişiye yakın hekim toplandık böyle bir durumda birlik sağlayabildik. Aslında istediğimiz zaman yapabiliyoruz. Aynısını bunda da gerçekleştirebilmemiz gerekirdi ama biz biraz Emre hocamızı yalnız bıraktık. Herkes tek tek telefonla aradı yapabileceği bir şey var mı diye sordu ama bazen birliktelik bir arada durmak daha büyük güç oluşturur.

Bu süreçte sadece duygusal değil hukuki destekte verebilmemiz lazım hekim arkadaşımıza ama yeterli desteğimiz olmadığı zaman mecburen bu destekten de yoksun bırakmış oluyoruz hekim arkadaşımızı. Gerçi kendisi yasalarla korunma altına alınmış durumda, bunlarla ilgili yasal düzenlemeler var. Bakanlığın düzenlemeleri var ama bizde bu konuda ekstradan destek olmak isterdik.”

Editör: Ergün Başkaya