Karabük’ün yakından tanıdığı, eğitimci ve cemiyet adamı Yalçın Kılınç, İYİ Parti’den Milletvekili adaylığı ile ilgili kamuoyunda konuşulanlarla ilgili açıklama yaptı.

27 Yıllık eğitimcilik hayatından sonra geçtiğimiz aylarda emekli olan, Karabük Kent Konseyi Başkanlığı, Atatürkçü Düşünce Derneği Eski Yöneticisi Yalçın Kılınç, Karabük Net Haber Sorumlu Editörü Ergün Başkaya’nın sorularını cevaplandırdı.

İYİ Parti’den milletvekili adaylığı ile ilgili son günlerde adının yoğun bir şekilde geçmesiyle ilgili açıklama yapan Kılınç, kendisine yöneltilen soruyu şu ifadeler ile cevaplandırdı;

“Şimdilik neden olmasın diyebilirim. Bu karar evet adayım demek için erken, ortada bir seçim kararı yok. Ortada bir seçim takvimi yok, hala insanlarımız seçim olup olmayacağından emin değil. Kan kaybeden bir hükümet, bir iktidar var. Seçimi kaybedeceğinden dolayı bu seçimi yaptırtmayacağını düşünen insanlarımız var. Böyle bir ortamda henüz bir seçim tarihi, seçim takvimi yokken ‘adayım’ demek herhalde doğmamış çocuğa çamaşır almaya benzeyecektir. Bu yüzden bunları konuşmak için erken. Ancak böyle bir ortam oluşursa, Karabük'te doğmuş, büyümüş, yıllarını buraya harcamış bir kişi olarak çevremizden de bu şekilde tavsiyeler alıyorum. Buna ‘neden olmasın?’ diyebilirim. Günü geldiğinde daha net bir cevap verebiliriz.”

27 Yıllık eğitimcilik ve devlet memurluğuna emekli olarak, üç ay önce noktalayan Yalçın Kılınç, neden İYİ Parti’den siyasete girmek istediğini de şu cümleleri ile açıklık getirdi;

“Aslında ben siyasetin bir yanında hep vardım. Ama bildiğiniz üzere 657 sayılı devlet memurları, kanun gereğince aktif siyaset yapamazlar. Bundan dolayı belki resmi anlamda siyasetin içinde olamasak da ben siyasi görüşlerimi, siyasi tarafımı her zaman belli eden bir insandım. Gerek cemiyet içerisindeki sohbetlerimde gerekse sosyal medyamda hiçbir zaman bunu açıklamaktan ve açık etmekten geri durmadım. Benim kimliğim Karabük'te hep net olmuştur, bir siyasi yelpazeye baktığınız zaman sokakta Yalçın Hocayı tanıyanlar içerisinde mikrofon uzatsanız, hemen herkes diyecektir ki, ‘Yalçın Hoca, milliyeti, Atatürkçü, muhafazakar bir insandır.’ Bu tanımlarla zaten ortaya çıkabilecek siyasi parti ismi 1 veya 2 tanedir fazla olmayacaktır.

Bugün ki ortamda herkes beni bilir ki mevcut iktidara muhalif biriyim. Mevcut iktidarın icraatlarını, söylemlerini kabullenmeyen, doğru bulmayan bir yapıdayım ve muhalif olduğumu söyleyebilirim. Değişmesi gerektiğine inanan insanım. O zaman muhalefette beni bir yere koyacaksanız. Tabi ki cemiyet hayatında beni İyi Parti'ye yakıştırıyorlar, benim içinde doğrudur. Çünkü Sayın Genel Başkan Meral Hanımı ben yıllardır tanırım, kendisinin hayranıyımdır. Kendisinin o milliyetçi duruşunu, o Atatürkçü duruşunu, onun siyasi hayattaki omurgalı hareketini, her an, her şekilde, her soruya cevap verecek bilgi donanımına sahip olması, her şeyden öte meslektaşım bir tarih öğretmenidir kendisi. Biliyorsunuzdur tarih toplumsal ve siyasal olayların laboratuvarıdır. Bir tarihçi siyaset yapmayacakta kim yapacak? Şu anda benim lider olarak görebileceğim en önemli kişi ve gönülden destekliyorum, desteğimi de her anlamda sunmak istiyorum. Madem devlet memuru zincirinden kurtulduk, olmam gereken saflar budur diye düşünüyorum. İnşallah bizim de çorbada tuzumuz olacak diyeceğiz.

Bildiğiniz üzere benim 27 yıllık bir kamu deneyimim var. Öğretmenlik hayatımda insana yatırım yaptım. İnsan yetiştirdim. İnsan yetiştirirken onlara hayata hazırlayacak bilgilerle donatmak üzere öğretmenlik mesleğine gönül verdim. Yaklaşık bunun 15 yılı okul yöneticiliklerinde geçti, dolayısıyla bir yanım eğitim hayatı içerisinde oldu,

Bir diğer yönümleyse uzun yıllar sendikacılık yaptım. 15 Yıla yakın. 10 Yılı aktif olarak Türk Eğitim Sen'de ikinci başkanlık görevinde bulundum. Sendikacılığın nasıl yapılması gerekiyorsa gayret ettim.20 Yıllık böylesine bir otoriter iktidarda, totaliter bir iktidarda ona karşı muhalif bir devlet memuru olarak, göğüsleyerek yaptım. Buradan gelen birikimlerim var.

Bunun dışında takdir edersiniz ki 3 yıllık bir dönem Karabük Kent Konseyi başkanlığım var. Sivil toplum örgütlerinin içinde bulundum. Bunun dışında Atatürkçü Düşünce Derneğinin iki dönem yönetiminde bulundum. Oradaki bir eksikliği doldurduğuma inanıyorum. Memuriyet ve bürokrasi hayatım bir arada oldu. Sivil toplum örgütleri ve sendikal hayatım oldu.

Bunun dışında sizlerin de bildiği üzere bir de ticari hayatım vardı. Ticari hayatın reel sektöründe içinde oldum. Şimdi baktığınız zaman kafasının bir bölümü memuriyet ve bürokrasi ile geçmiş memur ve bürokrat gibi Anayasal kanunlar, tüzükler, yönetmeliklere hakim bir insan var. Bir tarafında sivil toplum örgütlerinde uzun yıllar görev almış toplumun nabzını tutmuş bir insan var. Bir tarafta ticari hayatta bulunmuş, esnaflığı bilen, bankacılık sektörünü bilen, finans ortamlarını bilen ve her türlü yönetim kademelerinde bulunmuş bir insan var. O halde ‘siyasette ben bulunmayacağım da kim bulunacak?’ diye bir soruda ben sorabilirim.

İyi Parti için çok iyi bir aday olduğumu düşünüyorum. Seçilme yüzdesi çok iyi bir aday olduğuma inanıyorum. Bugüne kadar İyi Partinin düşünemeyeceği hayal bile edemeyeceği büyük bir oy oranına ulaşacağını düşünüyorum. Bu potansiyeli kendimde görüyorum ki çevrem, dostum, istişare ettiğim insanlarla vardığım kanı bu. Benim kendi kendime oturup hayal gördüğüm bir şey değil. Her şeyden önemlisi benim bir derdim var. Benim birileri gibi kaymaklı milletvekili maaşı alayım, ceylan derisi koltuklarda oturayım şeklinde dünyam yok. Benim derdim var. Yörem için, yetiştirdiğim gençler ve onların yarınları için, arkada bırakacağımız nesil için benim bir derdim, bir davam var. Ben bunları uygulayabilmek için eğer Allah nasip ederse, orada bulunmak isterim ama şartlar nasip eder bu fırsatı bize verilirse.”

Farklı bir siyasetçi olmayı hedeflediğinin altını da çizen Yalçın Kılınç, farkındalığını ortaya koyacağını belirterek, “Bugüne kadar konuşulanları konuşmayacak, konuşulmayan ne varsa konuşan adam olduğumu göreceksiniz ve bugüne kadar değinilmeyen konulara değindiğimi göreceksiniz. Es geçilen konuları yeniden gündeme getirdiğimi göreceksiniz. Seçilirim, seçilmem ayrı bir mevzu ama aday olanları bir dakika boş durdurtmayacağımı, onları çalışmayı, gayret etmeyi, üretmeye zorlayacağımı, itici güç olacağımı, yani en azından bunu yapacağımı göreceksiniz.” Diyerek, sözlerini tamamladı.