2016’da Özçelik İş Sendikası Genel Başkanlığına gelen Yunus Değirmenci, Türk sendikacılık tarihinin sayfalarına acaba nasıl geçecek?

Recep Akyel’in dediği gibi sendikacılık tarihine yüz karası olarak mı?

Yoksa başka bir şekilde mi?

Bu soruya cevap bulmak için altı yıllık genel başkanlığını kronolojik sıraya göre şöyle bir irdeleyelim ve hafıza tazeleyelim;

2 Ağustos 2016’da Genel Başkanlık görevine gelen Yunus Değirmenci’nin ilk icraatı 3-4 yıldır Türk Metal Sendikası ile İskenderun D.Ç’deki sendikal yetki davasının kazanılmasıyla, iki dönemdir yapılamayan toplu iş sözleşme masasına, üçüncü dönem oturdu.

Ve…

4 yıllık toplu sözleşme kaybı yaşayan İskenderun D.Ç. çalışanlarını, sendikaya işverenin aidat kaybı olarak verdiği 17 Milyon TL karşılığı, kelimenin tam anlamıyla ‘masada sattı’ desek yanlış bir benzetme olur mu?

Çünkü İskenderun işçisi yıllardır Kardemir çalışanlarından hep daha yüksek maaş almıştır ve 2018’deki toplu sözleşme ile İskenderun işçisinin kaybı en az yarı yarıya olmuştur.

Şu an ortalama 7-8 Bin Lira maaş alan İskenderun işçisi karşısında, Karabük işçisi ise 9-10 Bin lira alıyor.

Bu da demektir ki, şu an İskenderun işçisinin 11-12 Bin lira maaş alması gerekiyordu.

Kaba bir hesap ile İskenderun işçisinin aylık ortalama 4-5 Bin lira civarında kaybı olmuştur.

Yani, İskenderun işçisinin hakkı, şu an alması gereken bir aylık maaş farkı kadar bir bedel denk gelen, 17 Milyon lira aidat parası karşılığında 2018 toplu iş sözleşme masasında bırakıldı.

Ardından Kardemir A.Ş. 2018 toplu iş sözleşmesinde, iş verenin tasarrufa gitmek için kademeler konusunda yaptığı değişikliği kabul etti.

En önemlisi ise kademe komisyonunda yer alan sendika temsilcilerini ise yine toplu iş sözleşmesinde masada bıraktı.

Ne kademe komisyonu kaldı,

Ne kademeler.

Ve…

Sayın Yunus Değirmenci, Kardemir işçisinin 70 yıldan fazladır hak edişi olan kademeleri de “Kademeler bizim işimiz değil” diyerek, 2018’de bitirdi.

Bunun en büyük şahidi o dönemin Karabük Şube Başkanı Ulvi Üngören’dir.

İsteyen sorabilir.

İnkâr edeceğini sanmıyorum.

2022 Yılının ilk aylarında Kardemir işçisinin kademeleri ile ilgili mücadele başlatan kendi şube başkanı Kenan Yılmaz ile bir kere bile bu konuyu görüşmedi.

Genel Başkanlık yarışını kaybedeceğini hissedince,

Ne yaptı ne etti, Kardemir Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Bayraktar’ı ikna ederek, kademelerin 4 Temmuz da verilme kararının alınacağını açıkladı.

Kurban Bayramı arifesi olan 10 Temmuz da kademeler açıklandığında ise tüm Kardemir işçisi tam bir hayal kırıklığına uğradı.

15 Yıllık işçi 10. kademeden, 16’yı beklerken, 12. kademeyi aldı.

Yanı başındaki 5 yıllık işçi ise 14. veya 16. kademeyi aldı.

Şimdi binlerce Kardemir işçisi kademelerine itiraz dilekçesi yazmaya hazırlanıyor.

Sayın Yunus Değirmenci, öyle efsanevi bir işçi lideri ki

Hem de öyle, böyle değil.

Kademelerinden memnun olmayan işçilere ‘sendika temsilcilerinize gidin’ diyeceğine,

Yine işvereni işaret ederek ‘işyerindeki amirlerinize başvurun’ dedi.

Eee, işverenle iş tutarsan, sendikacılığını da bir kenara bırakmak zorunda kalırsın.

Kenan Yılmaz’ın kademeler ile ilgili eylemlerine, işverenin koluna girerek son veren Sayın Yunus Değirmenci, kendisini arayan yüzlerce mağdur olan Kardemir işçisinin ise telefonlarına çıkamadı.

2018’de Kardemir işçisinin kademelerini sonlandıran Sayın Yunus Değirmenci, genel başkanlık gidiyor korkusuyla, şimdi çifte bayram müjdesi ile aklı sıra geri verdirdiği kademelerin de içine etti.   

Gelelim Seydişehir’e,

Gebze’ye ve birçok işyerine.

Buralarda çalışan Özçelik İş Sendikası üyelerinin %90’ı asgari ücret alıyor.

Allah aşkına sizlere soruyorum,

4857 Sayılı İş Kanunu gereği hiç kimse asgari ücret altında sigortalı çalıştırılamazken, buralardaki işçiler size neden bir günlük yevmiyesini veriyor.

Zaten bu emekçi, iş yasası gereği asgari ücret maaşını alıyor.

Sendika, asgari ücretin üstüne bir kuruş koymuşta mı aidat alıyor?

Yine Gelelim Sayın Yunus Değirmenci’nin ve ilk zamanlarda kendisine kafa kaldıran, sonra kol kola giren Bayram Altun’un akçeli işlerine.

Genel Merkez Yönetim Kurulunu 5’den 4’e düşürünce, alınan kararlarda genel başkanın oyu beraberlik durumunda iki oy oldu.

Ve…

Ne olduysa, bundan sonra oldu.

Recep Akyel ile Ferhan Öner’i saf dışı bırakan Sayın Yunus Değirmenci, tüm kararları, ödemeler ile harcamaları Bayram Altun ile birlikte yapmaya başladı.

Son iki yıldır nereye ne ödendi ne harcamalar yapıldı, Akyel ile Öner’in haberi bile olmadı.

Zaten ipler bu nedenle kopmadı mı?

Yahu Sayın Yunus Değirmenci Beyefendi, sormadan geçemeyeceğim;

İskenderun’da işten attırdığınız iddia edilen Fuat K. isimli şahıs size Facebook’tan ağız dolusu küfürler ve hakaretler etti mi diye, hesabına 100 Bin Lira gönderdiniz?

Adam delikanlıca gönderdiğiniz paraların dekontlarını yine Facebook hesabından yayınlayarak, ‘bana bu parayı niye gönderdin’ dedi?

Hem gönderdiğin 100 Bin lirayı çatır çatır yedi, hem de en ağır hakaretleri ile küfürlerini saydırmaya devam etti.

Her gün küfür eden adamı, utanmadan bir de genel merkezde ağırladınız.

Ve hala sana küfür ediyor.

Eski sekreterin bile bu nedenden dolayı işten ayrılmadı mı?

Helal olsun kadına.

Seninle birlikte, kendisi hakkında da ithamlarda bulunan adamı makamında ağırlayınca çekip gitmişti.

Neyse…

Gelelim birkaç yıl önce yapılan Ankara Çukurambar’daki genel merkez binasının inşaat işine;

Bir inşaat firması ile 6.5 Milyon Lira + KDV’ye anlaştınız.

Bir buçuk yıl sonra biten genel merkez binasına 23 Milyon lira ödediniz.

‘Genel merkez binası kaça mal oldu?’ diye soranlara ise sırıtarak ‘ben de bilmiyorum ki’ cevabını verdiniz.

Genel merkez ve İskenderun şube binalarının yapımında kardeşinin Kayseri’den giden briketlerini buradan bahsetme ihtiyacını bile duymuyorum.

Milyonlarca lira değerindeki lüks model BMW makam aracını,

Oğlunun altından inmeyen sendikaya ait VİP minibüsü,

Lüks yaşantılarını,

Sendikanın muhasebe elemanları üzerinden bir yerlere gönderilen paraları,

Karşılığında alınan organizasyon, çiğ köfte, yemek ve diğer faturaları,

Bu ve bunun gibi daha birçok iddiaları saysak, acaba bu satırlar ne kadar uzar?

Ha bir de Sayın Değirmenci’nin bu aralar yargı ile başı fena belada.

Ankara 4. İş Mahkemesi gönderdiği bir müzekkerede, sendikaya ait aidat kayıtlarını, yevmiye ve envanter defterlerini, defteri kebiri ve gelirlere ilişkin kayıt defterlerini ayrıca, yine sendikaya ait tüm banka hesap kayıt dökümlerinin neden istedi?

Şu an yine başka bir inceleme ile ilgili, hakkınızda dolandırıcılık, zimmet, güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik, irtikap ve ihaleye fesat karıştırma suçlarından neden savcılık soruşturması altındasınız?

Sahi, niye çıkıp mal varlığınızı açıklayamıyorsunuz?

Sayın Yunus Değirmenci,

Size bir sorumuz daha olacak.

Twitter hesabınızın kapağında iki tane siyasetçi ile olan fotoğrafınız var.

Siz, gerçek bir sendikacı,

Gerçek bir işçi lideri olsanız,

Hep destek aradığınız siyasetçilerin ve işverenlerin değil de,

Orada kendi tabanınızda yer alan işçiler ile fotoğrafınız olması gerekmez miydi?

6 Yıllık Genel Başkanlığınızda, 45 Bin üyenin hak ve çıkarları için neler yaptığınızı anlatabilir misin?

Özçelik İş Sendikası’nın efsanevi lideri Metin Türker, kendi koltuğunda böyle bir kişinin oturduğunu görüp, inşallah mezarında ters dönmemiştir.

Kısacası;

17 Temmuz da yapılacak olan Genel Başkanlık yarışını kaybetsen de kazansan da,

Türk Sendikacılık Tarihinin tozlu sayfalarına,

Yüz karası olarak geçeceksin.

Bunu biz demiyoruz,

45 Bin üyenin tamamına yakını diyor.