analiz-30.06.2013


 

Kardemir Karabükspor son haftalarda adeta Karabük’te birilerinin başına bela oldu.

Karabük’ün nüfusunun 5-10 katına sahip olan iller Süper Ligde takımı olması için her şeyi yapar, biz ise Süper Lig’de ki takımımıza sahip çıkma noktasında aciz kalıyoruz.

Son günlerde yaşanan olayları bu yazımızda tüm ayrıntıları ile sizlere aktarmaya çalışacağız.

Kaldı ki birçok yaşanan süreçlerin neredeyse tam göbeğinde yer aldık.

Ve bu yazımızı sizler okumadan önce şunu diyoruz...

"Bu yazımızı tarihe not düşürün..."

 

KARABÜKSPOR ONLARIN ÇOCUKLARININ OYUNCAĞI MI..?

Karabükspor, 2012-2013 futbol sezonuna Nevzat Şahin Başkanlığında ortalama 30-40 Milyon TL ile başladı.

Yayıncı kuruluştan, Spor Totodan ve Türkiye Futbol Federasyonu’ndan (TFF) gelen paralar ile geçtiğimiz sezon kulübün sezon boyunca bütçesi 50-60 Milyon TL’yi buldu.

Eski para birimi ile 50-60 Milyon TL deyince, dile kolay geliyor değil mi.. Trilyon rakamlar.

Nevzat Şahin her ne kadar resmiyette kulüp başkanı olsa da, asıl nihai kararları veren Mutullah Yolbulan’ın oğlu Mustafa Yolbulan olmuştur. Mustafa Yolbulan’ın izni ve haberi olmadan hiçbir işlem yapılamamıştır.

Sezon bitiyor ve Murat Yolbulan, Mustafa Yolbulan, H. Çağrı Güleç kendilerine göre bir yönetim hazırlığı içine giriyorlar. Hatta transfer komitesi kuruyorlar. Yolbulan kuzenler teknik direktör arayışında, Tolunay Kafkas ile görüştüklerinde, 5 Milyon Euro olarak açıkladıkları transfer bütçesi az bulununca, 15 Milyon Euro’ya çıkartıyorlar.

Ne olduysa, kongreye beş gün kala Mutullah Yolbulan ve Kamil Güleç çocuklarını kulüpten çekiyor ve “Kardemir artık Karabükspor yönetiminde olmayacak” beyanında bulunuyorlar.

Kardemir Yönetimini oluşturan Yolbulan ve Güleç ailesinin neden böyle bir karar aldığı da ayrı bir tartışma konusu. Haklarında açılan davaya mı tepki gösterdiler, yoksa yeni sahip oldukları yabancı ortakların baskısı mı var?

Burası da ayrı bir muamma.

Tabiri caiz ise Mutullah Yolbulan ve Kamil Güleç ağlasalar da, sızlansalar da, çocuklarının elinden oyuncaklarını alıverdiler.

 

KARABÜKSPOR’U KENT YÖNETSİN

Kardemir Yönetiminin, “Karabükspor’u kent yönetsin, biz de gerekli sponsorluk desteğinde bulunuruz.” açıklamasından sonra, görev Vali İzzettin Küçük’e, Belediye Başkanı Rafet Vergili’ye, Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Ali Cengiz Gül ile Karabük TSO Başkanı Sedat Namal’a düştü.

Herkes Karabükspor’un en iyi şekilde yönetilmesini istiyor ama bir türlü ortaya tatmin edici bir çalışma konulamıyordu. Hatta birçok isim üzerinde kulüp başkanlığı tartışması kendi aralarında yapılırken, Vali birden tatile çıkma kararı aldı. Çelik İş Sendikası Genel Başkanı İskenderun’a gitti, TSO Başkanı Sedat Namal Ankara’da…

Öyle, böyle derken…

Başkan Rafet Vergili, Karabükspor Başkanlığı için mükemmel bir isim buldu ve ikna etti.

Şefik Dizdar…

Taha Holding Yönetim Kurulu Başkanı. Dünyaca tanınmış LC Waikiki markasının büyük ortağı. Dünyanın 138 ülkesinde mağazası olan, bünyesinde 20 Bin kişiye yakın istihdam sağlamış, şirketinin borsa değeri 4.5 Milyar Dolar olan Şefik Dizdar…

Şefik Dizdar’ın mali büyüklüğü, Kardemir Yönetimini oluşturan ailelerin neredeyse tamamına eşit diyebiliriz.

Böyle bir ismin ikna edilerek, Karabükspor’a kulüp başkanı olması gerçekten yapılabilecek en güzel bir girişim olmuştur, Rafet Vergili adına.

Sayın Vergili'de zaten "Belediye Başkanı olarak, kulüp yönetimine girme şansım olsaydı, Şefik Ağabeyin altında yönetime girer ve bundan da gurur duyardum." diyor.

 

NE OLDU DA ŞEFİK DİZDAR VAZ GEÇTİ..?

Geçtiğimiz hafta Perşembe akşamı Karabükspor’a başkan adaylığı açıklanan Şefik Dizdar ile Cuma akşamı Başkan Rafet Vergili bir araya geldi ve yönetimin belirlenmesi konusunda çalışma yaptılar.

Vali, Çelik İş Genel Başkanı ve Karabük TSO Başkanı şehir dışında olduğundan, onlarla telefon trafiği içine girildi.

Çelik İş Sendikası üç isim verdi. Şube Başkanı Ulvi Üngören, Şube Yöneticisi Alaaddin Danışman ve Rahmetli işçi lideri Metin Türker’in oğlu Volkan Türker. Mutullah Yolbulan Ahmet Gölbek, Hüseyin Çağrı Güleç, Taner Canyurt gibi isimleri verdiler yönetime. Karabük TSO Başkanı Sedat Namal’da şehir dışında olduğundan dolayı, telefonla aranarak isim istendi. İşte orada bir kriz oluştu.

 

SEDAT NAMAL KRİZİ NASIL DOĞDU..?

Sedat Namal’ı Başkan Rafet Vergili kendi telefonu ile arıyor ve telefonun hoparlörünü açarak Şefik Dzidar’a veriyor. Şefik Dizdar, Namal’a As Başkanlık teklifinde bulunuyor. Sedat Namal'ın, öğle saatlerinde de Taner Canyurt tarafından aranarak, TSO Meclis üyesi Selçuk Ergin’i istemesi ayrı bir problem oluşturmuştu. Dizdar’ın As Başkanlık teklifine, Sedat Namal olumsuz cevap verdi.

Bunun üzerine Şefik Dizdar’ın, Sedat Namal’a TSO Meclisinden isim istedi. Namal “Karabük TSO Meclisi olarak bir karar aldık ve Karabükspor’a meclis üyeliğinden isim veremeyeceğiz.” Cevabını verdi.

İşte bu dakikadan sonra kriz başlıyor ve Şefik Dizdar adaylık noktasında geri çekilme kararı alıyor. Şefik Dizdar’ın adaylıktan çekildiğini açıklamasından hemen sonra Mutullah Yolbulan’ın evinde bir toplantı düzenleniyor.

 

FATURAYI KARABÜK TSO BAŞKANI SEDAT NAMAL’A KESELİM

27 Haziran Perşembe akşamı Şefik Dizdar’ın Karabükspor Kulüp Başkanlığı adaylığı açıklandı. Aynı gün, Şefik Dizdar’ın adaylığı henüz açıklanmadığı sıralarda Karabük TSO Meclis toplantısında, Meclis üyesi ve TSO Başkan Yardımcısı Fatih Çapraz bir öneride bulunuyor. “Meclis üyelerimizin arasında bir kırgınlık oluşmaması için, Kulüp yönetimine meclis üyesi arkadaşlarımızdan isim vermeyelim ve girmesinler. Odamızın üyelerinden isim verebiliriz.”

Bu öneriyi veren, Karabük’ün tanınmış sanayicilerinden olan Nazım Çapraz’ın oğlu Fatih Çapraz ayrıca Rafet Vergili’nin yakın akrabası. Nazım Çapraz, Vergili’nin öz dayısıdır.

Fatih Çapraz’ın bu önerisi, 23 kişilik meclis toplantısından tam bir oy birliği ile kabul ediliyor.

Karabük TSO Başkanı Sedat Namal’ın kabullenemediği iki konu vardır.

Birincisi; Karabük TSO’dan isim istenmemeliydi, şehre teslim edilen Karabükspor yönetimi hep birlikte hazırlanmalıydı.

Namal, bu düşünceyi taşıdığını ama asla sözlü olarak Şefik Dizdar’a veya Rafet Vergili’ye söylemediğini beyan ediyor.

İkincisi; TSO Meclisinden alınan kararı telefonda beyan ettiğinde, Rafet Vergili’nin “Sen kimsin TSO Meclisinde öyle bir karar alıyorsun” çıkışını yapmasıdır. Vergili’nin bu çıkışı karşısında, Sedat Namal’da sert bir çıkışta bulunmuş ve işte ipler bu şekilde gerilmiştir.

Sedat Namal, ayrıca TSO Meclisinden kulüp yönetimine isim verilmemesi kararının alınmasının fikrinin Fatih Çapraz’dan çıktığının altını da çiziyor.

Karabük TSO Başkanı Sedat Namal ile yaptığımız görüşmede, şahsımıza şu beyanlarda bulundu;

“Şefik Dizdar, Karabük’ün çok değerli bir ismidir. Biz o akşam telefonda onunla tartışmadık. Bana ‘Sen kimsin TSO Meclisinde böyle bir karar alıyorsun’ diyen Rafet Vergili ile tartıştık. Madem, Sayın Vergili MHP Meclis üyelerinden niye isim vermedi.

Kaldı ki, Şefik Bey’in adaylıktan çekilmesi benim çıkışım nedeniyle olmamıştır. AK Parti ile MHP arasında yaşanan ve gittikçe büyüyeceği görülen çatışmadan dolayı geri çekilmiştir. Ben Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanıyım. Bana Sayın Vergili ‘Sen kimsin’ kelimesini kullanmamalıydı. Ben ona sen kimsin diyebilir miyim? Biz siyaset üstü kurumlarız. Ben TSO’da partizanlık gütmem. Meclis üyeleri aramızda uzun yıllar MHP Karabük İl Başkanlığı yapan iki arkadaşımız var.

Kimse Karabükspor Yönetiminin oluşmasında yaşanan krizi bana ve Karabük TSO’ya bağlamasın”

Sayın Namal’ın beyanları bunlar…

Ayrıca kongre sabahı Mutullah Yolbulan’ın kendisine kulüp başkanlığı teklifi yaptığını belirten Sedat Namal “Ben bu teklifi geri çevirince, yanımdan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’i arayarak beni ikna etmesini istedi. Sayın Şahin’de ‘Sedat Namal böyle bir karar aldıysa, saygı duymalı. O kendini TOBB’daki görevlerine hazırlıyor.’ Dedi. Ben Kulüp Başkanlığını düşünseydim, daha öncede teklif edildi, kongre sabahı da teklif edildi.” Diyor.

Mehmet Ali Şahin’de bu gün Karabük’ gelerek, Karabükspor Adaylığından çekilen Şefik Dizdar ile ilgili Sedat Namal’ın suçlanmasının, ona bir haksızlık olduğunu basına beyan etti.

 

TANER CANYURT BAŞKANLIĞINDAKİ YÖNETİM BİR HAFTA İÇİNDE DAĞILABİLİR  

Apar, topar gece yarısı yapılan liste ile Taner Canyurt Başkanlığındaki yönetimin birkaç güne kalmaz hükmünün yitireceği bekleniyor. Çünkü AK Parti İl Başkan Yardımcılığı görevleri bulunan Hüseyin Akgün ile İhsan Mutlu’nun istifası söz konusu.

Ayrıca MHP İl Genel Meclis Üyesi Ahmet Karabacak’ın da istifa ettiği haberleri güçlü bir şekilde gelmeye başladı.

Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Sayın Ali Cengiz Gül’de oluşan yönetime doğan tepkilerden rahatsız ve kulüp yönetiminde olan Ulvi Üngören’in, Alaaddin Danışman’ın ve Volkan Türker’in de her an istifası bekleniyor.

 

BU CENAZE ORTADAN KALDIRILMALI

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Karabükspor’un bu yönetiminin birkaç güne kadar değişmesi kaçınılmaz bir son. Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili ve Karabük Ticaret Sanayi Odası Başkanı Sedat Namal bir anlık gerilen sinirleri ile yaşanan bu tartışmaları bir kenara bırakmaları gerekiyor.

Önümüzdeki hafta, Vali bey de tatilini kesip Karabük’e gelmeli. Vali İzettin Küçük, Belediye Başkanı Rafet Vergili, Karabük TSO Başkanı Sedat Namal ve Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Ali Cengiz Gül bir araya gelerek, ilk önce Şefik Dizdar beyi tekrar ikna etmeliler. Ardından da makul ve mantıklı bir yönetim kurarak, Karabükspor’u içine girdiği bu çıkmazdan çekmeleri gerekir.

Hatta Kulüp Yönetiminin belirlenmesinde, her defasında atlanan Karabük’ün TSO’dan sonra en büyük Sivil Toplum Kuruluşu olan, Karabük Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birlik Başkanı Nurettin Tümen’i de unutmamaları gerekir. Aksi halde kent tam anlamıyla temsil edilmemiş olur.

Karabük TSO Başkanı Sedat Namal’da “bu cenazeyi Vali Bey, sendika genel başkanımız ve Belediye Başkanımız bir araya gelir biz hallederiz. Kimsenin şüphesi olmasın.” diyor.

Bu sefer de Belediye Başkanı Rafet Vergili “Ben karışmıyorum.” derse ne olacak. Karabük’ü düşünen ve sağduyulu olan bir insan bunu dememeli ve diyemez de…

 

KARDEMİR YÖNETİMİ, ÇOCUKLARI OYNARKEN PARAYI VERİYOR VE ŞİMDİ DE VERECEK

Kardemir Yönetim Kurulu Başkanı Mutullah Yolbulan ve Başkan Yardımcısı Kamil Güleç kendi çocukları Karabükspor’un resmi ve gayri resmi başındalar iken her türlü maddi desteği veriyorsa, şimdi de aynı maddi desteği verecekler. “2-3 Milyon TL veririz. Bizden bu kadar.” Diyemezler.

İyi, sizin çocuklarınız kulübün başındayken geçen sezon 50-60 Milyon TL para harcanacak, daha bir hafta önce teknik direktör için Tolunay Kafkas’a 15 Milyon Euro transfer bütçesinden bahsedecekler. “Karabükspor’u kent olarak yönetin deyince” bu miktarlar 3-5 Milyon TL’ye düşecek.

Karabük TSO Başkanı Sedat Namal’da bu konuda şu görüşü beyan ediyor. “Kardemir A.Ş’de Karabük’ün, Karabükspor’da. Kardemir bu parayı verecek, başka alternatif yok.” Diyor.

Ne Karabükspor, ne de Kardemir A.Ş. sizin babanızın malı değil. Bu iki kurum da Karabük'ün öz malıdır.

ŞEFİK DİZDAR TEKRAR İKNA EDİLMELİ

Bu gün, Karabükspor’da uzun yıllar Futbol Şube sorumluluğu yapmış, profesyonel kulüp yöneticisi ve eski sendikacı Osman Nuri Bal, Sayın Şefik Dizdar’ı ziyaret etmiş. Bize verdiği bilgiye göre, Şefik bey bir hayli kırgınmış ama “ikna edilemeyecek diye bir kaide” yok diyor Sayın Bal.

Yine diyoruz, yine diyoruz…

Sayın Valimiz İzzettin Küçük hemen yarın (1 Temmuz Pazartesi) Karabük’e gelmeli, Rafet Vergili’yi, Sedat Namal’ı, Cengiz Gül’ü ve Nurettin Tümen’i de çağırarak, Karabükspor konusunda hemen yeni bir yol haritası çizilmeli.

“O, bunu söylemiş, bu, şunu söylemiş…” kısır kavgalarına bir son verilmeli. Yoksa tarih, top yekun sizi affetmez.

On yıl sonra Karabük’ün genci “Bir zamanlar bizim Süper Ligde bir takımımız vardı” diyerek haklısı, haksızı sizlerin tamamına lanet okur.

Herkes sağduyulu olmalı ve itidalli davranmalıdır.

 

ÖMER AYAR UZAK DURMALI

Karabük Belediye Başkanı her ne kadar bir siyasi kimlik taşısa da, Karabük’ün her türlü sorunun da çözüm için yer alabilir. Çünkü o, Belediye Başkanıdır.

Ömer Ayar ise bir siyasi partinin il başkanıdır.

Ömer Ayar’ın gece yarısı Mutullah Yolbulan’ın evine gidip, Karabükspor’a liste yapılmasında yer almamalıdır. İşte o zaman, iş tam siyasetin göbeğine çekilir ve çekildi de.

Biz inanıyoruz ki, Sayın Mehmet Ali Şahin’in, gece yarısı İl Başkanının Yolbulan’ın evine gitmesi ile bir alakası yoktur. Böyle toplumsal infial oluşturabilecek konularda da İl Başkanı Başta Sayın Mehmet Ali Şahin olmak üzere Milletvekillerine danışmadan bir hareket etmemelidir.

Şimdi inandırın bakalım vatandaşı, bu vasat yönetimin oluşmasında Mehmet Ali Şahin’in hiçbir alakası olmadığına.

İnandırabilir misiniz..?

Hayır…

Sayın Şahin’de, AK Parti İl Başkanı ve Yönetiminin tüm tasarruflarını bilgisi dahilinde yapılamasını sağlamalıdır. Yoksa her hatanın faturasını halk, ne Ömer Ayar’a, ne il yönetimine kesmez. Direkt Mehmet Ali Şahin’i suçlar.     

 

BU YAZIMIZ DA UZUN OLDU AMA…

Konu biraz detaylı olunca ve söylenecek çok söz olunca bu yazımız da ilk defa böyle uzun oldu ama sonuç olarak şunu söylemek istiyoruz.

Sayın Rafet Vergili bir başarı elde ederek Şefik Dizdar ismini bulup, ikna etmiştir. Bu tür kentin menfaatlerini, siyasi endişeler için kimse baltalamamalıdır.

Şimdi Şefik Dizdar’ın adaylıktan çekilmesi AK Parti, MHP çekişmesinden dolayı olduğunu söylüyoruz. Ömer Ayar, basiretli bir siyasetçi gibi davranıp, “Şefik Dizdar bey Karabükspor için çok iyi bir isim deyip destek vermeliydi.” Köstek olmadım dese de her şey ortada.

Rafet Vergili’nin kentte politik olarak güçlenmemesi için bu tür atraksiyonlar ile kente zarar veriliyor. Şimdi Sayın Rafet Vergili, her yerde ne güzel siyaset malzemesi elde etti. Bu malzemeyi AK Parti İl Başkanı Ömer Ayar onun eline vermiştir ve ondan sonra da hiç hayıflanmayacak.

Bu tür stratejik hatalar ile bir taraftan Rafet Vergili’yi güçlendirirken, diğer taraftan Sayın Mehmet Ali Şahin’i halk nezdinde kendileri zayıflatıyor.

Siyaset Akademisinde size bunları anlaşılan hiç öğretmediler.

Öte yandan Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sedat Namal bu kente lazım. Daha çiçeği burnunda Oda Başkanı Namal’ı yıpratarak, küstürerek, onu kaybederiz ama en önemlisi Karabük’te kaybeder. Böyle heyecanlı, başarılı kişilere sahip çıkılmalı.

Karabükspor olarak fazla vaktimiz kalmadı.

Haydi, Karabük’ü yöneten siyasiler, bürokratlar, cemiyet adamları…

Eğer yarın sizlere çocuklarımızın, torunlarımızın lanet okuyarak, mezarlarınızda kemiklerini sızlatmasını istemiyorsanız bu işi adam gibi, kavga etmeden ve ortak bir paydada bitirin.