Türkiye Kamu-Sen Karabük İl Temsilcisi Ahmet Turgut Kurtoğlu milyonlarca memuru ilgilerinden toplu sözleşme görüşmelerinin sonuçlanması ile ilgili açıklamalarda bulundu.


 

20130814AW000532_01Ahmet Turgut Kurtoğlu, anlaşmaya varılan toplu iş sözleşme görüşmelerinin memurlar tarafından hiçte olumlu karşılanmadığını belirterek, şu açıklamalarda bulundu;

"Milyonlarca memuru ve emekliyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri sonuçlandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik kamu görevlilerine 2016 yılının ilk altı ayında yüzde 6, ikinci altı ayında yüzde 5 oranında, 2017 yalının ilk altı ayında yüzde 3, ikinci altı ayında yüzde 4 oranında zam yapılacağını açıkladı.

Türkiye Kamu-Sen olarak 2002 yılında başlayan ve 2010 yılına kadar öncülüğümüzde yürütülen toplu görüşmelerde ortaya koyduğumuz toplu sözleşme anlam ve ciddiyetinin 2010 yılından sonra yandaş sendikanın öncülüğünde ciddiyetini yitirerek, memuru satış tezgahına dönüştüğünü bir kez daha görmüş olduk.

Açlık sınırının bin 400, yoksulluk sınırının 4 bin küsür liralarda olduğu günümüzde 2013 yılında yaptığı sözleşme ile bir yıl için alınan 123 TL’yi tarihin en karlı toplu sözleşmesini yaptık diye ilan edenler 2015 yılında 3 artı 3’lük zammın memurun vergi dilimi kaybını bile karşılamadığından bahsedemeyenler 2016 ve 2017 yılları için 6 artı 5 ve 3 artı 4’e imza atarak, yine memuru ve emeklileri satmakta hiçbir beis görmemişlerdir.

Toplu sözleşme yaptıkları masada patron karşısında ayağa kalkıp, esas duruşta bekleyenlerden çalışanlar ve emekliler lehine bir kazanım elde etmesini beklemekte aslında ham hayalden başka bir şey değildir."

Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi Kurtoğlu açıklamalarına şöyle devam etti;

"Yaptıkları toplu sözleşmede enflasyon farkı bile talep etmeyen ve ülke büyümesinden çalışanına pay istemeyi aklına bile getirmeyenlerin, varlıklarını borçlu oldukları siyasi iradeden şahısları için mevki, makam ve ballı börekli koltuklar istedikleri ağa babaları sayesinde, bazen yüksek harcırahlı akil adam, bazen siyasi efendilerinin güdümünde bol bahşişli siyasi figüran olduklarını da kamu çalışanları yaşayarak görmüşlerdir.

5 milyonu aşkın çalışan ve emeklinin bu toplu sözleşme dönemi için geçmiş iki yılın kayıplarının telafi edilmesi önümüzdeki iki yıl için ise birazcık nefeslenebilmesinin yolunu açmak demek, olan 2015 yılı toplu sözleşmesinin bu şekli ile malum sendika tarafından kabul görmesi tüm çalışanların yeni karakter oyuncularına bol bahşişli menfaat temin edileceği ve çalışanların yine satıldığı anlamına gelmektedir. Oysa, tüm çalışanlar özellikle Karabük kamuoyu gayet iyi bilir ki, toplu sözleşme dönemlerinin genel ya da yerel seçimlere yakın tarihlere rastlaması pazarlık masasında memurun elinin bir kat daha güçlü olması demektir.

Yaklaşık 70 gün sonra yapılacak erken bir genel seçim öncesi böyle bir toplu sözleşmeyi kabul eden malum sendika yetkililerinin attıkları imzalar karşılığında şahsi menfaatleri için pazarlıklar mı yaptılar sorusunu çalışanların akıllarına getirmektedir.

turgut_hocaTalep ettiğimiz ilk yıl için yüzde 22’lik artış olmasa bile, en azından taban aylıklarına 150 TL’lik zam, öğretmenlerin ek göstergelerinin 3 bin 600 yapılması, ders ücretlerinde öğretmenlik itibarına yakışacak bir rakama imza atılması bizim açımızdan olmazsa olmazlardır.

Yıllardır 666 sayılı kanun hükmünde kararname ile göz ardı edilen eğitimciler, yine en çok mağdur edilen ve en kolay satılan kesim olmuştur. Önümüzdeki süreçte tanesi bin TL olan bardaklardan su içerken, açlık sınırına mahkum ettikleri kitleleri aklına bile getirmeyen, zamanında şehit cenazelerine onların acılarını yüreklerinde hissederek katılanları 'Kandan besleniyorsunuz' diyerek suçlayıp, şimdi şehit tabutları başında nutuk atarak şehit ailelerinin mutluluklarından bahsetme talihsizliğini bile milletin imanının pazarlanması anlamına geleceğini aklının ucundan geçirmeyen, hamasetin ruhlarında yuva yaptığı zihniyetten ve onların projelerinin ucuz figüranı ve gönüllü karakter oyuncusu olanlardan kamu çalışanları mutlaka hesap soracaktır."