KARABÜK ÜNİVERSİTESİ’NDE TGB’Lİ ÖĞRENCİLER İLE ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ ARASINDA GERGİN ANLAR YAŞANIYOR



İŞTE YAŞANAN OLAYLAR, TGB’Lİ ÖĞRENCİLERİN KAMERASINDAN


 

kbu-tgb


 

HABERİN VİDEOSU




 

Karabük Üniversitesinde yine gergin anlar yaşanmaya başlandı. Kısa adı TGB olan Türkiye Gençlik Birliği’ne üye olan bir kısım öğrenci, üniversite içinde bazı toplantı ve görüş alış verişi yapmak isteyince ortalık karıştı.

TGB’li öğrenciler Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı İbrahim Kadı’yla uzun bir tartışma süreci yaşadılar.

İşte, TGB Karabük İl Başkanlığı tarafından Karabük Net Haber Editörlüğüne gönderilen olayları anlatan haber metni, fotoğraflar ve video görüntüsü.

Bugün Karabük Üniversitesi’nin kantinde “Nasıl bir üniversite, bilime yapılan saldırılar, eğitim sorunları ve öğrenci sorunlarının tartışılacağı bir söyleşi olacaktı. Fakat AKP’nin ileri demokrasisini savunan güvenlik memurları, TGB’nin bilimsel bir etkinlik yapacağını duyunca sabah erken saatlerden itibaren okula giren bütün öğrencileri, hem öğrenci kimliklerini, hem de nüfus cüzdanlarını kontrol ederek üniversiteye aldılar.
 
Arkadaşlarımız “Ne oluyor” diye güvenliğe sorduğunda, “Üniversitemizin bugünlük bir uygulaması ve olağanüstü bir hal ilan edildi.” diyerek cevap verdiler.
 
Şaşkına dönen AKP memurları, önce etkinliğin yapılacağı kantini kapatarak, normalde öğrencilerin oturduğu kantine, burası personel kantini diyerek, buraya öğrenci giremez dediler. Daha sonra öğrencilerin yoğun bulunduğu kantine giderken TGB’lilerin önüne Rektör Yardımcısı İbrahim kadı çıktı.
 
Kadı “Sizi ne kantinde, ne de dışarıda ki çardaklar da bir arada oturmanıza izin vermem.” dedi.
 
TGB’liler kantinde ve çardakta oturmanın hakları olduğunu söyleyince, Karabük üniversitesinin Kadısı, “5 dakika içinde dağılıyorsunuz” diye cevap verince, okul güvenliği ve TGB’liler arasında arbede yaşandı.
 
Görüntü alan ve ses kaydı yapan öğrencilerin fotoğraf makinesi ve cep telefonuna Kadı tarafından el konuldu. Kadı “Burası benim üniversitem. Burada ben ne dersem o olur, burada siyaset yaptırmam.” diye bağırmaya başladı ve kimliklerinin toplanması yönünde talimatlar yağdırdı.
 
Bu bizim anayasal hakkımız diyen TGB’lilere Kadı “istediğiniz yere şikayet edin beni.” diyerek karşılık verdi.
 
Akşamüzeri TGB İl Yöneticisi Semih Balkanlı, İbrahim Kadı tarafından huzuruna çağırıldı.
 
Burada Kadı “Yine burası benim üniversitem, burada siyaset yaptırmam.” diyerek TGB yöneticisine gözdağı vermeye çalıştı. Buna karşılık Semih Balkanlı, üniversitelerin topluma yön veren, bilim üreten kurumlar olduğunu, Fen- Edebiyat Fakültelerinin bilim ürettiği, kar amacı gütmediği için kapatılacağını, üniversitenin sizin değil öğrenci ve toplumun olduğunu söyleyince, Kadı “Bunları sonra konuşuruz.” diyerek konuyu kapattı.
 
TGB yöneticisinin rektörlük tarafından çağrıldığını duyan diğer TGB’liler okul önüne gidince, TGB İl Başkanı Uğur Sarıoğlu durakta beklerken, özel güvenlik görevlileri tarafından kimliği alınarak Kadı’nın huzuruna götürüldü. Daha sonra diğer TGB’liler de okula girmek isteyince, özel güvenlik görevlileri dersleri olmasına rağmen 25 TGB’li üniversite öğrencisini okula almadılar. Gelip tehdit savurdular. TGB’liler arkadaşları gelene kadar üniversite önünden ayrılmadılar.
 
Kadı, TGB Başkanı Uğur Sarıoğlu’na “Nasıl bir üniversite ve bilim etkinliği yapmak için diretmenizin saygısızlık olduğunu, ben orada size her türlü müdahale etmesini bilirdim. Benim öğrencilerim var. Sizi parçalarlardı ve ben kendimi savunabileceğimi söyleyince durdurdum onları.” diyerek cevap verdi.
 
Sarıoğlu, bunun aslında saygısızlık olmadığını, bizim burada sadece arkadaşlarımızla oturup fikir üreteceğimizi, üniversite ve bilime yöneltilen saldırılara karşı tartışma yapılacağını söyledi.
 
Okul da hiçbir farklı fikrin ve düşüncenin konuşulmasına izin vermeyeceğini ve “burada benim kanunlarım geçer” diyerek karşılık verdi. Konuşmanın sonunda da Rektör Yardımcısı İbrahim Kadı “benim soyadım Kadı. Osmanlı zamanında hakim ve adaleti sağlayan kişi demektir. Bunu da üniversite de ben yaparım. Siz de buna uymak zorundasınız.” diyerek tehdit etti.
 
Osmanlı döneminde yaşamadığımızı, Cumhuriyet döneminde yaşadığımızı söyleyince “tamam dışarı çıkabilirsin.” diyerek arkadaşımızı dışarı çıkardı.
 
Korku dağları sardı. Bu olağanüstü hal ilan etmeleri son çırpınışlarıdır.
 
Buradan ilan ediyoruz. Kadılar, müftüler fetva yazarsa, işte kement, işte boynum asarsa, dönen dönsün. Biz dönmeyiz yolumuzdan diyoruz.