ÇELİK-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI CENGİZ GÜL “ÖNÜMÜZDEKİ HAFTAYA KADAR CİDDİ BİR SONUÇ ÇIKMAZSA GREV KARARI ALMAK ZORUNDA BIRAKILACAĞIZ”


 

 

grev-canlari
Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Gül, KARDEMİR arasında süren toplu sözleşme ile ilgili gelecek hafta ciddi bir ilerleme olmazsa, grev kararı almak zorunda bırakılacaklarını söyledi.


Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Gül, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte sendikasının Karabük Şube Başkanlığında yaptığı basın açıklamasında 1 Mayıs ve KARDEMİR arasında devam eden toplu sözleşme görüşmelerini değerlendirdi.

1 Mayıs’ı Karabük’te kutlayacaklarını hatırlatan Gül, “Bu tarihsel anlam taşıyor, Hak İş Konfederasyonu Karabük’te coşkulu ve tüm emekçilerin Türkiye’de çektiği sıkıntıları seslendirerek ve tepkilerini koyarak Karabük’ü seçmenindeki anlamı çok doğru buluyoruz. Türkiye’nin ilk sanayi kuruluşun olduğu Karabük böylesi 1 Mayıs kutlamalarını hak ettiğini düşünüyoruz. Coşkulu şekilde tüm sorunlarımızı dile getireceğimiz 1 Mayıs olacak. Bunun en somut önceliği taşeronlaşmaya, mevsimlik işçilere kadrolaşma sorunları adı altında aldık. Türkiye’de şuanda çalışanların en büyük sorunlarından birinin taşeronlaşma olduğunu biliyoruz. Bunu da Karabük’te de yaygın olduğunu biliyoruz. Tüm Türkiye’nin sorununu Karabük’e taşımayı Karabük’ten Türkiye’ye seslenmeyi, Karabük’ten Türkiye’ye haykırmayı düşündük. Bu sesi dünya işçileri ile bütünleştirecekler. 1 Mayıs dünyada tektir. Dünyanın birlikte kutladığı ender tek bayramlardan biridir. Küba’da, Romanya’da, İngiltere’de, Ankara’da, Karabük’te, Mısır’da da tüm işçilerin yüreği aynı anda atacaktır” dedi.

Çelik-İş Sendikası ve KARDEMİR arasında süren toplu sözleşme görüşmelerini de değerlendiren Gül, tüm işçilerin toplu sözleşme kapsamında olacağını kaydetti.

Gül, “Ben toplu sözleşme görüşmelerinde Karabük basının duyarlı oluşundan dolayı kendilerini kutluyorum. Karabük’e ilk geldiğim günden beri son 10 yılda meydana gelen gelişmeleri görmemize rağmen Karabük caddelerinde bunu göremeyiş nedenimiz KARDEMİR işçisinin aldığı düşük ücretler. Bu ücretleri 10 yıllık süreçten sonra bu sözleşmede Türkiye’nin çelik işçilerinin ortalamasına getirmeyi hedefliyoruz. KARDEMİR’de başka hiçbir hesabımız yok. 1 TL daha KARDEMİR işçisinin hayat seviyesini artırmayı düşünüyoruz. KARDEMİR’de işçilik ücretleri çok farklı. Bizim tüm çalışanlarımız bizim üyemizdir, tüm çalışanlarımıza aynı oranda zam alma gayretinde olacağız. Tüm işçilerimiz toplu sözleşme kapsamında olacaktır, bu konuda bizim bir geri adımımız mümkün değildir. Eski yeni işçi diye değil, tüm işçilerimize aynı oranda zam alacağız. Bunun mücadelesini yapıyoruz. Bununda olacağını düşünüyoruz. KARDEMİR yönetimine de çağrıda bulunmak istiyorum. İyi bir toplu sözleşme süreci getirildiğini düşünüyorum, Çelik-İş Sendikası buna hassasiyetle dikkat etti ve şeffaf olmamıza rağmen toplu sözleşme konusunda tüm arkadaşlarımız KARDEMİR’in son 10 yılda geldiği noktayı düşünerek, KARDEMİR’de gerçekten KARDEMİR çalışanına yakışır şekilde üretim ve bu konuda son günlerine gelmemize rağmen çok ciddi bir eylem planı ortaya koymadık. Biz özgüvenli insanlarız, biz yürüyüş yapmayı da çok iyi biliriz, üretimden gelen gücümüzü de kullanmayı çok iyi biliriz. Çelik-İş ve çelik işçisi üretimden gelen gücünü kullanmayı çok iyi bilir. Bizim hassasiyetimiz çok iyi noktalara gelen KARDEMİR’i bir adım dahi geriye götürmeme gayretini birlikte verdik” diye konuştu.

20130430AW000930_01GREV KARARI
Gelecek haftanın önemli olduğunu kaydeden Gül, şunları söyledi;

“Önümüzdeki hafta Çelik-İş Sendikası’nın çok önemli kararları alacağı hafta, bizim son koyduğumuz hafta önümüzdeki haftadır. Çelik-İş Sendikası önümüzdeki hafta çok ciddi anlamda bu süreç içerisinde bir mesafe kat edemezsek grev kararını almak zorunda bırakılacağız. Almasından çok hevesli bir cümle söylemiyorum. Bu grev kararını aldıktan sonra bu grev kararından asla ve asla geri adımı olması mümkün değildir. Bu güne kadar metanetle ve cesaretle gösterdiğimiz bu süreç inanıyorum ki, herkes bundan bir dersini almıştır. Çelik-İş Sendikası kararlıdır, bugüne kadar ki, sessizliğimiz kendimize olan inancımızdı. Biz bugünün sendikacıları değiliz, bugün kadar çalışanın ücretlerinden dolayı hiçbir fabrika kapanmamıştır, hiçbir fabrika çalışanın ücretinden dolayı zarar etmemiştir. Eğer bir fabrikada kapanma, zarar süreci başlamışsa bu bir yönetememedir, bu bir başka alanlarda beceriksizliktir. Çalışanların ücreti Karabük’te Türkiye çelik ortalamasının altındadır. Yakışan bir ücret verilmediği sürece bizim bu toplu sözleşmeyi imzalama şansımız yoktur. Biz bu sözleşmeyi KARDEMİR işçisinin istediği bir rakama imzalamaya mahkumuz. Bizi kimse bu mahkumiyetten kurtaramaz, bizi bu mahkumiyetten kurtaracak anlayış Çelik-İş Sendikası’nın istediği rakamları KARDEMİR işçisinin istediği rakamları vermesidir. Bunun dışında rakamsal oyunlar, matematiksel oyunlar asla ve asla bizim tarafımızdan ciddiye alınması mümkün değildir.”

“İSDEMİR’DE YÜZDE 40’A İMZA ATTIM”
İSDEMİR’de yüzde 40’a imza attığını belirten Gül, “Bizim kırmızı çizilerimiz asla bir inatlaşmanın ürünü değildir. KARDEMİR işçisinin istediği rakamlardır. Alnı dik gezebileceği, ‘Ben KARDEMİR işçisiyim diye bileceği’ onurlu bir ücret istiyoruz. Bunun dışında hiçbir gayemiz olamaz. Bizim KARDEMİR yönetimine saygımız var. Ama biz KARDEMİR işçisini daha çok seviyoruz. Bunu herkes iyi bilmeli. Biz KARDEMİR işçisinin alın terinin değerini bulmasını istiyoruz. Ben bu gelinen iyi noktadan bile tatminkar bile değilim, KARDEMİR yönetimi ‘Bizi başka işverenlerde arıyor, nasıl yüzde 40’lar olur’ diye söylüyorlar, yani özünde bunlarda kurtaracak rakamlar değil. 10 yıllık bir süreçteki düşük ücret birden bire telafi edilemiyor. Bu işlerin 10 yıllık süreçte birden bire düzelemeyeceğini bilen insanlar olarak bu noktada KARDEMİR işçisine bir ücret çizelgesi çizdik bununda asla altını kimse düşünmesin hatta hayal bile etmesin. Rahmetli Metin Türker’den aldığımız terbiye, ahlak anlayışı, ondan aldığımız cesaret bizde aynen mevcut. Ben OYAK gibi bir kuruluşa İSDEMİR’de ’39 olursa imzalamam’ diyen bir genel başkanım. O günlerde de Türkiye’de 6’lara, 8’lere imzalar atılıyordu, İSDEMİR’de yüzde 40’a imza attım, ERDEMİR’de yüzde 8’e imza atıldığı yıl. Orada da haklıydım, OYAK yönetimi son görüşmede ‘Başkan haklısın’ dediler bana. Bu bir inatlaşma veya yarış değil KARDEMİR yönetimi bunu böyle görmesin İSDEMİR çalışanına Türkiye’deki çelik işçisinin ortalamasının altında ücret ödeniyordu onu tespit ettik. Biz o rakamı aldıktan sonra İSDEMİR o yıl 1 milyar dolar kar elde etti. KARDEMİR sözleşmesi ile ilgili tüm çalışanlara eşit oranda zam istiyoruz, tüm çalışanlarımızın toplu sözleşme kapsamında olmasını istiyoruz bu konuda da bir anlaşmazlığı yok. Tüm çalışanlar eşit oranda zam alacaklardır” dedi.

Bir gazetecinin KARDEMİR yönetiminden bir kişinin kendi söyledikleri rakamdan fazla rakam vermeyecekleri yönündeki bir soruya ise Gül, şöyle cevap verdi.

“Herkes düşüncelerini söylemekte haklı, bu tür söylemler olur, her zaman olur. Ben bunları çok duydum. Toplu sözleşmeye başlarken de ‘yüzde 4’ten fazla olmaz’ denildi gelinen nokta ortada.”

Toplu sözleşmeyi şeffaf bir şekilde sürdürdüklerini belirten Gül, konuşmasını şöyle tamamladı:

“48 denildiği gün ‘Ben 42 dedim, 42 olduğu zaman imzalamazsam çok zor durama düşerim, 42 ise gelir imzalarım’ dedim. Ama benim cümleme bir er cevap gelmedi. Çünkü hesaplarında 42 değil. Bizim imzalayacağımız sözleşme 2011-2012, ben 2012-2013’ü imzalayacak yetkide değilim. O meydanlar bol olunca atmalar bol oluyor, Atatürk Anıtı meydanı herhalde geniş, onun için ben ona bağlıyorum. Biz dar yerlerde konuşunca atma şansımız yok. Ben herkesin çaba gösterdiğini düşünüyorum ama bu çaba yeterli değil.”