Karabük Üniversitesi ile ilgili bazı takıntılı ve hastalıklı kafalar adeta karalama kampanyası yapıyor.

KBÜ’de okuyan uluslararası yabancı öğrencilerden kaynaklanan Tüberküloz, Sıtma ve Uyuz gibi hastalık salgını olduğunu sosyal medyalardan asılsız söylemler ile yayıyorlar.

KBÜ Rektörü Prof. Dr. Refik Polat “Bu üniversite benim değil, ben 3-5 yıl sonra belki çeker giderim. Bu üniversite Karabüklülerindir ve Karabüklüler sahip çıkmalıdır.” der, zaman zaman.

Rektör hoca haklı…

Haklı ama gel de bunu içimizdeki bazı Karabüklü’lük ruhunu kaybetmiş ya da hırsı gözlerini karartmış kişilere anlatmak gerekir.

KBÜ’de 2018 yılında biri Togolu, biri Cibutili iki öğrencide Tüberküloz tanısı konmuş ve tedavi edilmişler.

2019’da da 3’ü Çad’lı, biri Türk (Tokatlı) 4 öğrencide sıtma vakası teşhis edilmiş ve tedavileri gerçekleştirilmiş.

Yine 2019’de Biri Afganlı, diğeri Somalili iki öğrencide Tüberküloz hastalığı teşhis edilmiş ve Ankara Sanatoryum da tedavileri yapılmış.

8 Bini Uluslararası öğrenci olmak üzere, 51 Bin öğrencinin öğretim gördüğü Karabük Üniversite’sinde senede 5-10 kişi bulaşıcı mikrobik hastalık taşıması çok mu olağanüstü bir durum?

Karabük İl genelinde ilk ve orta dereceli okullarda sene de onlarca tüberküloz, onlarca uyuz vakası teşhis ediliyor.

KBÜ’de salgın hastalık olduğu ve bu hastalığın yetkililer tarafından gizlendiği iddialarını içeren söylemler, Karabük Üniversitesi ile ilgili kısa, orta ve uzun vadede çok ciddi olumsuz algılar oluşturabilir.

Hele ki akademisyen kökenli, İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ’ın da doğruluğu teyit edilmemiş bu söylemleri kendi sosyal medyasında ‘Karabük Üniversitesi’nde neler oluyor’ şeklinde paylaşması, insanların kafasında daha da ciddi soru işaretleri bırakıyor.

Yıllarca Karabük’te gazetecilik yapmış, hatta bu meslek ile ilgili üzerimizde hakkı olanların ‘Karabük Üniversitesinde salgın hastalık var ve gizleniyor’ şeklinde söylemlerde bulunması bir Karabüklü olarak onlara yakışmıyor.

Karabük’ün ekonomisinde en önemli birkaç unsurdan biri olan KBÜ’nün bu derece karalanması, insanların kaçmasına sebebiyet verecek olumsuz algıların oluşturulmaya çalışılması, Karabük’e ihanet ile eşdeğerdir.

KBÜ Rektörü’nün çalışmalarını beğenmiyor olabilirsiniz, hatta rektörün kendisini de sevmiyor olabilirsiniz.

Onu eleştirin…

Rektörün dediği gibi 3-5 yıl sonra kendisi olmayacak belki, ama bu üniversite burada ilelebet olacak.

Şimdi Karabük Üniversitesine sahip çıkan haberler ve yazılar yazdığımız için bizlere “Aktroll, YavşAK, Faturatrollcü, yandaş, kalemini satan” ve buna benzer aşağılayıcı tanımlamalar yapıyor, bu iki sözde üstat.

Evet biz yandaş ve taraflıyız.

Biz taraflı yerel gazetecileriz.

Karabük yandaşı ve tarafında olan gazetecileriz.

Karabük Üniversitesine atılan çamuru ve yapılan kara propagandaya karşı olduğumuz için bize karşı yaptığınız aşağılayıcı yakıştırmalar, bize iltifat gibi gelir.

Hadi çıkın sokağa kendinizi anlatmaya çalışın.

“Biz Karabük Üniversitesinde salgın hastalık var diye, şu şu belge ve bilgiler ışığında haber yaptık, üniversiteye zarar veriyorsak veriyoruz” deyin.

Kim size destek verir?

Kim size iyi yapıyorsunuz der?

Kim sizin yaptığınızı doğru bulur?

Hırsınız gözünüzü karartmış.

Ama beyler, bu yaptığınız tek kelime ile

Bir Karabüklü olarak, Karabük’e ihanettir.