Karabük Belediyesi tarafından 112.'si tamamlanan Ergenekon Mahallesi Parkının açılışı düzenlenen tören ile gerçekleştirildi.

Ergenekon Mahallesi Parkı açılış törenine Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Milliyetçi Hareket Partisi Karabük İl Başkanı Adem Kar, Belediye Başkan Yardımcısı Fatma Danışman, meclis üyeleri, daire müdürleri, mahalle muhtarları ve vatandaşlar katıldılar.

Açılış töreni öncesi bir konuşma yapan Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili; “Sayın İl ve İlçe Başkanlarım, değerli muhtarlarımız, değerli mahalle sakinleri. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Karabük'ün kendine göre bir hikayesi var. Allah rahmet eğlesin İsmet Paşa gelmiş tören yapmış. Fevzi Çakmak Paşa yer tespitini yapmış. Sonra Almanlar gelmiş, İngilizler gelmiş.

Karabük'te çok farklı bir hikaye ortaya çıkarmışlar ama biz bu 10 yılda Karabük'ün asıl hikayesini yazdık. Meydan tamamen başlı başına bir anlatımı olan bir proje. Demir Çelik'ten buranın alınması, bir akşamda yıkılma izninin alınması, bir akşamda çevrede ne kadar iş makinesi varsa yıkıma başlaması. Daha önceden rant kavgaları olmuş bir alan, şimdi yalnız halkın hizmetinde. Şimdi konuşuyorlar "taş yığını" diye.

Taş yığını diye konuşan arkadaşlara şöyle söyleyeyim; belki Karabük'ün yüzde 1'ini bile temsil etmezler ama sesleri nedense çok çıkıyor. Gitsinler meydan görsünler. Hatta bunun içinde basın mensubu arkadaşlarda vardı. Eğer Karabük Belediyesi'ni tekrardan kazanabiliyorlarsa Millet Parkı yapsınlar.

Biz Millet Parkı'na da yer bulduk. Hemen burada fidanlığın altında 30 dönüm araziyi hükümete tahsis ettik. Bunu ne zaman yapacağını bildirsinler. Yapmıyorlarsa biz seçimlerden önce bu parkı bitiririz. Şu anda hükümetin durumu çok iyi değil. Bazı tasarruf tedbirleri uyguluyorlar. Şükürler olsun ki Karabük Belediyesi olarak bizim para sıkıntımız, kaynak sıkıntımız yok. Biz yaparız. Bize proje yollasınlar. Buradan bunu da söylemiş olalım.

Bizim para sıkıntımız neden yok? 10 yıllık hikaye bunların hepsi. Benim Belediye Başkanlığım bir gün bitecek, bittikten sonra yazacağım. Görece geldiğim gün elektrikler kesildi. Elektrik parası yatırılmamış. İşçi maaşını alamayacak durumda ama şöyle bir bakıyorsunuz yalnız Özel Kalem harcaması 2008-2009 senesi 1 Milyon 200 Bin lira. Bu paranın 200 Bin lirası personel giderleri, kırtasiye giderleri gibi reel harcama.

1 Milyon harcama da istenildiği gibi harcanılmamış. 10 yıllık Belediye Başkanlığımda yüzde 10 artışlarıyla beraber bu tasarruf 20 Trilyon lira para yapar. Biz Karabüklülerin 1 kuruşunu heba etmedik. Karabük'te ne yapılması gerekiyorsa mutlak suretle her yaraya parmak bastık. Yüzüncü Yıl Mahallesi görmüş olduğunuz 200 Evler gibi bir mahalle oluyordu. Bu mahalleyi de yapan bir Belediye Başkanı arkadaşımız. Türkiye'de ilk defa katsayı düşümü yapılıp bir mahalle kurtarılmış oldu.

Her Belediye Başkanı katsayımı artırımı yaparak etrafındakilere rant sağlar. Biz katsayı düşürdük. Kimseye rant sağlamadık. Üniversite etrafından bazı arsa stokçuları arsaların tamamını kapatmış üniversiteye parayla arsa satıyor. Hiç tereddüt etmeden 4 bin dönüm alanı üniversiteye tahsis ettik. Karabük ile ilgili ne gerekiyorsa yaptık.

Dediğim gibi meydanın bir hikayesi var, buradaki çift yolun bir hikayesi var. Burası dereydi. Karabük'te belki en çok değerlenen arazi bu çift yolun etrafı oldu. Aynı şekilde 70-80 tane bina kamulaştırdık, Halim Deresi'ni açtık. Şu anda Karabük Köyü muhtarının işi çok zor. Seçmen sayısı çok arttı. Bir taraftan da Aydınlıkevler'in seçmen sayısı çok arttı ama bambaşka bir mahalle ortaya çıktı.

Ama ne oldu, geldik Karabük'te 200 Evler'e diyoruz ki burasını Üniversiteye devredin, biz size arazi verelim. 200 dönümlük bir araziye hastane kurun iki tane hastanemiz olsun. Siyaset üzerine inat edip buraya Araştırma Hastanesini yapıyorlar. Biz bunu meclisten geçirmesek Rafet Vergili Karabük'te hastane yaptırmadı diyecekler. Peki 5000 Evlerde ihtisaslaşmış bir doğum hastaneniz var. Bunu da Rafet Vergili'mi yıktı? Bundan iki hafta evvel, erken doğum üzerine bana telefon geliyor.

Karabük'te ve Kastamonu'da yer yok, Ankara veya İstanbul'da bize yer ayarlayabilir misin? Sen elindeki fırsatı siyaset üzerine yıkıyorsun. Şimdide Üniversite kurumları siyasete alet oluyor. Üniversitede diyor ki "Ben buraya fakülte yaparım". Dünyanın neresinde görülmüş kampüs dışında fakülte yapmak. Ben hiçbir şey yapmasam bile bunları dile getiriyorum.

Karabük'ün hikayesi bambaşka. Karabük'ün hikayesi 1938'de başlamıyor. Karabük'ün hikayesi 2009'dan bu tarafa başlıyor. Kütüphanesi, parkları olmayan ve su tesisatları olmayan bir Karabük. 8-9 tane büyük mahallenin tesisatı tamamen yenilendi. Biz bunlarla ilgili kredi bile istemedik. Kendi bütçelerimizle yaptık ki bir Belediye 10 senelik değil, 20 senelik dönemde bu işi beceremez bile. Paranın bereketi vardı. Sizlerin duası vardı. Sizlerin duası olmasaydı biz bu kadar paranın bereketini bulamazdık. Önümüzde hiç engel de görmedim.

Soğuksu Mahallesindeki kentsel dönüşümün bile bir hikayesi var Karabük'te. Başlanılmış iş, bitirilememiş. Meydan başlanılmış, bitirilememiş. Konuşulmuş ama hep rant konuşulmuş. Şimdi size şöyle söyleyeyim dostlarım; eğer yarın seçimimiz olsa MHP çok yüksek bir oyla seçimi alabilecek şekilde anket neticeli çıktı. Yine anket neticesinde Karabük'ün problemlerine baktık. Karabük'ün en önemli problemi çevre kirliliği ve hava kirliliği. Biz Marzinc ile ilgili gerekli her şeyi yaptık Karabük'te.

Şu anda bizim tayin etmiş olduğumuz denetim görevlileri Marzinc'i en iyi şekilde denetliyor. Bir kilo cüruf dahi Marzinc'in sahasında veya etrafında stoklanmıyor. 500 bin ton cürufu Karabük'ün dışına naklettirdik ki bu yıllar içerisinde Karabük'te çok büyük tehlikelere sebebiyet verecekti. Aynı tehlikeye şu anda bizim Demir Çelik İşletmelerimiz devam ediyor. Hiç sıkılmadan da konuşuyorlar. Diyorlar ki biz şu kadar kâr ettik.

Peki kardeşim siz bu kadar kar ederken Karabüklülere bunun 50 milyon lirasını çok mu görüyorsunuz? Karabük Mahallesini tamamen toz içerisinde bırakıyorsunuz. Dağlara, tepelere cürufları seriyorsunuz, üstüne bir gram toprak sermiyorsunuz. Tek bir yeşillendirme yapmıyorsunuz. Binlerce toz en ufak rüzgarda Karabük'e yayılıyor. Baca filtrelerinizin bir tanesi çalışmıyor. Taahhüt ettiler inşallah birkaç gün içerisinde görüşmem olur Demir Çelik İşletmeleriyle. Artı her şeyi kamufle ediyorlar. Sel geldiği zaman ne kadar kok fabrikasının birikmiş atığı varsa Filyos Çayı'na bırakıyorlar. Çevre Müdürlüğü'de bunları görmüyor.

Çevre Müdürlüğü bir atölyenin camının çerçevesinin eksikliğini görüyor. Demir Çelik İşletmelerinin hiçbir problemini görmüyorlar. Buradan yine söylüyorum; şu anda kop tesislerinin bu çamurundan Çevre Müdürlüğü olarak sizin haberiniz var mı? Bu havuzlardaki çamur nerelere atılıyor bunun hakkında bilginiz var mı? Bu çamurların tamamını normal depolama tesislerinde depolayamazsınız. Aynen Marzinc gibi sertifikası olan, koruma altında olan depolarda biriktirebilirsiniz. Ya Karabük'ten izin alırsınız yada bunları dağa taşa atamazsınız. Hepsinin elimde analizleri var. Hepsiyle ilgilide davaları açmaya devam edeceğim. Açtığım davalar 3'ü geçti, 4-5-6 diye devam edeceğim. Karabük'e şu sözü veriyorum; görevim bitmeden çevre kirliliğini Karabük'te halletmiş olacağım.

Bu 112'inci parkımız. Mimarlarımdan bir tanesi Gülsüm Abladır. "Böyle bir yer var okulumuzun yanında, burayı kazandırabilir miyiz?" dedi. Bende gerekli talimatları verdim. Sağ olsun Belediye personellerimizde buraya yakışacak şekilde en güzel parkı yaptı. Onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, selamlarımı sunuyorum“ dedi.

Yapılan konuşmaların ve duanın ardından Ergenekon Mahallesi Parkı’nın açılışı gerçekleştirildi.