iatik16.01.2013

 
Safranbolu’nun yetiştirdiği aydın bir Cumhuriyet öğretmeni.

Hayatını sevdiği şehre ve sevdiği insanlara adamış bir ulu çınar.

İnandığı değerleri sonuna kadar savunan bir ATATÜRK  devrimcisi…

Kadınımızın yok sayıldığı, bırakın toplum içinde görev yapmayı, elinin sıkılmasının bile günah sayıldığı, şahitliğinin bile geçerli olmadığı bir düzenin yıkılıp, Cumhuriyet rejiminin kurulduğu yıllarda muhafazakâr bir kasabanın ezberleri bozan ışık savaşçısı,15.03.2013 günü hakka yürüdü.

Yıllarca görev yaptığı ve birçok ilklere imza attığı Kalealtı ilkokulunun bahçesinde öğrencilerine ve hemşerilerine son bir ders vererek gitti ebedi istirahatgahına.

Tören için toplanan ve Karabük Valisini bekleyen kalabalığa dakikalarca konuşan imamın da belirttiği gibi;

Artık biz sustuk, Nezihe hocamız  konuşuyor diyerek, bildik(!) konuşmalarını onun ağzından topluma anlatan imam efendi konuşmasını şöyle bitirdi; “Ben Vali bey gelinceye kadar oluşan boşluğu doldurmak için konuştum.”

Vali beyin gelmesiyle başlayan törende yapılan tüm konuşmalar üç aşağı, beş yukarı aynıydı. Tören alanını dolduran Nezihe hocamızın öğrencileri ki; Her biri hocaların hocası olmuştu. Zaman darlığından konuşamadılar. Onlar adına konuşan ve gerçekten aldığı eğitimin hakkını veren sn. KIZILTAN ULUKAVAK anlatabildi Nezihe öğretmenimizin gerçek yönünü.

Onun bir CUMHURİYET KADINI olduğunu, ATATÜRK Türkiye’sinin bir bireyi olduğunu söyleyerek.

Ülkemizde son yıllarda giderek yaygınlaşan, demokrasinin bir araç olarak kullanıldığı karşı devrimin bir ürünü olan ATATÜRK düşmanlığı sonucunda oluşan baskı nedeniyle, devlet memurları temsil ettikleri değerleri unutur oldular. Silsile yoluyla yayılan bu kronik hastalık her yerde görülmeye ve hissedilmeye başlandı.

Herkes konuştu, NEZİHE hocam dinledi.

Sonra söz bitti ve susmanın diliyle o konuştu, son dersini veren bir öğretmen edasıyla…

Beyler, ben CUMHURİYET ÇOCUĞUYUM. Eğitimimi ve öğretimimi bana Cumhuriyet sağladı. Bana ilkokulda öğretmenlik yaptıran, mehter takımı kurduran, folklor ekibi kurduran toplumda bir birey olmamı sağlayan bu rejimdir. Bu rejimi kuran ULU ÖNDER ATATÜRK’tür. O olmasaydı, ben olamazdım.

Devlette devamlılık esastır. Devletin oluşturduğu boşluğu imam dolduruyor, görmüyor musunuz…

Benim tabutumu herkes taşıyabilir. Tabutumun sağından, solundan tutun hiç fark etmez, ama imam cemaate dönerek ,”tabutun sağından tutun diyerek siyaset yapıyor duymuyor musunuz?

Ben yıllarca çocuklara okumayı öğrettim. KURAN-I KERİMİN ilk ayeti de OKU’dur (ikra) niye okumuyorsunuz?

İlk ayetle başlaması gereken KURAN’IN ve suresinin 114 sure içinde neden 97. sırada olduğunu sormuyor musunuz?

“Okuyun ve araştırın, okumayan ve araştırmayan toplumlar din bezirgânlarının esiri olurlar ve yıllardır da oldular, bilmiyor musunuz?” diyerek ve herkesi azarlayarak gitti sevgili öğretmenimiz.

Rahman ve rahim olan ve insanlığa ilk emri OKU olan benim inandığım ALLAH, inanıyorum ki, seni cennetine alacaktır, yolun açık, mekânın cennet olsun değerli ÖĞRETMENİM…

 

Editör: Haber Merkezi