AK Parti Karabük İl Kongresi tüm polemik oluşturma gayretlerine, provokatif girişimlere rağmen, aynı gün ve saatte yapılan diğer bazı il kongrelerine bakarak gayet iyi bir şekilde gerçekleştirildi.

Her siyasi partinin kendi etik kuralları ve gelenekleri vardır.

Bazı siyasi partilerde genel merkeze danışılmadan, az veya çok destek alan herkes, kongrelerde çıkıp aday olabiliyor.

Bazı siyasi partilerde ise tamamen genel merkezin kararları ile teşkilatlar şekillendiriliyor.

Kuruluşundan bu yana 20 yıldır, il ve ilçe başkanlarının nasıl belirlendiği herkesçe biliniyor.

Özellikle AK Parti içinde uzun yıllar siyaset yapanlar ise daha iyi biliyor.

AK Parti Karabük İl Kongresinden birkaç ay önce Karabük’te il başkanlığı ile ilgili genel merkez yöneticilerinin bazı çalışmaların oldu.

Kasım, Aralık ayında “Mevcut il başkanı Av. İsmail Altınöz’den başka daha iyi bir isim acaba var mı?” çalışmaları yapıldı.

Tabiri caiz ise mevcuttan daha iyi bir il başkan arayış çalışmaları oldu.

Kongreye on gün kala “adayıyım” diye ortaya çıkanlar, genel merkezin il başkan arayışı çalışmalarında ne yapıyorlardı acaba?

Neden “Ben de il başkan adayı olarak bu hizmete talibim” diye o zaman yola çıkılmadı da kongreye on gün kala “İl Başkanı İsmail Altınöz’e tepki var” diye ortaya çıkıldı.

Kongreye on gün kala ortaya çıkanların samimiyeti de tabi ki sorgulanır.

Karabük için “AK Parti içinde çok büyük tepkiler var” dediler, kimse samimi bir şekilde tepkisini ortaya koymadı ya da koyamadı?

“AK Parti içinde demokrasi bekliyoruz, kongre iki adaylı olsun” diyenlerin tamamına yakını dik duramadı ve yine kimse kusura bakmasın birçok kişi kaypaklık yaptı.

“Ben bir şeye karışmıyorum, benim için sorun yok. Genel Merkezin kararına saygı duyulmalı” diyenlerin çoğu da perde arkasından ortalığı karıştırmaktan da geri kalmadı.

Fakat bu kongrenin sonucunu analiz etmek gerekirse;

Yüzüne gülüp, arkasından çelme takmaya çalışanlara rağmen İl Başkanı İsmail Altınöz, bu kongreden daha da güçlenerek çıkmıştır.  

Son iki aydır il başkanlığı için ortaya çıkmayan ve on gün kala parti içi muhalif hareket olarak algılanan Bülent Ersöz ise siyasi hayatını sonlandırmıştır.

Gelelim Kongre Sonrası Mehmet Ali Şahin Düşmanlığı Başlatanlara...

Kongreye birkaç gün kala “Genel Merkezimiz ile Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ‘Mevcut il başkanımızla devam’ dedi. Artık bize düşen bu karar doğrultusunda hareket etmektir.” Diye açıklama yapan Karabük’ün Siyaset Büyüğü ve Devlet adamı Sayın Mehmet Ali Şahin için bazı aklı evveller, kendi küçük beyinlerine sığdırabildikleri yorumları yapmaya başladılar.

AK Parti içinde yıllar önce hasbel kader bazı mevki ve makamlara gelmiş, sonraları onlardan daha iyiler karşısında silinip gitmiş, şimdilerde ise dernekçilik ve cemaatçilik ile olmayan kariyerlerini kazanmaya çalışanlar, kendilerince hedeflerini yüksek tutup, Sayın Büyüğe saldırma peşindeler.

Sosyal medya hesaplarından yazarlığa soyunup, hiç çıkarmadıkları at gözlükleri ile yazılar yazıp, imalar ile Sayın Büyüğü eleştirmeye çalışıyorlar.

Çalışıyorlar da…

Bilmiyorlar ki onların küçük beyinleri buna yeter mi?

Başbakan Yardımcılığı, Devlet Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, TBMM Başkanlığı ve AK Parti’nin iki numaralı Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunmuş Mehmet Ali Şahin gibi ömrünü ülkeye ve millete hizmet için adamış bir kişiyi eleştirmeyi kendisinde hak bulan hadsizler, onun karşısına geçtiklerinde ise el perçem durup, kafalarını önüne eğmekten başka bir şey yapamazlar.

AK Parti’nin kuruluşunda imzası bulunan ve halen devam eden AK Parti iktidarında Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına vekalet etmiş Sayın Büyük, sizin kadar düşünme yetisine sahip değil dimi..!

Ayrıca halen daha AK Parti Siyasi Erdem ve Etik Kurulu Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurul Üyesi olan Sayın Büyük, sizin gibi “onu istemiyoruz, bunu istemiyoruz, bizim adamımız gelsin bir yerlere” anlayışı ile dar ve sığ bakmıyor olaylara.

“Önce Türkiye’m” diyor.

Böyle küçük beyinliler ile Sayın Büyüğü aynı satırlarda yer vermek bana zul, ona haksızlıktır.

Hazreti Ali’nin sözünü hatırlatır ve daha da sizi konu edip, paye vermeyiz.

“Edep, haddini bilmektir.”

      

Editör: Haber Merkezi