KARDEMİR İYİ YOLDA, AMA...

KARDEMİR İYİ YOLDA, AMA...

KARDEMİR A.Ş. 2018’in ilk yarısında 450 milyon TL kar açıkladı. Genel Müdür Ercüment Ünal Bloomberg HT kanalının canlı yayınında KARDEMİR’in önümüzdeki günlerde hissedarlarına kar payı dağıtacak duruma geldiğini belirtti.

Bu gelişmeler KARDEMİR ve Karabük açısından son derece sevindirici.

Fakat KARDEMİR yönetimini 20 yıla yakındır oluşturan hakim hissedarların geçtiğimiz yıl yaşadığı uyum sorunu hala gölgeleri ile kendini hissettiriyor.

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Şamil Ayrım’ın yönetimden ayrılması ile yerine Sayın Cumhurbaşkanının bilgisi ve onayı ile gelen Osman Kahveci’ye şimdi büyük görevler düşüyor.

Yolbulan ve Güleç ailelerinin de istediği Sayın Osman Kahveci şimdi bu iki aile arasında köprü vazifesi görmeli.

Zaten Bağımsız üye ve Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Öz ile son aylarda yaşanan fikir ayrılıkları yönetim toplantılarına da yansıdı.

Kısacası, KARDEMİR rekor karlar açıklarken ve Demir Çelik sektöründe büyüyerek yoluna devam ederken, yönetiminde yıllardır yakalanan uyumun yeniden tesisi gerekiyor.

Hatta bu uyumun bozulmasına neden olan veya olabilecek argümanların kaldırılmasında da Karabük olarak herkese görev düşüyor.

Karabük’te sivil toplum kuruluşlarının başında olan Ticaret Sanayi Odası, Siyasi iradenin temsilcileri olan parti teşkilatı ve milletvekilleri, hatta şehri emin olan Belediye Başkanı Rafet Vergili başta olmak üzere herkes KARDEMİR’in başarısı için yönetimin uyumuna destek vermeli.

Destek vermeli ki, KARDEMİR başarılarına, başarılar katsın.

ODA BAŞKANININ İCRALIK OLMASI NORMAL Mİ?

Safranbolu Esnaf ve Sanatkârlar Oda Başkanı Muammer Dumaner’in son 5-6 yıldır yürüttüğü çeşitli ticari girişimler ve faaliyetlerinden dolayı hakkında çok sayıda icra dosyası bulunduğu, odadan aldığı maaşında yıllardır icra kesintisi olduğu haber bültenlerimize yansımıştı.

Sosyal medyamızda yer alan haber paylaşımlarının altında “Borcu olabilir, icra kesintisi olabilir. Bundan normal ne var” şeklinde görüş beyan edenler var.

Bu tür düşünceyi taşıyanları kendilerince haklı olabilirler.

Fakat unutulmamalı ki, bir zümreyi veya halkı temsil eden, vatandaşın ya da üyelerin oyu ile bir yerlerin yönetimine talip olanların, kendi özel hayatları, ticari faaliyetleri, sosyal yaşantısındaki başarıları çok önem arz eder.

Kendi borç ve icra batağında olan, özel hayatında başarısızlıkları olan bir kişinin “Ben bu toplumu temsil ederim. Başkanlık görevinde başarılı olurum” demesi tezatlıktır.

Biz kişinin borçları ve icraları ile değil, temsil ettiği başkanlık görevini içinde bulunduğu bu sıkıntılı halde nasıl yönetebilir? Sorusunu yorumluyoruz.

Gelişmiş ülkelerde başarılı insanların temsil yeteneği vardır. Türkiye olarak biz gelişmiş bir ülke değil miyiz?

Yoksa herkesin hayatta başına her türlü ekonomik sıkıntılar gelebilir. Buna kimsenin bir şey dediği yok.