Alt Manşet

KARABÜK'TE EMEĞİN VE DAYANIŞMANIN GÜNÜ "1 MAYIS""

Karabük'te emeğin ve dayanışmanın sembolü olan 1 Mayıs, çeşitli programlarla kutlandı.

Abone Ol

Karabük'te emeğin ve dayanışmanın sembolü olan 1 Mayıs, çeşitli programlarla kutlandı.

Hürriyet Caddesi'nde (Kapalı Cadde) düzenlenen programda, İSK'e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası Marzinc ve Çelsantaş işçileri, KESK'e bağlı Eğitim Sen, SES, BES ve TÜMBELSEN (Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Emekçileri Sendikası), CHP Karabük Milletvekili Cevdet AKAY, CHP Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, CHP il ve ilçe başkanları, Karabük SOL Partililer, TİP'li vatandaşlar, üniversite öğrencileri ve Karabüklüler yer aldı.

Programda söz alan TÜMBELSEN Şube Başkanı Ahmet Avdancı, "Merhaba emekçiler, gençler, kadınlar, öğrenciler, esnaflar, çiftçiler, köylüler…

Hepinizi 1 Mayıs tertip komitesi adına saygıyla selamlıyorum, hoş geldiniz.

Hepimizin  “yeni bir başlangıca” olan ihtiyacının yakıcı hale geldiği, zorlu koşullardan geçiyoruz. Çünkü sadece emeğin, emekçilerin haklarının değil, demokrasinin, adaletin, hukukun son kırıntılarının dahi hızla rafa kaldırıldığı bir ülke haline geliyoruz.

Demokratik bir toplumun temeli olan seçme ve seçilme hakkına doğrudan müdahale edilerek halkın iradesi yok sayılıyor. Halkın iradesiyle seçilen yerel yöneticiler siyasi kararlarla görevden alınıyor. 23 yıldır ülkeyi yöneten iktidar sırf kendisi gibi düşünmediği, politikalarına rıza göstermediği için öğrencisinden gazetecisine, belediye başkanından sendikacısına, “aile” içine hapsedilmeye çalışılan kadınlara kadar her kesime adeta savaş açıyor.

Farklı düşüncelerin bastırılması ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılması; yalnızca belli kesimlere değil tüm topluma yönelmiş açık bir tehdit haline gelmiş durumda. Kısacası düşünce ve ifade özgürlüğünden toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına, seçme ve seçilme hakkından haber alma hakkına kadar en temel hakları içeren çember ülkeyi yönetenler eliyle gittikçe daraltılıyor. Tüm toplum nefessiz bırakılıyor.

DEMOKRASİ, İŞÇİNİN-EMEKÇİNİN EKMEĞİ, HUKUK VE ADALET İSE SUYUDUR!

Demokrasinin, adaletin, hukukun rafa kaldırıldığı; halk iradesinin, en temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı koşullarda emeğin haklarından da söz etmek mümkün değildir.

BOZUK DÜZENDE SAĞLAM ÇARK OLMAZ!

İster işçi ister öğretmen olalım, ister hemşire ister posta dağıtıcısı olalım, ister makinist ister doktor olalım, ister zabıt kâtibi ister hizmetli olalım, ister uzman ister esnaf olalım, ister A sendikasına ister B sendikasına üye olalım

MEVCUT BOZUK DÜZENDE HEPİMİZ KAYBEDİYORUZ!

Bu karanlıktan, “Hak Verilmez Mücadele ile Alınır” ilkesini temel alan ortak bir mücadele yürütmeden hiç birimizin çıkma şansı yoktur.

Önümüzdeki süreçte ya hep beraber kaybetmeye devam edeceğiz, ya da Birleşe Birleşe Kazanacağız!

GELİN

Ekmeğimizi her geçen gün küçülten, haklarımızı, özgürlüklerimizi ortadan kaldıran, bizi "dokuz-altı yolarında gülmesi bile yasaklanan" bir güruha dönüştürmek, yarına ilişkin umutlarımızı dipsiz kuyularda merdivensiz bırakmak isteyen bu Bozuk Düzene Hep Birlikte "ARTIK YETER" diyelim!

MELTEMİ EMEKTEN ESEN, SOLUĞUNU DEMOKRASİDEN, ADALETTEN, BARIŞTAN ALAN YENİ BİR BAŞLANGIÇ İÇİN:

* Emeğin sömürülmediği, %1’in değil %99’un mutlu yaşadığı,

* Herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu,

* Sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı,

* Krizlerin faturasının emekçilere yıkılmadığı,

* Vergide adalet için az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı,

» Temel tüketim maddelerinde dolaylı vergilerin sıfıra indirildiği,

» Ücret gelirlerinden alınan Gelir Vergisi 1. Diliminin %10’a indirildiği, yoksulluk sınırına kadar olan ücret gelirlerinden gelir vergisi alınmadığı,

* Tüm emeklilere insanca yaşamaya yetecek bir aylık verildiği,

* Torpilin, kayırmanın kapısını sonuna kadar açan mülakat sisteminin kaldırıldığı, liyakat ve kariyerin esas alındığı,

* Kamuda evrensel sendikal normlara uygun, grevli toplu sözleşme hakkımızı teminat altına alan, hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasını merkezine alan demokratik bir sendika yasasının hayata geçirildiği,

* Haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen KHK’lilerin işine geri döndüğü,

* Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı haksızlığa uğramadığı,

* Kadınları aile içinde tanımlayan, bedenine ve emeğine saldıran politikaların son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,

* İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edildiği, 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalandığı,

* Düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin cezalandırılmadığı,
* Halk iradesinin yok sayılmadığı,

* Çocuklarımızın okula aç gitmediği, MESEM projesi adı altında çocuk işçi haline getirilmediği, ÇEDES projesiyle laik ve bilimsel eğitimden mahrum bırakılmadığı,

EMEĞİN, EŞİTLİĞİN, ÖZGÜRLÜĞÜN, DEMOKRASİNİN, BARIŞIN, LAİKLİĞİN HÂKİM OLDUĞU BİR DÜNYA VE ÜLKE İÇİN

Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
İnsanca Bir Yaşam, Güvenceli İş-Güvenli Gelecek, 

Demokratik Bir Ülke İçin

Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz Kutlu Olsun! 

Sizleri 1 Mayıs Tertip Komitesi adına bir kez daha selamlıyor, saygılar sunuyorum." dedi.

Ardından konuşan Birleşik Metal İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Talat Çelik, şu ifadeleri kullandı;

"Değerli yol arkadaşlarım, kardeşlerim

Zor günlerden geçiyoruz.

Sermaye sınıfının ve uluslararası tekellerin çıkarlarını korumak üzere uygulanan ekonomi programi, Biz işçilere açlık, yoksulluk ve güvencesizlik getirdi.

Emeğimizin, alın terimiz bir avuç zenginin zenginliği sürsün diye feda ediliyor.

İşçiler geleceksiz, gençler umutsuz, kadınlar güvensiz.

Bunu hak etmiyoruz. İşçi sınıfı bunu hak etmiyor.

Geçtiğimiz günlerde dünyanın dolar zenginlerinin listesi açıklandı. Bu listeye ülkemizden 38 kişinin girdiğini öğrendik. Bu 38 kişi hiç yabancı değil. Onlar pek çok holdingin sahibi, sermayedar aileler ve ortakları. Bu 38 milyarderin serveti, ülkemizin 40 milyon emekçinin toplam varlığından daha fazla. Böyle eşitsizlik olur mu?

Böyle adalet olur mu?

Böyle bir düzen olur mu?

Bunun nasıl olduğunu çok iyi biliyoruz.

Bunca eşitsizliği,

Bunca yoksulluğu,

Bunca açlığı, borcu ve geleceksizliği işçi sınıfının örgütsüz kalmasını sağlayarak yapıyorlar dostlar.

Örgütsüzlük işçi sınıfının en büyük belasıdır. Bu beladan kurtulacağız. Örgütlü bir işçi sınıfını mutlaka yaratacağız.

Kardeşlerim

Sendika, toplu sözleşme, grev... Sözde hepsi yasal hakkımız. Ama öyle olmadığını biz biliyoruz, işçiler biliyor. İşçilere sendika yasak. İşçinin sendika hakkı, ancak patronun izin verdiği sendikaya giderse var.

Hak aramak yasak. Patronun hak arayan işçiyi kapının önüne koyması serbest.

Grev yasak. Anayasal hakkını kullanarak grev yapan işçinin grevini Cumhurbaşkanı kararnamesiyle ertelemek, yani yasaklamak serbest.

kardeşlerim.

Türkiye'de bir özgürlükler sorunundan bahsedeceksek, bunu en çok işçiler için söylemeliyiz. Türkiye'de işçiler özgür değil. Özgürce sendika seçmiyor, toplu sözleşme yapamıyor, grev hakkını kullanamıyor.

Kardeşler,

Buna mahkum değiliz. Disk olarak Biz işçilere getirmeye çalıştıkları yasaklara boyun eğmiyoruz.

Sendika seçme hakkını kullanarak mücadele ediyoruz.

Toplu sözleşmeleri tek taraflı metinler olmasına izin vermiyoz, işçilerin kazanımlarıyla taçlandırıyoruz.

Grev hakkına sahip çıkıyoruz. Grev yasaklarına karşı mücadelemizi sürdürüyoruz."

Tüm Emeklilerin Sendikası Karabük Şube Başkanı Burhan Kelez ise,

"Saygıdeğer Karabük halkı ve tüm emeklilerin sendikası Karabük şubesinin değerli üyeleri, yüreği emekten, emekçiden, özgürlükten ve adaletten yana olan herkese merhaba. 

Saygıdeğer Karabük halkı 11 Mart 2025 itibarıyla sendikamızı kurduk. Bundan böyle emekçi ve emekli kentimizin sesi olacağız. Emeklilerimizin sosyal ve özlük haklarını yüksek sesle haykıracağız. Tüm emeklilerin sendikası Karabük şubesi olarak sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyoruz. 

Emekçi ve emekli kentimizin saygıdeğer insanları, biz emekliyiz yıllarca alın teri döktük, prim ödedik, vergi verdik çalmadık, çırpmadık. Emekliliğimizi bileğimizin hakkıyla kazandık. Ankara'dan hakkımız olan insanca bir yaşam talep ediyoruz. 

Saygıdeğer Karabüklüler, bizi yük gibi görenler var oysaki emekçi ve emekli kentimizin onlarca şehirde eserleri var. 

Saygıdeğer Karabük halkı, bizim de hayallerimiz var. Ülkemiz için, dünyamız için, yarınlarımız için çocuklarımız ve torunlarımız için daha adaletli, özgür barış ve güven dolu bir Türkiye hayal ediyoruz. Bu hayalden vazgeçmeye hiç mi hiç niyetimiz yok. Emekçi ve emekli kentimizin onlarca şehirde güzel insanları. Bizler kimseden sadaka istemiyoruz. Kimsenin lütfuna da ihtiyacımız yok sadece hakkımızı istiyoruz.

Şayet vermeyeceklerse söke söke almasını da biliriz. Milyonlarca emekli sel olur akarız. Bizler yaşamım da mücadelenin de dışında değiliz. Yaşımıza, saçımıza aldanmayın. Ruhumuz ilk günkü gibi hala 18. Her 1 Mayıs'ta alanlardayız. Bugün yine buradayız. Saygıdeğer Karabük halkı, taleplerimiz var.  Anayasa'nın 90'ıncı maddesi uygulanmalı, emeklilere sendika hakkı tanınmalıdır. Her emekli aylığına seyyanen 16 bin lira ek artış yapılmalıdır. En düşük emekli aylığı en düşük memur aylığına eşitlenmelidir. Bayram ikramiyeleri yılda 4 kez verilmeli ve tutarı asgari ücreti eşitlenmelidir intibak yasası bir an önce çıkarılmalıdır. Sandık emeklilerine de bayram ikramiyesi verilmelidir." dedi.

Ardından CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, "Karabük ağır sanayinin hamlesinin yapıldığı bir cumhuriyet kenti, bir işçi kenti. Aynı zamanda da bir emekli kenti. En çok emeklinin nüfus yoğunluğuna göre yaşadığı illerden biri. Zonguldak, biri Karabük. 

Dolayısıyla işçi, emekli ve emekçinin alın terinin karşılığını mutlaka alması lazım. Türkiye küresel insan hakları endeksine göre dünyada en kötü 10 ülke arasında. Bir de çalışanların yüzde 45'i açlık sınırının altında ücret alıyor. Yüzde 80'i de yoksulluk sınırının altında alıyor. Asgari ücret yetmiyor. En düşük emekli aylığı yetmiyor. Memura yetmiyor. işçiye yetmiyor. Çiftçi sıkıntılı, esnaf sıkıntılı, kobi sıkıntılı. Çünkü ekonomik kriz de ortada.

Ama ne yapmamız gerekiyor? işçiden, emekçiden yana kaynakların dağılımını sağlamamız gerekiyor. Bunun için de kaynakları sermayeye değil, işçiye, emekçiye sizlere gerekiyor. Biz bunu sizlerle beraber başaracağız. Hak, hukuk, adalet içerisinde, emekçiden, işçiden yana bir politikayı izleyeceğiz. Bugünlerde çok uzak değil, çok yakında. 

İlk sandıkta hep beraber başaracağız. Aynı zamanda bir taraftan da baktığımızda haklarınızı almanız için de hukuk sistemini düzgün işlemesi lazım. Biliyorsunuz içeride gazeteciler, siyasetçiler, belediye başkanları içeride. Yakın zamanda Sayın Ekrem İmamoğlu'nu diğer belediye başkanlarını ziyaret ettim. Hepinize çok çok selamı var Sayın Ekrem İmamoğlu'nun. Buradan da iletiyorum. Sayın Genel Başkanımızın da selam ve saygılarını iletiyorum. Bir Mayıs, emek ve dayanışma bayramını kutluyorlar. Ve beraber mücadele edeceğimizin de sözünü veriyorlar. Bunları hep beraber başaracağız. Sıkıntılar var. 

Emeklinin de sıkıntıları büyük. 8 Eylül 1999 öncesiyle emekli olanlar arasında 1 günde 1 ayla 17 yıl, 20 geç emekli olanlar var aramızda. Bunun mutlaka ortadan kaldırılması lazım. Kademli emekliliğin hayata geçmesi lazım. Staj ve çırak mağdurları var biliyorsunuz. 

Bunların işe başladıkları günden itibaren sigortalılık sürelerinin sayılması lazım İntibak Yasasının getirilmesi lazım. Esnafımız burada 9 bin prim gününün 7 bin 200'e süratle indirilmesi lazım. Yapılacak iş çok ama hakkın, hukukun ve hukuk kurallarının uygulanmasıyla kişilerin hukukunun değil, hukukunun üstünlüğünün gerçekleştiği bir Türkiye ve Karabük'te yaşamak istiyoruz. Bunu da hep beraber başaracağız. 

Alın terinizin hakkını aldığı bir il ve ülke istiyoruz Türkiye istiyoruz. Bunu da beraber başaracağız. Gençlerimizin gelecek var. Gençlerimiz de aramızda. Onlara iş istihdam sağlamalıyız. Ülkemizde kalmalarını sağlamalıyız. Az önce değerli başkanlar bahsetti. Yolsuzlukların, usulsüzlüklerin üstüne gitmeliyiz. Liyakata önem vermeliyiz. İşe alınlarda liyakate göre hareket edilmesi lazım.

Torpille, kayırmacılıkla, iltimasla işe giriş olmaması lazım. Mülakatın kalkması lazım. Yeni bir kanun tasarısı, kanun teklifi var mecliste. Üst düzey kamu kurum ve kurumlarına, yönetici atamasında 657 sayılı devlet memurları kanununun dışında atanma kriterlerine uymadan, yükselme kriterlerine uymadan, sınava tabi tutulmadan bakanlar, cumhurbaşkanlığı keyfiyetince yönetici istihdam edebilecek. Hem de sözleşmeli personeldeki beş kat ücretlerle istihdam edilebilecek. 

İnsanlar 3 yerden, 4 yerden maaş alırken sizlerin emekçinin Açlık sınırının altında yaşaması sefalet içerisinde yaşaması kabul edilebilir bir durum değil. Ama bu durumu tersine beraber çevireceğiz. Hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum. Bir Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü gönülden kutluyorum." ifadeleriyle sözlerini noktaladı.