gordukisittiksoyluyoruz14.01.2013

 

HUDEYBİYE ÖRNEĞİ NİYE ANLATILMIYOR?

Malum, gündem çocuk katili terörist başı ile müzakere.

Adeta milletin hafızası ile alay edercesine Başbakan Erdoğan, terörist başı ile hükümetin değil devletin görüştüğünü söylüyor ısrarla.

Yapılan barajlar, bölünmüş yollar, çok övündükleri TOKİ’ler de devletin bütçesinden yapılıyor ama Başbakan bunları hükümetin yaptığını söylüyor.

İş terörist başı ile müzakereye gelince de devlet görüşüyor diyor.

Biz değil amma, millete yediriyor işte.

Müzakere tam gaz sürerken yandaş medya ve hükümete yakın kaynaklar her türlü argümanı kullanıyorlar.

Yalan-yanlış neler anlatılıyor nelere benzemez.

İşte onlardan birisi ve gerçekler.

Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Ahmet Gürsoy öyle bir yerden yakalamış ki bakın;

“PKK ile anlaşma yapanlar, kendilerini haklı göstermek için ummadık yollara başvurmaktan çekinmiyorlar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın akıl hocası olarak tanıtılanlardan Yalçın Akdoğan gazetedeki köşesinde, katıldığı televizyon programlarında dinî kaynakları kullanmayı bir başarı sayıyor. Yazısının daha birinci cümlesinde amacını da saklamıyor. Diyor ki; “İmralı görüşmeleriyle başlayan süreçte siyasi ve toplumsal destek büyük önem taşıyor.”
Peki, bu destek nasıl sağlanacak?
Bunlardan biri de mümkün olduğu ölçüde halkın dinî duygularını politikanın dayanağı yaparak inandırmakla.
Başka bir ifade ile Hz. Peygamber’in İslam’ın gelişip yayılması için yaptığı ilahi çabaları, başarı ve anlaşmaları, kendilerinin PKK terör örgütüyle yaptıkları görüşmelerle ilişkilendirerek hükümete haklılık kazandırmakla. Bunun için seçtikleri olay Hz. Peygamberimizin Hudeybiye anlaşması.
Diyeceksiniz ki ne alaka?
Önce Hudeybiye olayını kısaca özetleyelim sonra da alakasına bakalım.
Hz. Peygamberin Hicretin altıncı yılında Kabe’yi ziyaret etmek üzere Mekke’ye doğru yol alması, büyük telaş yaratmıştı. Mekke’nin sahibi olduğunu sanan inkârcılar, daha sonra İslam ordularının en muzaffer komutanlarından olacak olan Halid Bin Velid’in önderliğinde Hz. Muhammed’in Mekke’ye girişini engellemek üzere şehrin girişine kuvvet yığdılar.
Hz. Peygamber, devesinin Hudeybiye denilen yerde çökerek ilerlemek istememesini ilahi bir işaret kabul ederek burada durdu. Buradan onlara bir mesaj gönderdi. Dedi ki; “Dilerlerse onlarla bir anlaşma, bir süre için barış anlaşması yapmak isterim. Kabul ederlerse ne alâ, aksi takdirde Allah’a yemin ederim ki, ölünceye kadar onlarla savaşırım.”
Böylesine bir dik duruş ve mağlubiyete yanaşmama karşısında Mekkeliler anlaşma yolunu seçtiler. Anlaşmanın bazı maddeleri Müslümanlar açısından ağır maddeler içermekteydi. Ancak, durumun farkında olan Hz. Peygamber, yoldayken kendisine gelen vahyin kılavuzluğunda anlaşmayı kabul etti. Çünkü geleceği önceden haber almıştı.
Kısaca Hudeybiye olayı bu.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
1) Acaba başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere PKK kanlı katilleri ile görüşmeyi meşrulaştıranlara da vahiy mi geldi?
2) Hudeybiye anlaşması Hz. Peygamberin gücünü Mekke’ye taşıdı. PKK görüşmeleri bunların gücünü Kandil’e mi taşıyacak?
3) Hudeybiye anlaşması, Mekke’de pek çok kişinin Müslüman olmasını sağladı. İslami toplum ve bu toplumun toprak bütünlüğü ile ittifaka yol açtı. PKK görüşmeleri Türkiye’nin toprak bütünlüğünü özerkleşerek mi sağlayacak?
4) Hudeybiye anlaşması sonrasında İslam’ın büyük savaşlarını kazanacak olan Halid Bin Velid, Müslüman oldu. İslam’ı dört bir tarafa yayacak zaferlere imza attı. PKK görüşmeleri sonrasında Karayılan, Türk ordularında Paşa, Öcalan Bölge Komutanı mı olacak? Sonra gidip Türk topraklarını genişletmek için dört bir tarafta mı savaşacak?
5) Hudeybiye anlaşmasıyla, toplumsal dil, toplumsal kültür, toplumsal bütünlük sağlandı ve tek merkezli, özerk olmayan büyük İslam devletinin yolu açıldı. PKK’yla yapılan görüşmeler, Türkiye’nin tek dil, tek bayrak, tek toplum, tek ülke anlayışına mı dayalı yoksa Türkiye’den koparılacak tavizlerin pazarlığına mı?
Hz. Peygamberle aldatmaktan vazgeçmenizi tavsiye ederiz. Çünkü Hudeybiye sizi anlatmıyor. Hudeybiye’de kimsenin elini eteğini öpen (haşa) bir Peygamber de yok. El etek öpmeden meydan okuyarak stratejisini sürekli kazanma üzerine kuran bir şanlı Peygamber görülüyor. Biz de tam olarak O’na benzemek istiyoruz. İstiklal-i tam dedikleri şey budur vesselam.”


(http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=25383)


 

 

KAR BU KEZ YOLLARI KAPADI

Kimse bu kadarını beklemiyordu.

Meteoroloji’nin uyarılarına kulak asan olmamış olmalı ki, hafta içerisinde sabah saatlerinde başlayan ve akşama kadar aralıksız yağan kar Karabük il genelinde hayatı olumsuz etkiledi.

Karabük Safranbolu arasındaki ulaşım durma noktasına gelince Karayolları’nın uyuduğu, Karabük ve Safranbolu’da mahalle yollarının kapanması ana arterlerde bile trafiğin durmasının iki belediyenin de hazırlıksız yakalandığının işareti oldu.

Valilik okulları tatil etmek için  saat 11.00 ı neden bekledi bilinmez?

Uyuyan uyuyana.

O bembeyaz örtü ihmaller silsilesini kapatamadı.

Çarşamba başlayan kar çilesi bu satırların yazıldığı Pazar gecesinde ara sokaklarda sürüyor.

Kar yetkililerin e kadar ilgili olduklarını gösterdi desek yanılmayız.

Bunları yazarken aklımıza Karabük Belediyesi Eski Başkanlarından Merhum Dr. Necmettin Şeyhoğlu geldi.

Merhum Şeyhoğlu kış hazırlıklarını titizlikle yapar Hamzalar deposuna tuzlu karışım yığardı.

80’li yıllardan yani 30 yıl öncesinden bahsediyoruz.

O yılların imkanları ile şimdinin teknik imkanlarını yan yana koyun da şu kar çilesini bir kez daha değerlendirin Allah aşkına.

 

 

 

BELEDİYE SEÇİMLERİ

Zaman dediğin hemen geliyor. Sayılı gün dedikleri doğru.

Ülke artık seçim atmosferine girdi sayılır.

Önümüzdeki yılın Mart ayında yerel yönetimler seçimleri yapılacak.

Kulisler tam gaz sürüyor.

Biz Karabük’ten bahsetmek isteriz.

Hükümet kanadında Karabük’ün tek patronu olan M. Ali Şahin’in Karabük Belediye Başkanına göndermeleri seçim sürecinin bir hayli sert geçeceğinin ip uçlarını veriyor.

Bir önceki mahalli seçimlerde milletvekili olduğu Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni kaybeden Şahin’in bu kez Karabük’ü kazanmak için var gücü ile çalışacağından kimsenin şüphesi olmasın.

AKP Karabük’te belediyeyi MHP’nin elinden almak için her yolu deneyecektir.

Bu nedenle aday tespitinde öteden beri AKP teşkilatlarında uygulanan bazı formalitelerden vazgeçilebilir.

Mahalli seçimler Karabük’te MHP ile AKP arasında geçer dersek yanılmamış oluruz.

CHP bu kez yarışa katılmak isteyecektir.

Çünkü, belediyenin bazı icraatlarından CHP tabanı ciddi şekilde rahatsız.

AKP de aday bolluğu yaşanması beklenirken, teşkilat ve M. Ali Şahin ipi göğüsleyecek aday için şimdiden kılı kırk yarmaya başladılar bile.

AKP Adaylarının başında ismi en çok telaffuz edilen Karabük eski belediye başkanlarından Dursun Atıparmak.

Görev yaptığı günden bu yana uzunca yıllar geçmesine rağmen Altıparmak’ın hala ciddi bir seçmen kitlesini arkasından sürükleyebildiğini geçtiğimiz seçimler gösterdi.

Ahmet Erorhan, Hüseyin Erer, Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Özcan Büyükgenç ismi geçenler arasında.

Zaman dediğin hızlı akıyor.

Bir yıl fazla bir zaman değil.

Halk kendisine yakın gördüğünü seçiyor.

Hizmet elbette etken. Ancak, halk kendisine tepeden bakanı affetmiyor. Ne olursa olsun affetmiyor.