‘İnsanların talebi hiç bitmez’
Diyerek, başlasak sözümüze
Yanlış anlaşılırız
Ama gerçekten öyle…
7’den 70’e hiç taleplerimiz bitmez.
İş isteyeni
Aş isteyeni
Tayin, terfi isteyeni
Sağlık sorunları olup, hastanesi, doktoru
Velhasıl
Uğradığı haksızlıkla mücadele edeni
Yaşadığı mağduriyetten kurtulmak isteyeni
Kısacası
İnsanoğlunun bin bir derdi vardır
Ve hiç bitmez… 
Siyasetçiler için bu durumların tamamı “Talepler” başlığı altında toplanır.
Karabük gibi küçük illerde siyasetçilerin aslında uğraştıkları birinci konu “bireysel taleplerdir”
Gelmiş, geçmiş siyasetçilerde bu talepler karşısında ikiye ayrılır.
Kimi siyasetçiler vardır 
İşi çözen, çözemezse de “olmuyor kardeşim” deyip 
Umut tacirliği yapmayan.
Kimi siyasetçiler vardır.
Her talep karşısında “bakarız, hallederiz, bir bakalım” ve benzeri şekilde insanı günlerce peşinden koşturup, cebinde mavi boncuğu hiç bitmeyen 
Umut tacirliği yapan.
28 yıllık gerek gazetecilik mesleğimizde gerekse milletvekilliği danışmanlığı görevimizde, bireysel taleplerin ve umut tacirliğinin sayısız örneklerine rastlamışızdır.
Fakat şimdi insanların sorunlarına, taleplerine samimi yaklaşan, çözen veya çözmeye çalışan
Ama umut tacirliği yapmayan, insanlara hasret kaldı bu memleket.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin kanser hastalığı gibi uzun süreli tedavi görenleri ağırladığı ‘şefkat evlerinde’ kalması gereken bir yakınımızın talebini çözmek için Sedat Namal’ı aradık.
Konuyu telefonda anlattık ve “Bir dakika, kapatma telefonu” dedi.
Yolda, aracının içinde ikinci telefonundan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Özel Kalem Müdürü Yüksel beyi aradı ve o yakınımızın talebini olumlu sonuçlandırdı.
Sedat Namal’ı 25 yıldır tanırız.
Özellikle, 2004-2009 Karabük Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde daha iyi tanıdık.
Ve gerçekten, hemen hemen her gün tanıdığı, tanımadığı insanlardan gelen çeşitli talepleri çözdüğünü, çözemediğini de “olmuyor kardeşim, ben yapamıyorum” dediğini çok iyi biliyoruz.
İşte, talepler karşısında samimi çalışan ve en önemlisi de umut tacirliği yapmayanlara hasret kaldı bu memleket.
Sedat Namal mı kim?
Siyasetçi mi?
Hayır…
Siyasetten bir beklentisi olan kişi mi?
Hayır…
Ama toplum ve insan mühendisliği yapışmış bir kere yakasına
Ve aslında o da alışmış.
Kısacası insanların taleplerini çözmekle beslemeye başlamış ruhunu.
Hani kutsal bir söz vardır.
“Halka hizmet, Hakka hizmettir.”
Diye…