CHP SAFRANBOLU BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI VE ŞEHİR PLANCISI BÜLENT TÜRKOĞLU KARABÜK ÜNİVERSİTESİNDE OKUYAN ÖĞRENCİLERİN BARINMA SORUNU İLE İLGİLİ BİR AÇIKLAMA YAPARAK ÖĞRENCİLERE DESTEK VERDİ


 

bulent-universite


Cumhuriyet Halk Partisi Safranbolu Belediye Başkan Aday Adayı ve Şehir Plancısı Bülent Türkoğlu, Karabük Üniversitesinde okuyan öğrencilerin başta barınma konusu ile ilgili pahalılığa dikkat çekmek için 30 Eylül Pazartesi günü kampus içinde yapmayı açıkladıkları eyleme destek verdi

Türkoğlu, Karabük Net Haber’e özel yaptığı açıklamada, öğrencilerin bu eylemine karşı çıkan Rektör Yardımcısı İbrahim Kadı’ya da tepki gösterdi ve kenti yönetenlerin öğrencilerin yaşadıkları sorunlara çözüm bulmadıklarını ve yok saydıklarını iddia ederek, kendi yerel iktidarlarında Öğrenci Yaşam Merkezleri yapacaklarını belirtti.

Bülent Türkoğlu açıklamasında aynen şu görüşlere yer verdi;
“Karabük Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Sayın Prof. Dr. İbrahim Kadı Beyefendi bazı sosyal paylaşım sitelerinde bir paylaşımda bulunmuştur. Yaptığı paylaşım aynen şöyledir;

‘Üniversite kampus alanında protesto gösteri yapmak için propagandalar yapılmaktadır. Bahsettikleri gösteri, toplantı yeri üniversite sınırları içerisindedir. Üniversite sınırları içerisindeki her türlü öğrenci hareketi "YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖĞRENCİ DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ" hükümlerine tabidir. İlgili disiplin Yönetmeliği'nin 6. Maddesi Yükseköğretim kurumundan bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezasını gerektiren disiplin suçları "f.Yükseköğretim kurumuna ait kapalı ve açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar düzenlemek.

Üniversitemiz kurulduğundan bu güne kadar üniversite sınırları içerisinde ilke olarak hiç bir grubun bu tür gösteri, toplantı yapmasına Müsade edilmemiştir. Bundan sonrada ilgili disiplin yönetmeliği değiştirilmediği sürece izinsiz toplantılara müsaade edilmeyecektir. Eğer ilgili yönetmelik hükümleri yanlış ise demokratik yöntemlerle öğrenciler mücadele eder,  değiştirirlerse biz değişen hükmü uygularız. Demokratik hak kullanımının sınırları kanun ve yönetmelik vb. yazılı metinler sınırları içerisindedir. İlgili yönetmelik bu yetkiyi üniversite yönetimlerine bırakmıştır.’ şeklinde sosyal paylaşım sitelerinden duyuru yapmaktadır.

Karabük Üniversitesi, Karabük kentinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ve yakın coğrafyamızın en güzel bölümlerini öğretim hayatımıza kazandıran bir yönetimi var iken, Karabük ve Safranbolu'da yerleşen öğrencilerimizin kent ekonomisine de katkıları olağan üstü düzeyde olduğu aşikardır. Karabük'e gelip öğretim hayatını tamamlayan öğrencilerimiz kentimizin doğal elçileridir.

Bu öğrencilerimizin öğretim hayatları boyunca yaşayacakları ve yaşadıkları her sıkıntı kent önderlerimizin ve kentlimizin sahip çıkması gereken bir sorundur.

Şöyle ki; Kentimizde kira fiyatları artmaktadır. Kentimiz yaşayanları, dar gelirli, emekli ağırlıklı olmak üzere ekonomik yapısı gereği bu artışlara tahammül düzeyini geçen konut kira rakamları, yurt yatak sayısının öğrenci sayısını karşılayamadığı durumlarda ekonomik olarak akla gelen ilk argüman konut kiralarının psikolojik olarak artmasıdır. Bu durum kentlimiz başta olmak üzere, öğrenim hayatları boyunca Safranbolu ve Karabük'te yaşayacak olan öğrencilerimizin de en büyük sorunudur.

Başta halkımız olmak üzere artan konut kiraları dar gelirli halkımızın belini kırarken, buna ek olarak diğer psikolojik, ekonomik fiyat artışları kentlerimizi yaşanılmaz kılmaktadır. Yönetici sıfatı ile bulunan insanların en tabi görevi ise bunu önceden tespit edip bazı önlemleri alması olmalıdır.

Safranbolu'da Yurt-Kur’un yapacağı 1.000 kişilik öğrenci yurdu arazi bulundu, bulunacaktı, yatak kapasitesi 1.000'di, 400'dü, orman arazisi tahsis edilmişti gibi benzeri birçok kamu görevlisinin açıklamalarına şahit olduk ama sonuç alınamadı. Bakanlarımız kentlerimize geliyor, trilyonluk yatırımlardan bahsediyor, en temel sorun olan yurt sorununa değinen kimse yok. Ne olacak üniversiteli öğrencimizin hali? Bu durumu ranta çevirmek isteyen ve kiraların psikolojik artmasından memnuniyet duyan çevrelerin, halkımızın, kiracıların hakları ne olacak?

Sosyal devlet olma gereği, halkına ucuz konut sağladığını ifade eden AKP İktidarı Safranbolu ve Karabük'te yaşanan bu konut kira artışını ve çoğu dar gelirli 31.000 öğrencimizin barınma sorununu görmemezlikten geliyor. Sosyal Devlet olacaksak, gözbebeği gençlerimizin sorunlarını dinlemek ve bu durumu fırsatçılığa devşirerek, bundan ekonomik rant elde etmek isteyen kişilerin bundan çıkarımlarının hakkani olmadığı yönündeki duyumsamalarımızı halkımızın her kesimi ile paylaşıyoruz. Herkesim bin bir zahmetle çocuklarını bir meslek sahibi olsun diye, dişinden tırnağından artırıp gönderen ailelerimiz, çocuklarının güvenli bir üniversite, güvenli bir kentte okuduklarını hissetmeleri yerine hiçbir siyasi oluşuma tabi olmadan demokratik olarak hak arama mücadelesini yapan halkımız ve öğrencilerimizin her daim yanındayız.

CHP Safranbolu yerel iktidarında Belediye başta olmak üzere, Yurt-Kur ve diğer vakıf yurtları Safranbolu'da ÖĞRENCİ YAŞAM MERKEZLERİ oluşturmak suretiyle kentimiz hem ekonomik olarak gelişecek, hem de öğrencilerimiz bu kentte yaşadıklarını gururla söyleyerek, görev yerlerinde görevlerine başlayacak ve her biri kentimizin elçileri olacaktır.

Bu bağlamda öğrenci arkadaşlarımıza da uyarım şudur ki; Gösteri ve demokratik hak arama mücadelenizde devlet görevlilerimizle karşı karşıya gelmeyin. Vatanına sahip çıkan gençler olduğunuzu bilmekle birlikte en tabi hakkınız eşit fırsatlı öğrenim görme hakkınızın yanındayız sizlere sonsuz desteğiz. Toplantınızı üniversite sınırları dışında kimseyi memnun etmeyecek olan bir konumda yapmanızı istirham ederken, başarılarınızla ve biliminizle cehalet perdesini aralayacağınız ve milletimizi gururlandıracak bir şuurla, başta vatanımıza ve ailelerinize hayırlı evlatlar olarak üstünüze düşen görevin farkındalığında olacağınıza inancım sonsuzdur.

Aziz Türk Milleti bilmelidir ki; ‘Bu gençlerimiz öğrenim hayatları boyunca en temel ihtiyacı olan yurt hakkından yoksun, yeterli altyapısı olmayan bir durumda öğrenim hayatlarına devam etmeleri, şu anda idare başında olan insanların ise görevlerini tam anlamıyla yerine getirmediklerinden oluşmaktadır. İktidarımızda halkımızın yüzü gülecek kentlerimiz sağlıklı sosyal, teknik altyapıya sahip, kavga değil, proje üreten idarecilerle yönetilecektir.

Yarınki muhtemel toplantıda kimsenin burnunun bile kanamadan, her kesimin sağduyulu bir şekilde konuya yaklaşmalarını, kimsenin kendini gösterme gayreti içerisinde olmadığı bir gün temenni ediyorum.

Öğrenci arkadaşlarımızdan ise kanunlara saygılı bir biçimde, demokratik haklarını ve taleplerini dile getirmelerini tekrar, yeniden istirham ediyorum. Sizler geleceğimizsiniz. Daha aydınlık, daha demokratik bir ülke hayali ile alnınızdan öpüyor, öğrenim hayatlarınızda başarılar diliyorum.

Sayın Prof. Dr. İbrahim Kadı Beyefendiden de, sosyal paylaşım sitelerinden bir yayın yaparken, Türk Dil Kurumu ve yazım imlalarına daha dikkat etmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.

Son olarak Türk Alfabemize "Q, X, W" harflerinin Demokratik Açılım bahanesi ile bilgisayar klavyesinde bu harfler var denilerek açıklamaları da, dilimizi, bizi biz eden toplum değerlerimizi bozmak gayesinden başka bir şey olmadığını ifade etmek istiyorum. Dilimiz bizim en büyük değerimizdir. 29 harf, Aziz Türk Milletine, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bir emanetidir. Bu emanete harf eklenmesini, teknoloji ile açıklanmaya çalışılmasını ise Aziz Türk Milletinin takdirine bırakıyor, saygılar sunuyorum.”