Özel Medikar Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı  Ali Nihat Tokgönül  astım rahatsızlığı kalıtsal ve çevresel etkenlerin birlikteliği sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunu olduğunu belirtti.


 

Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı  Ali Nihat Tokgönül  “Akciğere havayı taşıyan, hava yollarının mikrobik olmayan müzmin iltihaplanması olarak tanımlanan astım, toplumda hiç de azımsanmayacak oranda görülüyor. Türkiye’de 3.5 Milyon Astım hastası olduğu tespit edilmiştir.

Son yıllarda görülme sıklığı giderek artan astımın özellikle gelişmiş toplumlarda artışı daha hızlı seyrediyor. Astım hastalarının sayısında gözlenen artışın nedenlerine ilişkin ortaya atılan hipotezlerin başında, sosyo-ekonomik durum değişikliği ve çevre kirliliği geliyor. Çocukluk çağı astımlarının yaklaşık yüzde 70’i erişkin çağa gelindiğinde kendiliğinden ortadan kayboluyor.

Astım hastalığı şehir ve metropollerde daha sık görülüyor

Amerika ve Avrupa’da yapılmış çalışmaların, ülkeler bazında değişkenlik göstermektedir. Astım görülme sıklığının çocuklarda yüzde 5-10 ve erişkinlerde ise yüzde 2-6 arasındadır.  Astım görülme sıklığı açısından ülkemizde ise şehirler ve bölgeler arasında önemli farklılıklar söz konusu.

Genellikle kıyı kesimleri, şehirler, metropoller ve düşük sosyo ekonomik yaşam koşullarında daha sık görülüyor. Çocuklukta erkeklerde, erişkin dönemde kadınlarda da biraz daha sık rastlandığını söyleyebiliriz. Ülkemizde yapılan epidemiyoloijk çalışmalar ise astım sıklığı erişkinlerde %3,1-9,4, çocuklarda %2,8 -9,8 olarak bildirmektedir; bu veriler her 20 erişkinden, 15 çocuktan birinin astım hastası olduğunu işaret ediyor. Astım nefes darlığı, öksürük, hırıltı, solunum ve göğüste sıkışmış , baskı hissi olabilir.

Bu belirtiler tekrarlayıcı ve gece olma olasılığı daha yüksektir.  Hafif yakınmaların kendiliğinden gerileyebilmesi mümkün olmakla birlikte alerjenler, ilaçlar, soğuk hava, tahriş edici ağır kokular ya da enfeksiyonlar bu yakınmaların tekrar ortaya çıkmasına neden olabilir” dedi.

Gençlerin yarısı sigara bağımlılığı riski taşıyor

Astımın, kalıtsal ve çevresel etkenlerin birlikteliği sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunu .Çevresel etkenlerin de katkıları ile bu tip insanlarda astım hastalığı belirgin hale gelebilir. Çevresel etkenler arasında ise ev tozları, polenler, sigara dumanı, tekrarlayan viral enfeksiyonlar ve hava kirliliğini sayabiliriz.

Bunlar içinde sigaraya ayrıca değinmekte fayda var. Özellikle Türkiye’de gençlerin 1/3'ü sigarayı denerken, bunların yarısı sigara bağımlısı olma riski taşıyor. Ne yazık ki, hayatındaki ilk iki sigarasını tamamen bitiren gençlerin üçte ikisi sigara bağımlısı oluyor” açıklamasında bulundu.

ASTIM HAKKINDA 5 YANLIŞ 5 DOĞRU!

Yanlış: Gebelikte astım ilaçlarının kullanımı bebeğe zarar verir

Doğru: Astım ilaçlarının gebelikte kullanımı güvenlidir, bebeğe zarar vermez. Astmatik bir gebenin ilaçlarını kullanmayarak atak geçirmesi, bebeğin oksijenlenmesinin bozulmasına sebep olarak bebeğe ciddi zarar verebilir.

Yanlış: Astmatik hastalar spor yapamaz.

Doğru: Kontrol altındaki astım kişide semptoma neden olmaz. Bu sebeple astmatik kişilerde spor yapmaya kısıtlama getirmek önerilmez. Fakat egzersizle tetiklenen özellikli bir astım alt grubu mevcuttur ki bu grupta doktor onayı ile, özellikle aktivite öncesi ilaçlarını kullanarak, kontrollü egzersiz yapılması önerilir (örneğin, bir astmatik bir atletin maraton öncesi ilacını kullanması, klorla tetikelenen astımı olan bir yüzücünün havuza girmeden ilaçlarını kullanması gibi).

Yanlış: Astım ilaçları bağımlılık yapar, akciğerlere hasar verir

Doğru: Astım ilaçlarının bağımlılık yapıcı etkisi yoktur. Astım kronik bir hastalık olduğu için tedavisinde kullanılan ilaçların uzun süre kullanımı gerekebilir. İlaçların doz değişikliği veya kesilme kararı hekime bırakılmalıdır.

Yanlış: Astımın aşısı vardır

Doğru: Astımın değil alerjinin aşısı vardır. Alerji aşıları, ancak belirli bir yaş grubundaki ve az sayıda alerjene karşı alerjisi olan hastalarda uygulanır. Aşı uygulama kararı ancak bir alerji uzmanı tarafından verilmelidir. Aşı sadece belirli bir alerjene karşı kişinin duyarlılığını ortadan kaldırmak yoluyla etki gösterir.

Halbuki astım alerjik olmayabileceği gibi; alerjik astımlarda da sadece aşı tedavisi asla yeterli olmaz. Her durumda öncelikle kişinin astımı, yani havayolu hastalığı tedavi edilmelidir.

Yanlış: Kortizon çok zararlıdır, ne olursa olsun kullanılmamalıdır

Doğru: 2009 yılında astımı, nefes yoluyla alınan kortizon kullanmadan, sadece bronş açıcı ilaçlarla tedavi etmenin tıbben yanlış olduğu ispatlandı. Ancak toplum içinde kortikofobi diye nitelendirilen kortizon fobisi, çok yaygın. Oysa astım tedavisinde bu ilacın sistemik olarak, yani damar yoluyla ya da hap olarak kullanılması son derece nadir.

Nefes yoluyla kullanılan kortizonlar çok düşük dozlarda ve sistemik yan etkilerden çok uzaktır. Şiddetli ataklarda damar yolundan veya ağızdan kısa süreli kortizon kullanımı hayat kurtarıcıdır ve kısa süreli kullanımlarda da önemli yan etkiler beklenmez.

Astım hastalarına öneriler

Sigara içmeyin, İçiyorsanız da bırakmak için yardım alınız.

Hava kirliliğinde olmayan yaşam ortamları seçmeye çalışınız.

Alerjiniz olduğunu bildiğiniz önlenebilir alerjenlerden uzak durunuz.

Güçlü kokuları evden uzak tutun. Parfümlü sabun, şampuan veya losyonlardan kaçının. Tütsülerden uzak durunuz.

Yatak odanızda özel düzenlemeler yapınız. Toz tutacak halı, kilimleri kaldırınız. Tüylü koltukları, minderleri ve fazla yastıkları kaldırın. Yatak takımlarınızı toz geçirmeyen nevresim takımları ile kaplayın. Çarşaf ve nevresim takımlarını sık sık, çok sıcak suda yıkayın ve güneşte kurutunuz.

Evinizdeki havayı temiz ve taze tutmak için pencereleri sık açınız.

Astım ilaçlarını düzenli olarak kullanınız ve doktorlara danışmayı kesmeyiniz.