TÜRK EĞİTİM SENDİKASI KARABÜK ŞUBE BAŞKANI AHMET TURGUT KURTOĞLU, ŞUBE MÜDÜRLERİ ATAMALARINI SERT BİR ŞEKİLDE ELEŞTİRDİ


 

KURTOĞLU “BU YANDAŞ, YALAKA SENDİKANIN SORUMLULUĞU HİÇBİR ŞEY İLE GİDERİLEMEYECEK KADAR AĞIRDIR. DİLERİZ ALLAHTAN, BU YAPTIKLARI AHLAKSIZLIKLAR, EN KISA ZAMANDA BURUNLARINDAN FİTİL FİTİL GELSİN”


 

kurtoglu-sert-aciklama

Türk Eğitim-Sen Karabük Şube Başkanı Ahmet Turgut Kurtoğlu, Şube müdürlüğü atamaları yakın zamanda iptal edileceğini, anlamsız, mantıksız bir çerçeve yönetmeliğe göre yapılan işlemlerin hukuki himaye görmesi mümkün olmadığını belirterek “Bin 700 şube müdürünün ataması yargı kararına göre yeniden yapılacak. Bu kadar insana yazık değil mi? Bunca insanın ataması iptal edildiğinde, bu sorumluluğu kimler taşıyacak? Tam bir kaos yaşanacak.” dedi.

Türk Eğitim-Sen Karabük Şube Başkanı Ahmet Turgut Kurtoğlu, 14 Mart 2014 tarih ve 28941 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6528 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la eğitim çalışanlarının bu güne kadar kazanılmış olan tüm idarecilik haklarının ben yaptım oldu anlayışlı ile anayasal güvenceye sahip olmasına rağmen ellerinden alındığını söyledi.

Kurtoğlu “Bize göre kamu çalışanlarını marabalaştırılarak taşeron elaman durumuna düşürmekten, insanların özgür iradelerini kendi çıkarları doğrultusunda zincire vurmaktan ve iktidara sahip olan siyasi irade kim olursa olsun ona hizmet ettirmekten başka sonuca yol açmayacak olan bu değişiklik; ülkemizde zaten kimin ne yaptığı kimse tarafından bilinemez duruma getirilen eğitim-öğretimi hepten kaosa sürükleyecek, eğitim çalışanlarını ya köleliğe razı olacaksınız ya da başka kapıya gideceksiniz durumuna düşürecektir. Türk Eğitim-Sen in çabaları ile AYM ne taşınan bu kanunun AYM de görüşülmeye başlaması, iptali konusunda bizleri umutlandırmakta ve demokratik ülkelerde ben dedim oldu anlayışına gereken cevabın hukuk yolu ile verilebileceğini düşündürmektedir. Kamu çalışma hayatında çalışanların haklarının gaspı anlamına gelecek bu uygulamaya karşı, hakları gasp edilen idarecilerimizin görüşlerini almak ve mahkeme süreci tamamlanana kadar neler yapılabileceğini görüşmek üzere sendikalı, sendikasız ya da hangi sendika üyesi olursa olsun tüm idareci arkadaşlarımızı Karabük Öğretmen Evinde 04-06-2014 Çarşamba günü saat 17.30 görüş alışverişine davet ettik.” Dedi.

Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Kurtoğlu konuşmasına şöyle devam etti;

“Bütün bunlara ilaveten kamuoyunun ve eğitim çalışanlarının şunları da bilmesini isteriz ki; Şube müdürlüğü atamaları yakın zamanda iptal edilecek. Neden? Çünkü  anlamsız, mantıksız bir çerçeve yönetmeliğe göre yapılan işlemlerin hukuki himaye görmesi mümkün değildi. Sonunda açtığımız dava ile görevde yükselme çerçeve yönetmeliğinin yürütmesi durduruldu. Önümüzdeki günlerde MEB’in bu çerçeve yönetmeliğe göre hazırladığı yönetmeliğin de yürütmesi durdurulacak.

Bu ikazları Türk Eğitim Sen olarak daha önce de yapmış, bile bile lades denilmemesini istemiştik. Şimdi ne olacak?  Bin 700 şube müdürünün ataması yargı kararına göre yeniden yapılacak. Bu kadar insana yazık değil mi? Bunca insanın ataması iptal edildiğinde, bu sorumluluğu kimler taşıyacak? Tam bir kaos yaşanacak.”

Benzeri problemleri okul yöneticilerinin görevlendirmelerinde yaşamak istemiyoruz diyen, Kurtoğlu sözlerine şöyle devam etti;

“Şayet Anayasa Mahkemesi iptal etmezse ki, iptal edilmesi kuvvetle muhtemeldir. MEB’e bağlı okul ve kurumlarda yapılacak yönetici görevlendirilmesi ciddi kriterlere bağlanmalı.  Mevcut yöneticilerin kazanılmış hakları korunmalıdır. Kanunun uygulanması keyfi olamaz. Her ne kadar kanun görevlendirme yetkisini il Milli Eğitim Müdürlüklerine ve Valiliklere bırakmış da olsa, bu yetkinin açıklanamaz bir şekilde kullanılması mümkün değildir. Hukuk devletlerinde yetki mutlak değildir, kullanılan yetkinin gerekçelerinin de, yargı karşısında açıklanabilir olması gerekmektedir.

DMK’nın 76. Maddesine göre, bakan yetkisinde olan pek çok uygulama iptal  edilmiştir. Valilerin 5442, 8C maddesine göre yaptıkları birçok uygulama da yargıdan dönmüştür. Halbuki bu maddeler bakanlara ve valilere yetki tanımaktadır. Buna rağmen yargı,  bu yetkinin neye dayanılarak kullanıldığını sormakta, idare tarafından tatmin edici açıklamalar yapılamaması halinde iptal kararları vermektedir. Bu konuda yüzlerce örnek dava bulunmaktadır.

Bu sebeplerle MEB çıkaracağı yönetmelikte hukukun temel ilkelerini, daha önce yaşanmış benzeri olayları göz önüne almak ve buna göre yönetmelik yayınlamak zorundadır. Bir yandaş sendikanın, ahlaksızca yaptığı propaganda herkesin malumudur. Bu ahlaksız sendikanın kapısını çalmadığı, tehdit etmediği yönetici neredeyse kalmamıştır. Yöneticilik sözü vermediği öğretmen de bulunmamaktadır.

Bu ahlaksız sendikanın oltasına takılan pek çok yönetici olduğunu da yakından biliyor ve bunları çok yakından takip ediyoruz. Bunlar kayıtlarda mevcuttur. Bu sendikanın genel merkezinden yönetici atamada resmi olarak oluşturulan ve MEB’e resmen teklif edilen kriterler var mıdır? Bunları bilmiyoruz, varsa ne zaman göndermişler, açıklasınlar biz de öğrenelim. Gaz almak için birkaç şube başkanı ve yöneticinin açıklamasından bahsetmiyoruz, resmi tekliflerini öğrenmek istiyoruz. Türk Eğitim Sen bu kriterleri tespit etmiş ve MEB’e resmen iletmiş ve kamuoyu ile de paylaşmıştır.

Bundan sonra yaşanacak, tüm olayların sorumluluğu Milli Eğitim Bakanlığına aittir. Bu yandaş, yalaka sendikanın sorumluluğu ise hiçbir şey ile giderilemeyecek kadar ağırdır. Dileriz Allahtan, bu yaptıkları ahlaksızlıklar, en kısa zamanda burunlarından fitil fitil gelsin. İnsanları aldatan, onları satın almak için her yolu mubah gören, toplumu bozan bu insanlar yaptıklarının bedelini er veya geç ödeyeceklerdir. Şahsiyetlerini pazarlayanlara da Allah akıl, izan versin.

MEB’de yeni kaoslar yaşanmasını istemiyoruz. Türk Eğitim Sen’in resmi teklifi açıktır, bu taleplerimizin hayata geçmesini istiyor ve bekliyoruz”