Türk Büro-Sen tarafından iş bırakma eylemi yapılırken, sendika üyeleri Ankara Caddesi’nde basın açıklaması yaptı.

20130227AW000714_01Türkiye genelinde Türk Büro-Sen tarafından iş bırakma eylemi yapılırken, Karabük’te de eylem yapıldı. Ankara Caddesi’nde toplanan sendika üyeleri basın açıklaması yaparak, olaysız şekilde dağıldı. Basın açıklamasını okuyan Türk Büro-Sen Karabük Şube Başkanı Celal Tokatlı, Uluslararası Hukuk ve Yasalardan kaynaklanan meşru hakklarını kullandıklarını, ülke genelinde bir günlük iş bırakma grevi gerçekleştiğini söyledi.

Tokatlı eylemde şu açıklamalarda bulundu;

“Bugün ülkemizin heryerinde kamu çalışanları meydanlara indiler. Uluslararası Hukuk ve Yasalardan kaynaklanan meşru hakkımızı kullanarak bugün üretimden gelen gücümüzü kullandık ve buradayız. Bugün ülke genelinde bir günlük iş bırakma grevi gerçekleştirmektedirler. Bir günlük iş bırakma eylemimiz bir uyarı niteliğindedir. Taleplerimiz karşılanmaması halinde bu günkü eylemin genel grevin ayak sesleri olduğunu siyasi iradeye hatırlatmak isteriz. Türk Büro-Sen olarak bugüne kadar kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek, kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarında iyileştirme yapılmasını sağlamak için tüm gayretimizle, samimi olarak her türlü platformda mücadelemizi sürdürdük. Mevcut iktidarla özellikle 12 Eylül Referandumuyla başlayan süreçte, 2 Kasım 2011 TBMM kaçırılırcasına bir gecede çıkartılarak uygulamaya konulan 666 sayılı KHK ile kamu çalışanları arasında kabul edilemez ücret farklılıkları oluşturdular. Bazı kazanılmış haklarımızıda gasp ettiler. Başta SGK, Türkiye İş Kurumu olmak üzere, kurumların yıllardır kazanılmış hakkı olan ikramiyeleri, ilave ek ödemeleri kaldırılmıştır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, şimdide kamu çalışanı devlet memurlarının iş güvencelerine göz dikilmiştir. Güvencesiz çalışma, teşeronlaşma, esnek istihdam, performansa dayalı ücret sistemi gibi kamu çalışanlarının asla kabul edemeyeceği yeni bir çalışma hayatı dayatılmaktadır.

20130227AW000714_02Ama unutmasınlar ki, bizler dün olduğu gibi, bugünde ve bundan sonra da sahaya inmekten, alanları doldurmaktan geri durmayacağız. İşte şimdi; fazla çalışma ücretlerimizin ödenmesi için ücreti ödenmeden çalışmayacağımız için, kesilen yol paralarımızın ödenmesi için, el konulan ikramiyelerimiz ve ek ödemelerimizin yeniden ödenmesi için, gerçek anlamda iş tanımlarının yapılarak, eşit işe eşit ücret için, taşeronlaşmaya son verilmesi için, 4/C’li, güvencesiz çalışmaya hayır demek için, uluslararası normlarda, toplu sözleşme, grev hakkı, tam bağımsız hakem kurulu, siyasete katılma haklarımız için, her türlü ödemenin emekliliğe yansıtılması için, iş güvencemize sahip çıkmak için alanlardayız. Biz alanların yabancısı değiliz. Gerekirse bundan sonra da genel grev için alanları doldurmaktan geri durmayacağız. Tüm bu sorunlar karşısında sorumlu sendikacılık gereği hak arayışımız hep sürdü. Bilindiği gibi iş yavaşlatma, iş bırakma eylemleri dünyada ve ülkemizde sıkça başvurulan bir yöntem değildir. Sendikamız bu kararı almadan önce hükümet yetkilileri ile gerçekleştirdiği görüşmelerde kamu çalışanlarının sorunlarına çare üretilmesini defalarca talep etmiş ve yetkilileri eylem ve söylemleriyle uyarmıştır. Ancak, siyasi irade kamu çalışanına gözlerini kapatmış kulaklarını tıkamıştır. Bize de iş bırakmadan başka yol kalmamıştır”