AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, “Evlerimizde 15 milyon son kullanma tarihi geçmiş ilaç varmış. Sadece son kullanma tarihi geçmiş ilaç olsa, son kullanma tarihi geçmiş partiler var Türkiye'de” dedi.
Karabük’ün Yenice ilçesinde partisinin Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan AK Parti Genel Başkan Yardımıcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin burada yaptığı konuşmada, "Türkiye'de muhalefet var ancak sadece eleştirmek ve tenkit etmekten başka bir şey yapmıyor. Suriye'de kan gövdeyi götürüyor. Ölü sayısı belkide 100 binlere yaklaştı, her gün binlerce kişi hayatını kaybediyor. 200 bin Suriye'li oradan kaçarak bize sığınmış. Biz de komşumuz olduğu için aynı dini taşıyor olmasından dolayı ülkemizde misafir ediyoruz onları. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ise adeta Şam yönetimini destekler bir tavır içinde. Akdeniz'de Gazze'ye yardım götüren gemiyi İsrail basıyor, 9 vatandaşımız hayatını kaybediyor, şehit oluyor. İsrail'i eleştireceği yerde Türk hükümetini eleştiriyor. Böyle bir muhalefet anlayışı, Cumhuriyeti kurduğunu ileri süren CHP'ye yakışmıyor. Türkiye'nin menfaatlerini koruyan bir muhalefet olsun arzu ediyoruz. Muhalefet, Türkiye'de çözüm üretemediği, iktidarın yaptığı her şeye karşı çıktığı, kötüdür dediği için halkımızda bu anlayışa pirim vermiyor, desteklemiyor. Bu nedenle de halk nezrin de bir itibarı olmuyor. Geçtiğimiz günlerde bir gazetede bir haber vardı tarihi geçmiş ilaçlardan bahsediliyordu. Evlerimizde 15 milyon son kullanma tarihi geçmiş ilaç varmış, sadece son kullanma tarihi geçmiş ilaç olsa, son kullanma tarihi geçmiş partiler var Türkiye'de. Bu politikalarla Türkiye'de bir şey yapamazsınız” dedi.
Türkiye'nin yıllardır başını ağrıtan, maddi kayıplarına yol açan, şehitlerin verildiği terör sorununu çözmek için bir sürecin başlatıldığını da hatırlatan Mehmet Ali Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Ana muhalefet partisi kredi veriyor, 'Bu iyi bir süreçtir' diyor. 2 gün sonrada bu yanlıştır diyor. Dünyanın başka devletleri de buna benzer terör eylemlerine muhatap olmuştur. Terörle mücadele onların anlayacağı dille yapılır elbette. 30 yıldır şehirler verdik. Gerekirse yine verilir. Bu ülkenin toprakları için geçmişte de şimdi de verilmiştir. Ama terör örgütünün başı İmralı'da, 'ben silah bıraktıracağım, çözüm bulacağım' demişse, böyle bir talebi ya da tavrı olmuşsa, 'haydi buyur bakalım' demek her ülkenin olduğu gibi Türkiye'nin denemesi gereken bir yoldur. Şimdi bu çözüm süreci dediğimiz süreçte silahlar bırakılacak, militanlar sınır dışına çıkacak ve böylece ülkemiz huzura ersin. Terör nedeni ile verilen şehitler olmasın, analar ağlamasın, bu yolda harcanan paralar olmasın. Tek vatan tek devlet, tek millet ve tek bayrak anlayışından vazgeçmeyeceğiz. Bu sorunu biz çözmek istiyoruz. Bu bize göre desteklenmesi gereken, sonucunun olumlu olması için dualar edilmesi gereken bir süreçtir. Bu çerçevede ülkemizin en önemli sorununu çözeceğiz. Buna bu ülkenin çıkarını düşünen muhalefet partilerinin de destek vermesi gerekir. Bu süreci iktidar partisi yapıyor, başarırsa seçimlerde bunun siyasi avantajını elde eder diye bu çalışmaya karşı çıkmak hiç bir zaman doğru değildir.”
