BARO BAŞKANI RIDVAN ERDOĞAN: " KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİNİN RAFA KALDIRILDIĞI, YARGININ YOK SAYILDIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”


 

20140404AW053581_01Karabük Barosu Başkanı Av. Rıdvan Erdoğan, kuvvetler ayrılığıilkesinin rafa kaldırıldığı, yargının yok sayıldığı bir dönemden geçildiğini söyledi.

1-8 Nisan tarihleri arasında kutlanan Avukatlar Haftası nedeniyle açıklama yapan Karabük Barosu Başkanı Av. Rıdvan Erdoğan, Yargı alanındaki son gelişmeleri sert bir dille eleştirerek, “Anayasanın fiilen askıya alındığı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin rafa kaldırıldığı, yargının yok sayıldığı, avukatlık mesleğinin itibarsız hale getirilmek istendiği karanlık bir dönemi beraberce yaşıyoruz. Bu süreç bazı toplum kesimleri tarafından tam idrak edilmese de yargının kurucu unsuru Türk Avukatları olarak bu tespiti yapıyor ve tarihe not düşüyoruz” dedi.

Karabük’te Avukatlar Haftası sebebiyle tören düzenlendi. Karabük Barosu'na kayıtlı bir gurup avukat, Yenişehir Atatürk Anıtı önüne çelenk bıraktı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Baro Başkanı Av. Rıdvan Erdoğan bir konuşma yaptı.

Yargı alanındaki son gelişmeleri sert bir dille eleştiren Baro Başkanı Erdoğan, kuvvetler ayrılığı ilkesinin rafa kaldırıldığı, yargının yok sayıldığı bir dönemden geçildiğini belirterek, “Tüm meslektaşlarımızın Avukatlar Haftası’nı yürekten kutluyor, vefat eden meslek büyüklerimizi, üstadlarımızı saygıyla, rahmetle anıyoruz. 2014 yılının Avukatlar Haftası’nı kutladığımız şu günde ülkemizin, milletimizin ve mesleğimizin karşı karşıya olduğu vahim bazı gelişmeleri dile getirmeyi tarihsel bir görev sayıyoruz. Anayasanın fiilen askıya alındığı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin rafa kaldırıldığı, yargının yok sayıldığı, avukatlık mesleğinin itibarsız hale getirilmek istendiği karanlık bir dönemi beraberce yaşıyoruz.Bu süreç bazı toplum kesimleri tarafından tam idrak edilmese de yargının kurucu unsuru Türk Avukatları olarak bu tespiti yapıyor ve tarihe not düşüyoruz.Bilindiği üzere anayasalar kişilerin temel hak ve hürriyetlerini güvence altına almak, siyasal iktidarları hukuk ve yargı yoluyla sınırlamak amacıyla tarihsel süreçte ortaya çıkmış hukuk metinlerdir. Anayasaların temel işlevi yargı bağımsızlığını sağlayarak siyasi otoriteyi sınırlamaktır. Ülkemizde son dönemde adalet duygusunu yok eden, yargıya yürütmeye bağımlı kılan düzenlemelerle maalesef anayasamızın temel işlevi ortadan kaldırılmıştır. Siyasal iktidarın yargısal denetiminin imkansız hale geldiği bu süreçte yolsuzluk soruşturmaları örtbas edilmekte, hırsızlık ve rüşvet olayları dinsel kılıflar uydurularak meşru gösterilmeye çalışılmakta, paralel devlet söylemleri ile tüm bürokrasi baskı altına alınmaktadır. Yolsuzluk soruşturması yürüten binlerce yargı mensubu ile emniyet görevlisi somut ve haklı gerekçe gösterilmeksizin sürgün edilmektedir. Yargı yürütmeye bağlanırken yargının kurucu unsuru savunma mesleği de itibarsız hale getirilmekte, avukatların yargısal faaliyetteki işlevi ortadan kaldırılmaktadır. Zira yargının bağımsız olmadığı bir düzende yargıyla işi olan vatandaşın avukata başvurmaksızın siyasi makamlar yoluyla işini çözmeye çalışacağı aşikardır. Dünya üzerindeki pek çok örneğinde görüleceği üzere yargının bağımsız olmadığı dikta rejimlerinde avukatlık mesleği sıradanlaşmakta ve gelişme sağlayamamaktadır Ülkemizde ve Karabük’te son dönemde avukatlık mesleğinin maalesef bu tür bir sürece doğru evrildiğini, yargıda işi olanların avukattan yardım alma yerine başka arayışlar içine girdiğini endişeyle görmekteyiz. Yaşanan bu gelişmeler avukatların iş imkânlarının daha da azalacağı ve mesleğin giderek yok olacağı vahim bir geleceğe de işaret etmektedir” dedi.

“SESSİZ KALMAYACAĞIZ”


Erdoğan, ortaya çıkan vahamet tablosu bunlarla da sınırlı olmadığını da belirterek şunları söyledi: “Günden güne otoriterleşen, yargıyı yürütmeye bağlayan, savunma mesleğini de işlevsiz kılmaya çalışan siyasi iktidarın baskı ve tehditlerinin önümüzdeki süreçte daha da artacağı, yaşamın tüm alanlarında yaygınlaşacağı endişesi giderek artmaktadır. Yurttaşların günlük yaşamlarına, ticari ilişkilerine ve alış verişlerine müdahale edileceği, muhalif kesimlerin ticari ambargo ile sindirileceği kaygısı giderek yayılmaktadır. İktidar sözcüleri gerilimi artıran, toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran söylemleri ile bu endişeleri haklı çıkarmaktadırlar. Yaşanan süreç kültür değerlerimiz üzerinde de çok büyük tahribata neden olmaktadır. Dinsel kılıflar içinde çok sayıda hukuksuzluğun ve ahlaksızlığın icra edilmesi çocuklarımızı ve gençlerimizi olumsuz yönde etkilemekte, toplumsal ahlak çökmektedir. Hukukun asgari ahlak olduğuna inanan biz avukatlar bu çöküşe elbetteki sessiz kalmayacağız. Yaşanan bu gelişmeler avukatlara, barolara ve Türkiye Barolar Birliğine olağanüstü görevler yüklemektedir. Ortaya çıkan bu çöküşe itiraz etmek, anayasal düzeni, demokrasiyi ve hukuk devletini yeniden inşa için çalışmak, bu mücadelede halka önderlik etmek avukatların ve baroların tarihsel görevidir.Hiç bir meslektaşımız, hiçbir baromuz bu kutsal görevden kaçmayacaktır, kaçmamalıdır. Karabük Barosunun yürekli avukatları bu tarihsel görevi azim ve kararlılık içinde yerine getirecek, halkımızın önderliğini yapacaktır. Karabük halkı ve Türk Milleti umudunu asla yitirmemelidir. Yargıyı ve baroları ele geçirerek titan zinciri kurmak isteyenlere karşı mücadele bayrağı daha da yükseltilecek, demokrasimizin sarsılmaz kaleleri olan barolar asla susmayacaktır. Türk Milleti’nin aydınlık güçleri er yada geç galip gelecek, anayasal hukuk devleti ve milli demokratik düzen mutlaka tesis edilecektir. Bağımsız savunma, bağımsız Yargı ve bağımsız Türkiye ülkümüz mutlaka gerçekleşecektir.”

Konuşmanın ardından anıt önünde avukatlar, hatıra fotoğrafı çektirdi.

Editör: Haber Merkezi