KARABÜK BELEDİYE BAŞKANI RAFET VERGİLİ;


 

“ TÜRKİYE’DE İSİM YAPMIŞ BİRİNİ İKNA ETTİK AMA BİRİLERİ BUNU SİYASİ ÇEKİŞMEYE SOKTU”


 

“ŞUAN KARABÜKSPOR ÖYLE BİR KAOSA SOKULDU Kİ, GENEL KURULA GİTMİŞ BİLE OLUNSA, YETERLİ BİR TEKNİK DİREKTÖR BULMA İMKANI YOK, FUTBOLCU BULMA İMKANI YOK”


 

vergili-isyan-etti




HABERİN VİDEOSU


 



 

Süper Lig ekibi Kardemir Karabükspor’da yaşanan kaos ve adaylık konusunda yaşanan süreci değerlendiren Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili “Şuan Karabükspor öyle bir kaosa sokuldu ki, genel kurula gitmiş bile olunsa, yeterli bir teknik direktör bulma imkanı yok, futbolcu bulma imkanı yok.” dedi.

Başkan Vergili, makamında basın açıklaması yaparak Karabükspor ile ilgili yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, Türkiye’de belli bir ismi olan kişiyi Karabükspor başkanı olmasına ikna ettiğin ve bu işleri yapmanın çok zor olduğunu, ancak bozmanın kolay olduğunu ve uzun zaman harcayıp ta bu işe ikna ettiğimiz kişiye çok kısa bir sürede vazgeçirebildiler, bunun sebebini kendisinin çözemediğini söyledi.

Karabükspor’un Genel Kurulu ile ilgili geçtiğimiz Perşembe günü bu konuyla ilgilenmeye başladığını anlatan Vergili, “AB toplantısı için Ankara’da bulunuyordum. Vali beyi aradım kongre ile ilgili bilgi almak istedim. Taner Canyurt Başkanlığında bir kongre yapılacağını bana söyleyince, bende kendisine Karabük’te ve Karabükspor’u taşıyacak daha ağır bir isim bulmamız gerektiğini söyledim. Bana kimseye bulamadıklarını ve bu konuda Şefik Dizdar ile görüşelim dedim ve ona teklif ettiklerini ancak kabul etmediğini söyledi. Ben müsaade istedim Şefik Dizdar ile görüşmek için ve uzun bir telefon görüşmesinin ardından Şefik beyi bir noktaya getirdikten sonra Vali Bey’i aradım. Şefik beyi ikna ettim ve bununla ilgili herhangi bir yerden alacağımız ve görüşeceğimiz bir yer var mı diyince bana yarım saat sonra geri döndü.  Bu iş için Şefik Bey çok uygun olacağını söyledi Vali bey. Böyle bir girişimde böylesi önemli olan hadise Şefik Dizdar gibi Türkiye’ye mal olmuş bir ismi Karabükspor’un başına getirmekti ve biz bunu gerçekleştirdik. Şefik beyle birlikte çok etkin bir şirkette CEO’luk yapan Mustafa Özata ile görüşerek yönetime girmesini sağladık. Ben Karabük ile ilgili yapmış olduğum gerçek çalışma bu idi. Ankara’daki toplantının oylamasının Cuma gününe sarkması nedeniyle Şefik Bey’i arayarak çalışmaları yapmasını ve kendimin Cuma günü akşam Karabük’e geleceğimi söyledim. Yönetimle ilgili çalışmaları yaparken de, Çelik-İş Sendikasından, TSO’dan, Mehmet Ali Şahin’den, Güleç ve Yolbulan ailelerinden de yönetime katmak için isim istemesini önerdim. Oda sanıyorum bunlarla görüşme yapmış. Herhangi bir kişiye veya bir kuruma bu mal olmasın diye bunu istedim. Cuma günü 8’de Karabük’e döndüğümde Şefik beyle görüşmeye gittim. Muttullah Yolbulan’ın kendisine Ahmet Gölbek’i önerdiğini, Çelik – İş Sendikasının iki isim verdiğini söyledi. Daha 3 kişilik isim mevcutken, TSO’dan isim istendi ve kendileri meclis olarak isim vermeyeceklerini söyledikten sonra diğer görüşmelere devam edildi. Bu arada uzun bir görüşmeler devam ederken, bazı sıkıntıları çözmeye çalışırken,  zaman zaman Şefik bey de küskünlükler başladı. Mehmet Ali Bey’den isim bekliyorduk, grup toplantısı olduğundan geriye dönmesi çok uzadı. Vali Bey’i arayarak Mehmet Ali bey’in isim vermesi için görüşme yapmasını istedi Şefik bey. Saat 01:00 sıralarında Mehmet Ali Şahin beyin yönetime adam vermeyeceğini Vali bey bildirdi.  Saat 01:00 sıralarında Mehmet Ali bey’in adam vermeyeceği saatte Mutullah Yolbulan’ın evinde Ömer Ayar’la birlikte yeni liste çalışmaları başladı. Bunun bilgisini almıştık. Şefik bey tam ahlaki ve etik kuralları içersinde Mehmet Ali beyden yönetime adam vermediği yerde AK Parti Karabük il Başkanı Mutullah Yolbulan’ın evinde yönetim oluşturuyor. Buradaki en büyük sıkıntı, Mutullah Yolbulan’ın üzerinde nasıl bir baskı kuruldu ki, sabahtan alınan bir kararda işler değişiyor. Şefik bey hatta herkesle görüşerek mutabakata vardıktan sonra bu işe koyuldu. Ben yanına gittiğimde kulübe gittiğini ve hesapları incelediğini söyledi. Nasıl bir baskı oluştu ki geceden yeniden yönetim oluşturulması ihtiyacı ortaya çıktı. Tamamen bir siyasi meseleye çevrildi. Kongrede ortaya çıkan listede İki tane AK Parti Başkan yardımcısının listede olduğunu görüyoruz. Benim en çok merak ettiğim konu, Şefik bey etik kuralları çerçevesinde Mehmet Ali beyden bir isim isterken, il başkanı Mehmet Ali beyle görüşmedi mi, Mehmet Ali Bey’in haberi yok mu,  yoksa bir program dahilinde mi yapılıyor bu hadise” dedi.

“KARABÜKSPOR’U KAOSA SOKTULAR”

“ Benim tek amacım Karabük ile ilgili hayırlı işlerde bulunmak” diyen Vergili, “Ben bugüne kadar Karabük’ten dışarı çıktından sonra hiçbir yerde belediye başkanı makamını dahi kullanmamış birisiyim. Şuana kadar yaptığım hiçbir icraatın içersinde kişisel, nefsi, bencillik içersinde Karabük’e hizmet etmiş birisi de değilim. Yalnız yapmış olduğum hizmetlerde Karabük’ün hayrına olacak işler vardır. Ben burada Karabük’ün hayrına olacak, Türkiye’de belli bir ismi olan kişiyi Karabükspor başkanı olmasına ikna ettim. Bu işleri yapmak çok zordur ama bozmak kolaydır. Uzun zaman harcayıp ta bu işe ikna ettiğimiz kişiyi çok kısa bir sürede vazgeçirebildiler. Bunun sebebini ben çözemedim. Anlamadığım çözemediğim konulardan biri bu. Neden böyle bir ihtiyaç hissetti ki, AK Parti İl Başkanı böyle sportif olayın içersine direk bulunarak yönetim yapamaya çalışıyor. Ben bu olayın içersinde MHP’nin mensubu olarak değil, Belediye başkanı olarak içersindeyim. Ben bütün işlerin içinde Belediye başkanı olarak varım. Bu iki konuyu ayıramıyorlar. Neden bu olayları bu duruma kadar Ömer Ayar getirdi.  Mehmet Ali Bey bu konuya neden müdahil olmadı. Biz Mehmet Ali bey’e her zaman bu şekilde gidip, bu tip konularda kendisinden istekte bulunduğumuz zaman, ben bugüne kadar hiçbir olumsuz hareket görmedim. Bu konuda da aynı şekilde Mehmet Ali beye gittiğimiz halde, il teşkilatı neden gitmedi.  Biliyor muydu, bilmiyor muydu? En büyük olay bu burada. AK Parti bu kadar müdahil olmuş olduğu konudan bir kalemde sıyrılması mümkün değil. Şuan Karabükspor öyle bir kaosa sokuldu ki, genel kurula gitmiş bile olunsa, yeterli bir teknik direktör bulma imkanı yok, futbolcu bulma imkanı yok. Artık bu bizim son günümüzdü. Bu bilindiği halde neden kargaşa ve kaos oluşturuldu. Bunların hepsi üzücü şeyler. Karabükspor, Karabük için çok önemli bir olgu. Çok büyük bir faktör. Karbükspor’un Süper Ligde olması çok önemli bir olay. Çok kişi Karabük’ün neresi olduğunu bilmez ama ben Karabüklüyüm diyince benle Karabükspor’u konuşur. Çok büyük bir olaydır bu Karabük için. Çok basit gibi gözüküyor ama ilerde bizim buradan gitmemiz bunlar hep kan kaybıdır. Bunlar ilerde acı verir. Zonguldak hala amatörden yukarıya çıkamıyor. Bu iş kişisel ve siyasi menfaatleri ortaya koyup siyaset yapmak ve Karabük’e yapılacak hizmetleri baltalamaktır. Bunun acısını Karabük çekecek. Biran evvel hızlı bir şekilde yeni bir yönetim ve ciddi bir yönetim oluşturularak bizi temsil edecek kişileri oluşturmak lazım.  Biz bu işin içersinde varız yokuz diye kimsenin bir şey söyleme hakkı yoktur. Herkes Karabükspor’a sahip çıkması gerekli”  diye konuştu.

Şefik Dizdarın yeniden ikna edilip edilmeyeceği yönündeki bir soruya ise, Vergili şu şekilde sevap verdi;

“Ben Şefik Dizdar’ın tekrar ikna olacağını sanmıyorum. O akşam iki üç kez ikna ettim. Hele en son görüşmesinden sonra ikna olacağını da sanmıyorum. Son akşam Şefik Dizdar’a sen çekil denildiğinde İl Başkanı oradaydı ve yeni yönetim oluşturuyordu. Sendika Şube Başkanını çağırıp Şefik beyin Başkanlığında seçime gidelim dediğimizde bize sıkıntı verir diyince Şefik beyi tamamen geri çektim.  Şefik Dizdar hiçbir zaman siyasi parti mensubu değildir. İktidar partisinin yapmış olduğunu icraatlarına çok memnun olan ve öven bir kişi olduğunu ben biliyorum. Yaşı itibari ile konumu itibari ile  ticari unvanı ile ve çok farklı bir kişiliğe mensuptur. Bu kişilerle oynanmaması gerektiğini ve onura edilmesi gereken ve Karabüklülerin önüne geçecek bir insan olarak hareket edilmesi gerekiyordu. Bu kadar incindikten sonra bir daha bu olayın içine gireceğini sanmıyorum. Ama böyle bir olayın içine bu saatten sonra Vali bey, Muttullah bey ve Mehmet Ali bey tekrar sokabilir. Ama benim ona bu işin içersine gir demeye ne hakkım, ne de yüzüm var. Açıkça söyleyeyim.”

Şefik Dizdar’ın yeniden ikna edilmesi noktasında izlenilecek yol haritası konusunda böyle bir oluşumunun içersine vermem gereken destek varsa severek veririm diyen Belediye Başkanı Rafet Vergili, “Bunların hepsi bir zamanlama meselesidir. Bu zamanı kaçırdığın zaman tren gidiyor demektir. Biz trene epey yol aldıktan sonra ve trene yetişip yetişmeyeceğini bilmiyorum. Ben sporu çok iyi bilen bir insan değilim.  Bu işi bilen adamların çözebilecek adamları toparlamaktır. Mustafa Yolbulan, Çağrı Güleç ve Sedat Namal’ında içinde olduğunu bir yönetimin oluşturulması lazım. Sedat Bey bugün birlik beraberlik içeren bir mesaj yayınladı ve okudum. Eğer o mesajı Cuma akşamı yapsaydı bugün Karabük bambaşka bir Karabük olurdur. Karabükspor bambaşka bir yerde olacaktı. Teknik direktör problemi ve futbolcu problemi bitmiş şekilde olacaktı. Keşke o mesajı cuma günü atsaydı. Birliktelik sağlamak noktasında nasıl bir yol izleyeceği konusunda bana bir görev verilirse ben yaparım. Verilmezse bir şey yapamam. Ben üstüme düşeni yaptım. İhtimal bile görülmeyen bir noktada ben Şefik beyi ikna etmiştim. Samimi ve iyi niyetle işe başlamıştı. Hatta Mutullah Yolbulan’ın tavsiyesi üzerine kulüpte hesaplara bakarak bundan korkulacak bir şeyin olmadığını söyleyerek yoluna devam ediyordu. Onu teşvik etmek Karabük olarak bizim görevimizdi.  Bu işleri yarı yolda bırakarak değil, biz asıl görevimizi yerine getiremedik. İl Başkanının yönetim listesi yapmasında Mutullah Yolbulan’a nasıl bir baskı yapıldıysa tekrardan böyle bir oluşum sağlanmasına sebep olanlar sorumluluğunu üstünde taşıyacaktır.” ifadesinde bulundu.

Belediye olarak bugüne kadar hiçbir şekilde isim vermediklerini de anlatan Vergili, “ Bir sefer birleştiricilik adına Ferudun Tankut’un ısrarı üzerine Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanımızın ismini verdik.  Kendisini takdir ettiğim, çok iyi bir idareci, Karabükspor’u  çok iyi yerlere taşıyan her zaman değeri bilinmesi gereken bir idareciydi.  Şuanda onun gibi idarecilere ihtiyaç var. Şefik bey bu işin en başında Ferudun Tankut başında olsun bende yönetimde olayım dedi. Bu kadar mütevazi bir insan. Bu mütevazi insanın yönetimine girmeye bazıları gurur yapıyor. Şefik beyin Türkiye’de çalışan sayısı 18 bin 500 ve 137 ülkede mağazası ve büyük bir holdingi yöneten kişidir.  Rafet Bey sen Karabük için hayırlı bir şey yapacaksan, Ferudun Beyi başkan yapın ben yönetim de olayım dedi. Nerden olduğunu bilmiyorum bazı sıkıntılar olduğu için Ferudun bey kabul görmedi söylentisi üzerine ben ısrar ettim kendisine. Eğer Belediye Başkanlarının spor kulübü başkanlıkları yasaklanmasıydı Şefik beyin yönetime girmekten gurura kapılmam ve girerdim. Bunlar bir eşraf ve büyüktür. Bu kişileri yola çıkmadan toplum dışına itmeye çalışıyoruz ki, tamamen kural dışı hareketlerdir. Bunun sorumluklarını bu hareketleri yapan arkadaşlarımız üstlensin” dedi.

 

Editör: Haber Merkezi