Karabük'te, İHH İnsani Yardım Derneği üyeleri ve sivil toplum kuruluşu (STK) mensupları, Çin'in Uygur Türklerine yönelik politikasını protesto etti.

100 Yıl Mahallesi Pazar Yeri Camisi önünde toplanan grup adına basın açıklaması yapan Karabük Genç İHH Başkanı Mustafa Emir Kurşun, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana kitlesel olarak en büyük özgürlükten men etme operasyonunun Doğu Türkistan'da yürütülmekte olduğunu söyledi.

Saldırıların, nisan 2017'den itibaren Doğu Türkistan genelinde yoğun şekilde kurulmaya başlayan ve sayıları 1200'ü geçtiği belirtilen toplama kamplarıyla bambaşka noktaya taşındığını aktaran Kurşun, şöyle devam etti:

"Evlerinden, çocuk ve eşlerinden, anne-babalarından, akraba ve arkadaşlarından, işlerinden, okullarından hasılı en sevdiklerinden kopartılan, dünyanın en ağır işkence ve mahrumiyetlerini yaşayan 3-8 milyon Doğu Türkistanlı Çin'in gönüllü mesleki eğitim kamplarında soykırıma uğruyor. Bir çadıra ya da pusulaya sahip olmak, mutfağında birden fazla bıçağı olmak, pasaportu olmak, başörtüsü takmak, camiye gitmek, oruç tutmak, okulda ve resmi dairelerde ana dili kullanmak bile bir kişinin toplama kamplarına alınması için yeterli sebep olarak görülmektedir."

"Tüm Dünya Halkları Çin Mallarını Boykot Etmelidir"

Doğu Türkistan'daki toplama kamplarının kayıtsız şartsız bir an evvel kapatılması gerektiğini vurgulayan Kurşun, "Bölgede uygulanan tüm hak ihlallerine derhal son verilmelidir. Birleşmiş Milletler (BM), Çin'in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhal durduracak sahici adımlar atmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı ya İslam ülkelerini bu zulme karşı mobilize etmeli ya da kendini lağvetmelidir. Türkiye bu zulmün bitirilmesi için öncü olmalıdır. Çin bu zulmü sonlandırıncaya kadar tüm dünya halkları Çin mallarını boykot etmelidir." şeklinde konuştu.

Konuşmanın ardından ölen Uygur Türkleri için dua edildi.