the-game-is-over



Karabükspor’da yıllardır gölge başkan olarak eleştirdiğim Mustafa Yolbulan nihayet kulübün yeni başkanı oldu.

Mustafa Yolbulan’ı yolda görsem tanımam. Bu zamana kadar hiçbir sohbetim ve teşviki mesaim olmadı kendisi ile.

Göreve geldikten sonra kendisini “Hayırlı olsun” demek için aradım ve on dakikaya yakın konuştuk.

Mustafa Yolbulan ile yaptığım telefon ayrıntısına biraz sonra değineceğim. Fakat ilk önce Karabükspor’un geçmiş on senesini şöyle bir büyüteç altına alalım.

Karabükspor’a tarihinin en karanlık dönemlerini yaşatan, kulüp başkanı olduğu dönemde bir Fenerbahçe kongre üyeliğine karşı emek şehrinin kulübün adını şikeci yapan, (bu bizim yorumumuz değil, mahkemenin kararı) tarihinin en beceriksiz ismi Feridun Tankut birçok yolsuzluk iddialarının içinde anıldı.

Yanından bir an olsun ayırmadığı rant kuyruğu simsar Bayram ile kulübü adeta kevgir gibi emdiler.

O kadar çok emdiler ki, 60 Bin TL bonservis parası verilerek Gümüşhanespordan alınan Remzi adlı bir futbolcuyu, ayağına top değmeden Adıyamanspor’a bahşiş niteliğinde hediye verdiler.

Amigoya minibüs alıp, minibüsü Karabükspor’a kiralattıracak kadar ar damarları çatlamış ve meydanı boş bulmuşlardı.

Yıllarca ikinci ligde mücadele edip, “Efsane dönüyor” ayağına, eski para birimi ile trilyonlar harcayıp, son hafta Mersin İdman Yurdu – Adana Demirspor karşılaşması öncesi, Mersin’e gönderilen para dolu bavul ile birinci lige çıkıldı.

Tankut ve simsar Bayram döneminde, 500’e yakın futbolcu geldi geçti. Kendi getirdikleri teknik direktör İlyas Tüfekçi canlı yayında “Feridun Tankut’a hırsız” dedi “Hırsız”

Birinci Lige çıkıldıktan sonra, Erdem Konyar adlı Kıbrıs Türkü bir gencin hediyesi olan Emenike ile Süper Lig’e çıkıldı. Katar’dan gelen 12.5 Milyon Avro, Rusya, Spartak Moscova’dan gelen 10 Milyon Avro teklife rağmen, Emenuel Emenike 9 Milyon Avro’ya, oda 500 Biner Avro 18 taksit ile Fenerbahçe’ye verildi. İşin garibi ise Fenerbahçe’de ayağına top değmeden, bize daha önce teklif getiren Spartak Moscova’ya peşin 10 Milyon Avro’ya gitti.

10 Bin Avrol’uk futbolcuyu, 10 Milyon Avro’ya satıp, Karabük tarihinin transfer rekorunu kırdıran, kulübün kasasını boşaltmayıp, dolduran bir ismi de gerek simsar Bayram, gerekse İsmail Durak, Nevzat Şahin kulübe sokmadı. Bir de işin garibi ki Emenike’nin ilk geldiği zamanki menajerlik parası Erdem Konyar’a verilmedi ve birilerinin cebine girdi.

Yine Erdem Konyar’ın kulübe getirdiği İsrailli stoper, kafatasçı bir yönetici tarafından “Yahudi” diye 400 Bin Avro’ya alınmadı ve daha sonra İngiltere Premier Ligine 2.5 Milyon Sterlin bonservis ile gitti. “Yahudi” diye alınmayan futbolcunun yerine ise Sırp Nikolich alındı. 10. Haftayı göremeden kulüpten kovuldu.  Olan, yine Karabükspor’un parasına oldu.

Ve 3 Temmuz süreci patladı…

Tüm Türkiye’ye emek şehri olarak rezil olduk. Fenerbahçe’ye kongre üyeliği karşılığında adeta şerefimiz satıldı. Karabük tarihin yüz karası başkanı, şike davasında Vatan Caddesi Organize Suçlarda ifade verdi. Mahkeme “Karabükspor – Fenerbahçe maçında şike yapılmıştır” kararını verdi. Nasıl olsa parayı, Yolbulan ailesi veriyordu.

Utanmaz adam ve yancısı simsar paraları yerken, bunların ilişkisini ortaya çıkartan beni, önce ölümle tehdit ettiler, ardından tribünlerden küfür ettirdi, yemedi dövdürdü, yetmedi çalıştığım Yerel TV’den işten attırdı ve o Yerel TV’nin sahibini de yönetimine aldı.

Utanmaz adamın gidişi ile onun yancısı mali sekreter Nevzat şahin’e verdiler koltuğu. Karabük Net Haber’de daha önce yazdım. Nevzat Şahin’in gelmesi başlı başına bir hataydı. Çünkü Yolbulan ailesinin Feridun Tankut’a verdiği paraları, Tankut kendi çıkarları için harcarken, Nevzat Şahin mali sekreterdi. Kulüpte yıllarca para çıktılarına imzayı atan Nevzat Şahin’di. Veren kadar, sesini çıkarmayan Nevzat Şahin’de suçluydu. Sonuçta sen, mali sekreter olarak, Karabük’ün çocuğu olarak “Başkan nereye gidiyor bu paralar” demezsen, suça ortaksın demektir.

Ben, İlyas Tüfekçi’nin canlı yayında söylediği “Hırsız Başkan’dan” sonra Mali Sekreterinin göreve gelmesini yazmıştım.

Nevzat Şahin döneminde Manisa’dan, Beşiktaş’ın elinden alınan Ahmet İlhan dışında iyi bir transfer yapılmadı. Kulüp o paralara rağmen düşmekten son iki sezonda, son haftalarda kurtuldu.

Değerli Hemşerilerim; Tankut ve Simsar Bayram yükü tuttu ve gittiler. Bu kez de İsmail Durak, Menajer Özgün Koyutürk ve işbirlikçileri kulübün tercümanı ile birlikte transferlerde para yedikleri iddiaları ile ayyuka çıktılar. Özellikle 350 Bin Avro’ya alınacak Lua Lua’nın, kulübün tercümanı tarafından, İsmail Durak’ın direktifleri ile kendi menajerinden ayrılıp, yetkisini Özgün Koyutürk’e verdirerek, 900 Bin Avro’ya Karabük’e getirdiler.

Aradaki farka bakar mısınız?

550 Bin Avro…

Yine şu anda hala kulüpte görev yapan tercüman, İsmail Durak ve Özgün Koyutürk işbirliği ile Shelton’un menajeri içinde uygulandı.

Biz bunları ve daha fazlalarını Ergün başkaya ile birlikte yazdık.

Vatan haini olduk. Küfürler yedik. Çünkü kukla yerel medyayı susturmak gayet kolaydı. Benim de, kader arkadaşım, Üç Temmuz sürecinde tarihe geçecek şike ve teşvik olayını çıkardığımız Ergün Başkaya ile beraber, ne Ali’den, ne Veli’den üç kuruş çıkarımız olmadı, olmazda…

Tek sevincimiz takımımızın başarılı olmasıydı. Yerel TV’lerde 9 sene görev yaptığı Karabük’te defalarca işten atıldım. Tehditlere, saldırıya uğradım. Tribünlerde şahsıma koro halinde küfür ettirildi. O kadar ileri gidildi ki, öldürmekle bile tehdit ettiler. Rüşvet Teklif ettiler. Ama hiçbir zaman, be yetim hakkı yedirebildiler, ne de 1600 derece sıcakta çalışan Kardemir işçisinin hakkını yemedik. Biz o şehirden almadık, verdik. Hep özümüzü verdik, hem ruhumuzu verdik.

Şu an yönetimde olan Ahmet Gölbek çok iyi bilir. O’nun sahibi olduğu o zaman ki Yerel TV’sinde bir gecede amatör sporcuların hizmetine verilmek üzere ambulans aldırdık.  Kendimiz aç gezdik, parasız gezdik, gelen reklamlardan futbol oynayan fakir öğrencilere burs verdirdik.

Yine şu an yönetimde olan Ahmet Karabacak çok iyi bilir. Kardemir kulüpten desteğini çektiği zaman, 2001 yılında 40 Milyar TL’lik (Eski para birimi) göğüs reklamı aldırdık. Takımın deplasmana gidecek parası yoktu. Atilla Aygün Başkanlığında, Devlet misafirhanelerinde kalınıyor,  Atilla Aygün benim sunduğum canlı yayın programında simitçiden, ayakkabı boyacısından destek istiyordu. Cem Uzan’ın sağ kolu, rahmetli Cem Şaşmaz ile görüştüğüm zaman “Bu 40 Milyar TL’yi sana verelim oğlum.” Dediği zaman “Ağabey, biz Karabük’ün çocuğuyuz, o takımın deplasmana gidecek parası yok. Karabükspor’un bizden daha çok ihtiyacı var o paraya.” Demiş adamız. İnanmayanlarda, 2001-2002 sezonunda Uzan reklamı ile maçlara Karabükspor’un çıkıp çıkmadığını araştırabilir. Ahmet Karabacak’ta canlı şahidimizdir.

Yine, Karabük’te ticaret hayatını sürdüren, hiç futbol ile ilişkisi olmayan, Ramsey’in Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Doğan’a rica ettik, Liverpool’dan önce Karabük tarihinde ilk kez giyim sponsoru olmuştu. Çaycısından, aşçısına, altyapıdan, üstyapısına tüm kulüp ve futbol takımı Ramsey’in takım elbiseler ile deplasmanlara gitmişti. Hüseyin Doğan’ın ricasına rağmen o takım elbiseden ben almamıştım.

Çelik Bilek ödülleri düzenleyip, ulusal basın mensuplarına 5’er takım elbise dağıtarak, parasını Karabükspor’dan biz ödettirmedik.

Bunları kendimizi övme adına anlatmıyorum. Bu takım için yaptıklarımızı anlatmaya çalışıyoruz. Bunlara rağmen, uğramadığım hakaret kalmadı ve hayattaki en büyük mirasım kanser hastası annemle, canım babamı arkada bırakıp İstanbul’a gitmek zorunda kaldım.

Bir ara, annemin rahatsızlığından dolayı Karabük’e geri dönüşümde oldu. “Kanaltürk’ten Serhat Ulueren tarafından kovuldu” dediler. “Evden dışarıya çıkamıyor” diye alay ettiler. Ama hep sustum ve tüm bunları Cenabı Allah’a havale ettim. Bu dönemlerde en büyük yardımcım ve destekçim, zaman zaman beni sinir krizlerine soksa da Ergün Başkaya olmuştur. Her zaman aradı, her zaman sordu. Bir paket sigarayı, cebimizdeki harçlığımızı bölüştüğümüz zamanlar oldu. Cebimizdeki 10 TL’yi 5’er, 5’er paylaştık, yine kimseye boyun eğmedik ve Türk Spor tarihinin en büyük skandal ayağı olan teşvik primi ve transfer şikesi haberini patlattık.

Son 10 senede bu kulübü ne yediler dostlar, ne yediler. Akıllara zarar. Başkanından, simsarına, müteahhitinden, amigosuna, yerel ve ulusal gazetecisine kadar. O kadar yemeye rağmen, Galatasaray 52 Bin kapasitelik Türk Telekom Arenayı bitirdi, bunlar iki bin kişilik kapalı tribünü bitiremedi.

Gelelim Mustafa Yolbulan ile telefon görüşmemize…

Sevinçliyim dostlar…

Karabükspor hesapları profesyonel hesap uzmanları tarafından inceleniyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin kaçarı olamayacak.

O, bir kere biline…

1600 Derece sıcakta çalışan Kardemir emekçisinin, bu kulübü çıkarları için değil, yürekten seven taraftarın ve yetimin hakkı Sayın Mustafa Yolbulan tarafından sorulacak.

Mustafa Yolbulan, dinlemesini bilen, sağduyu sahibi, kültürlü bir kişi olarak izlenim uyandırdı bende. Bu telefonda ne kadar anlaşılır, bu kestirilemez ama artık Karabükspor ile ilgili, takım ile ilgili konuşacağımız kesin. Yaklaşık 10 senedir futbolu takımdan çok, Uğur Dündar’ın Arena ekibi gibi, Kadir Çelik’in Objektif Programı gibi, ünlü dedektif, Scherlok Holmes gibi yolsuzlukların izini sürmekten, hırsızlık iddialarını yazmaktan bıkmıştık. Mustafa Başkanla beraber artık kulübün parası inanıyorum ki çarçur edilemeyecek ve daha iyi kullanılacak.

Mustafa Yolbulan başkanla beraber Karabükspor kasaba zihniyeti ile değil, profesyonel bir kulüp gibi yönetileceği yüzde yüz kesin.

Kulübün parası çok iyi kullanılarak, işinin uzmanı insanlara kulübümüzün teslim edileceği izlenimini oluşturdu Yolbulan başkan bende.

Mustafa Yolbulan’ın konuşmaları bana çok samimi ve yürekli geldi.

Biz de Mustafa Yobulan Başkanlığındaki Karabükspor’un şimdiki yönetimine destek vermek düşer. Hatalarınız karşısında eleştirilerimiz olacaktır.

Bundan sonra Karabükspor Kulübünden nemalanan kim varsa, sizin için söyleyeceğimiz tek bir cümle var;

“Game Over" Oyun Bitti....

Editör: Haber Merkezi