net analiz tarihsiz logolu

 

Karabük’ün duayen gazetecisi dediğimiz sayın Ahmet Gölbek, Karabük’te Kredi Yurtlar Kurumunun,  KARDEMİR’in yemek işini ve KARDEMİR’in yargıda olan dava süreçlerini konu almaya başlamış.


Daha doğrusu, kendi dar çerçevesindeki dedikoduları tüm şehre mal ederek yazılarına konu eden Sayın Gölbek, kendisinin de ifade ettiği gibi küçük işlerle ya da dedikodularla kamuoyunu meşgul etmeye çalışıyor gibi…


Hala Türkiye Cumhuriyetinin Yargıtay ve Danıştay gibi gölge kabul etmeyen kurumları, KARDEMİR’in yargıya intikal etmiş konularında töhmet altında bırakılıyor.


2007-2013 yılları arasında Karabük’teki KYK’ya bağlı olan Yurtların yemek ve kantin işletme işi Trabzon kökenli bir firmaya toptan olarak verildi. O dönem yerel yemek firmaları “memleketimizde kendi işimizi yapamıyoruz” diye sesini duyurmaya çok çalıştı.


Direk Başbakanlığa bağlı olan ve Kamu İhale Kurumu kapsamı dışında olan Kredi Yurtlar Kurumunun ilimizdeki tüm yurtların yemek ve kantin işini yıllarca Trabzonlu bir firma çatır çatır yaparken, başta Sayın Rasim Ertaş olmak üzere bazı hazır yemek firmaları isyan etti.


Fransız firması Sodexo, İngiliz ortaklı Sofra firması ve son olarak yine Gaziantep merkezli Avira firması KARDEMİR A.Ş’nin dört bine yakın çalışanının yemek işini yıllarca yaparken, Karabük’te ilgili ilgisiz hangi işyerine gitseniz bunları konuşmuyordu.


Sanırım Sayın Gölbek’in paça çorbasını içtiği lokantada konuşulan ve hazımsızlık kokan bu dedikodular tüm şehre mal ediliyor.


Yıllarca Karabük’teki KYK’ya bağlı olan yurtların yemek ve kantin işini Trabzon ve Çorum kökenli firmalar yaparken, yıllarca KARDEMİR işçisinin yemeğini elin Fransız, İngiliz kökenli firması verirken kimse dedikodu yapmıyor da şimdi Karabük’te doğmuş, Karabüklülerin sahibi olduğu firmalar bu işi alırken, Sayın Gölbek paça çorbası içtiği yerde yapılan dedikoduları koca kente yasamaya çalışıyor...


Kayseri’den, Ankara’dan Karabük’e gelip bu memlekete yerleşen bazı firmalar, kamu kurumlarında masaya silah koyup yetkilileri tehdit bile etse “Güzel işler yapıyorlar, aldıkları hiçbir ihaleden şikayet olmuyor” diyen Sayın Gölbek, hangi yerel firma için methiye döşemiş merak ediliyor.


Öte yandan Türkiye Cumhuriyetinin asla gölge kabul etmeyen Yargıtay ve Danıştay gibi kurumlarını da iddiaları ile töhmet altında bırakan Sayın Gölbek; “KARDEMİR’in hukukla ilgili işlerinde tersine bir dönüş başladı.” cümlesini tüm cesaretiyle kullanıyor. Yargıtay’ın KARDEMİR ile ilgili bazı davalarında aldığı kararı birkaç gün sonra enteresan bir şekilde değiştirdiğini savunuyor.


En küçük bir lekeyi bile kabul etmeyen Yargıtay ve Danıştay ile ilgili sanki döneme, devre ve adamına göre kararlar alıyorlar şeklinde algı oluşturmaya çalışan Sayın Gölbek’in bu iddialarının hukuk nezdinde dikkate alınıp, soruşturulacağını ve “Sen ne demek istiyorsun” denileceğini umut ediyoruz.


Fadıl Demirel’in Genel Müdürlük yaptığı dönem olan, çok değil birkaç yıl önce KARDEMİR’de 56 tane Ereğli müteahhit firması iş yaparken, Duayen gazeteci ağabeyimiz tatilde miydi?


Karabük’teki kamu ve özel sektörlerinde, Karabük’ün yerel firmasının iş yapmasından duyulan bu rahatsızlığa bir anlam getirilse, belki biz de anlayacağız. Ama kusura bakmayın ki, biz artık ‘elin tokadı tatlı geliyor’ dönemini aştık ve Sayın gazeteci ağabeyimizde yaşı itibarı ile biraz eskide kalsa da aşmaya çalışmalıdır.


Her ne kadar Saygıdeğer Gazeteci büyüğümüzde yaşı itibarıyla insan metabolizmasının gereği oluşan Alzaymır rahatsızlığından dolayı, dün ak dediğine bu gün kara dese de, ciddiye alınmayacak konulara değinse de biz onun saygınlığını korumasını istiyoruz.


Maazallah böyle yabancı hayranlığı, yerli düşmanlığı yaparak saygınlığını, gururunu kamu önünde zedelemesi tüm basın camiasını derinden üzer.


Şu paça çorbası içilen masanın karşısına da artık birileri “Elinki gider (üleş) pay getirir, bizimki gider beleş getirir” yazısını çerçeveleyip asıversin ve böyle dedikodular ile kamuoyu meşgul edilmesin.