AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI PROF. DR. MUSTAFA ŞENTOP


 

- “CUMHURİYET HALK PARTİSİ ÇAKMA CUMHURİYET HALK PARTİSİ’DİR”


 

- “CHP VE ONA OY VEREN KİTLE TÜRKİYE’DE BİR HAZIRCILIĞA ALIŞMIŞ”


 

- “CHP ATATÜRK’ÜN KURDUĞU CHP DEĞİL, BAYKAL’IN KURDUĞU CHP’DİR”


 

20130630AW000229_02AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Atatürk'ün partisi olmadığını, çakma CHP olduğunu söyledi.

AK Parti Seçim İşleri Başkanlığı 3. Bölge Toplantısı Safranbolu Ünsal Tülbentçi Öğretmenevinde gerçekleştirildi. Toplantıya, AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Şentop, Genel Merkez SKM Başkanı İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş, Seçim İşleri 3’üncü Bölge Koordinatörü Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Zonguldak, Bartın ve Kastamonu'dan partililer katıldı.

Toplantıda açılış konuşması yapan İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Şentop, CHP'nin hazırlık yapabilecek bir güce ve zihniyete sahip olmadığını söyledi.

CHP'nin ve ona oy veren kitlenin hazırcılığa alıştığını belirten Şentop, “AK Parti Türkiye siyasetine yenilik getirdi. ‘Eski Türkiye yeni Türkiye’ diye ayım yapıyorsak, ‘Türkiye’de eski siyaset tarzı yeni siyaset tazı’ diye ayırım yapıyoruz. AK Parti dışındaki partilerin Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski siyasetin bugünü itibariyle önemli temsilcileri olduğunu ifade edelim. Onların meseleleri ele almasından çok açık şekilde görüyoruz. Ana muhalefet partisinin genel başkanı muhtelif konularda değerlendirmeler yapıyor ama bu değerlendirmelerin hepsi AK Parti’nin yaptıklarıyla, Sayın Genel Başkanımızın konuşmalarıyla ilgili. Partilerin bir gurup toplantısı oluyor, ilk önce MHP, daha sonra AK Parti, CHP, BDP gurup toplantılarını yapıyorlar. Kılıçdaroğlu’nun gurup toplantısındaki konuşmaları bütünüyle Başbakanımızın gurup toplantısında yaptığı konuşmaların eleştirisi üzerine kurulu. Bundan iki ay önce AK Parti gurup toplantısı iptal edildi, hatırlayanlar olabilir, burada gazetecilerle konuşuyorduk dediler ki, ‘Kılıçdaroğlu’nun da Cumhuriyet Halk Partisi’nin gurup toplantısını iptal etmesini bekliyoruz’ dediler. ‘Niye o da mı rahatsızlanmış?’ dedim. ‘Yok’ dediler, ‘Kılıçdaroğlu konuşuyor, Sayın Başbakan konuşuyor onun konuşmasına cevaben konuşuyor, onun konuşmalarını eleştiriyor. Sayın Başbakan konuşmadığı zaman Kılıçdaroğlu ne söyleyecek onu merak ediyoruz, onun için toplantı iptal edebilir diye’ konuştular. Hakikaten bütün konuşmaları Sayın Başbakanımızın söylendiklerine normal bir sokak çocuğu edasıyla, üslubuyla vermiş olduğu cevaplardan ibaret. Bunun dışında Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye meseleleri ile ilgili Türkiye’nin en temel, kendilerinin de vaat ettiği temel konularıyla ilgili CHP’nin bir parti görüşü yok. Anayasa meselesini görüyorsunuz, Uzlaşma Komisyonunda anayasayla ilgili hazırlığı en zayıf olan parti CHP’dir. CHP hazırlık yapabilecek bir güce de sahip değil, zihniyeti ile de sahip değil, parti içi dengeleriyle sahip değil. Bizim önümüzde hazırlıklarını yapıyorlar. Bir madde önerisi hazırlamışlar, getirmişler bunu hep beraber düzeltiyoruz, diğer partilerle birlikte. Niye? CHP ve ona oy veren kitle Türkiye’de bir hazırcılığa alışmış, Türkiye’de seçim kazanmadan iktidar olmanın yollarını, seçimi kim kazanırsa kazansın Türkiye’nin temel meselleri ilgili karar verme imtiyazını elinde tutmanın yolunu yollarını CHP şimdiye kadar bulmuş kullanmış. Ama 2002’ye kadar bulmuş kullanmış. AK Parti iktidara geldikten sonra milli iradeye, milletin vermiş olduğu oya sahip çıktığı için bu düzen bozulmuş. CHP 50 ile 60 yıl arasında iktidar olmadığı dönemde Türkiye serbest seçimler yapmaya başladıktan sonra CHP tek başına iktidar olamamıştır, kısa dönemlerde de koalisyon hükümetlerde yer almıştır, CHP’ni temsil ettiği görüş ve düşüne görev almıştır, fakat olarak CHP’nin ilkeleri Türkiye’de genel siyasete hakim olmuş, kim iktidara gelirse gelsin, Milli Güvenlik Kurulu üzerinden, askeri vesayet üzerinden CHP siyaset felsefesi Türkiye’ye hakim olmuş. Bunun rahatlığına alışmışlar, çalışmadan kazanmaya, külfete katlanmadan nimetlerden istifade etmeye alışmışlar" dedi.
20130630AW000229_03

"ATATÜRK'ÜN PARTİSİ HİKAYELERİ BİTTİ"
CHP'nin çakma CHP olduğunu belirten Şentop, şunları söyledi;

"CHP, parlamentoyu çalıştırmamaya uğraşıyor, bütün çalışmaları faaliyetleri bunun üzerine kurulu. Kendisinin önerisi yok, kendisinin getirmiş olduğu teklifler yok. AK Parti’nin getirmiş olduğu teklifleri, çalışmaları engellemek ve meclis çalışmalarını sabote etmek için kullanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren seçmende, kendi partisinden de ümidini kesmiş, artık sokak hareketleriyle belki Türkiye’de bir netice elde edebileceği ümidiyle Taksim Gezi Parkı olayları çerçevesinde yollara düşmüşler. Türkiye’de artık çalışmadan Türkiye’nin menfaatine tezler ortaya koymadan, yaptıklarının önerdiklerinin, ortaya koymuş oldukları politikaların Türkiye’nin menfaatine olduğunu ispat etmeden Türkiye’de siyaset yapma dönemi kapanmıştır. CHP’nin de ona destek verenlerinde bunu bilmesi öğrenmesi gerekiyor. Milletin gönlünü yapacaksınız, oyunu alacaksınız, iktidara geleceksiniz, o zaman politikalarını icra edebilirsiniz. Asker üzerinden, yargı üzerinden Türkiye’de sivil bürokrasi üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi siyasetini, milletten yeterli oy almadığı halde sürdürebilme imkanı yolu ihtimali kalmamıştır, bunu herkesin bilmesi lazım. O eski nostalji ile ‘Cumhuriyeti kuran parti, Atatürk’ün partisi’ hikayeleri bitti. Bu da tabi bir aldatmacadır, bunu tabi belki Cumhuriyet Halk Partililerde biliyor, bu Cumhuriyet Halk Partisi çakma Cumhuriyet Halk Partisi’dir. 1923’de kurulan Cumhuriyet Halk Partisi değil. O Cumhuriyet Halk Partisi diğer bütün siyasi partilerle birlikte 1981 yılında kapatıldı. 12 Eylül darbesini yapanlar bir kanun çıkardı, bütün siyasi partileri Cumhuriyet Halk Partisi dahil, kapattılar. Sonra 1991 yılı seçimleri akabinde kapatılan siyasi partilerin yeniden açılabileceğine dair bir kanun çıktı. Partiler tüzel kişiliktir, bu tüzel kişilerin kapatılması bir gerçek kişinin, bir insanın ölmesi anlamına gelir. CHP’nin de diğer partilerle birlikte kapanmıştır. 1991 yılında Cumhuriyet Halk Partisi ismiyle yeniden bir parti açılmıştır, ölen birisini diriltmek nasıl mümkün değil ise, kapatılan bir siyasi partiyi de yeniden diriltmek mümkün değil. O sadece bir isim benzerliği olabilir. Bu Cumhuriyet Halk Partisi’ni kim kurmuştur? Deniz Baykal kurmuştur. Niye? Deniz Baykal da, 12 Eylül darbesiyle bir siyasi yasaklı. 1985’te siyasi yasağı kalkıyor, o zamanın Sosyal Demokrat Halkçı Parti diye parti var SHP Erdal İnönü genel başkanlığında bir parti, o partiye giriyor önce genel sekreter oluyor, sonra genel başkan adayı her yıl kurultay yapılıyor, adları kurultay partisine çıkmıştı, bütün kurultaylarda İnönü’nü karşısında kaybediyor, 10 sene içerisinde 20’nin üzerinde kurultay yapılmış bunların her birinde Baykal kaybetmiş. Baykal anlamış ki, Erdal İnönü’ye karşı SHP içerisinde genel başkanlık yarışını kazanmak mümkün değil, ‘o zaman yeni bir parti kuralım, bu partinin adıyla beraber, Atatürk’ün partisi, cumhuriyeti kuran parti diye yuttururuz millete’ o partinin genel başkanı olarak çıkmış. 1994’te CHP ile SHP, sol partiler birleşiyor ondan sonra CHP ismiyle devam ediyor. Bugün karşımızdaki CHP Atatürk’ün kurduğu CHP değil, Baykal’ın kurduğu CHP’dir. Atatürk’ün kurduğu parti 1981 yılında kapatılmış, aynı isimle Baykal tekrar açmıştır. Bu partinin kendilerine atfetmiş olduğu cumhuriyet, İstiklal Harbi, Atatürk çerçevesindeki tabiri caiz ise, bir kutsiyet ifadeleri tamamen gerçek dışıdır. Bu partinin artık politika üretmek, Türk milletini ikna edecek politikalar üretmek mecburiyeti vardır. Ne Atatürk’e, ne cumhuriyete, ne de İstiklal Harbine sığına bilir. AK Parti Türkiye’de gerçek anlamda demokratik bir devleti kurma yolunda ciddi adımlar atmıştır, o dönem kapanmıştır, bunu anlamaları için biraz zamana ihtiyaçları var."

Türkiye önümüzdeki iki yıl içerisinde çok önemli üç seçim yapacağını belirten Şentop, şöyle devam etti;

"Her seçimin kendine göre önemi var. Önümüzdeki iki yıl içerisinde yapılacak üç seçimin Türkiye tarihi bakımından, dünya tarihi bakımından çok büyük ehemmiyeti var. Mart 2014 de yerel seçimleri yapacağız, Temmuz da Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015 Haziran’da da milletvekili seçimlerini yapacağız. Bu üç seçim Türkiye’nin en az çeyrek yüz yılı belirleyecek seçimlerdir."

20130630AW000229_01"ANAYASA MAHKEMESİ'NİN AK PARTİ'Yİ KAPATMAYA GÜCÜ YETMEDİ"
AK Parti'yi kapatmak için Anayasa Mahkemesine dava açıldığını hatırlatan Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü;

"2008 yılında AK Parti kapatılma davası açıldı, az daha AK Parti kapatılıyordu bir üyenin oyuyla kapatılamadı. Sayısal olarak bunu hesap etmek mümkün değil, AK Parti o kadar güçlü bir partiydi ki, Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti’yi kapatmaya gücü yetmedi. AK Parti’nin konjektör partisi olmadığını anladılar, çalışmaya devam ediyorlar bunu Taksim Gezi Parkı olayları çerçevesindeki operasyonlarda organizasyonlarda şunu gösteriyor, AK Parti’ye 11 yıldır tahammül eden bundan sonra daha fazla katlanamayacaklarını gösterme gayreti içerisine girdiler. Bu olayları organize eden içeride ve dışarıdaki çevreler, Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılının planlanması konusunda AK Parti’yi devre dışı bırakabilecek adımlar atma kararlığı içindi öyle gözüküyor. Seçimlerin önemini Taksim olaylarından önce anlatırken daha somut olayları anlatıyorduk, ama bu olaylardan sonra artık Türkiye’de önümüzde yapılacak üç seçimin Türkiye’nin mukadderatı bakımından ne kadar önemli olduğunu çok somut bir şekilde karşımıza getirdi. AK Parti geçmişteki 10 yıl iktidar döneminde Türkiye’deki eski yapımı ve sistemi, eski devlet yapısını, siyaset anlayışını tasfiye etmek için çalıştı. Sivil asker bürokratlar bütün işlerini güçlerini bırakmışlar sabahları gazeteleri okuyup ‘Bu hükümetle nasıl mücadele edebiliriz, bağlı oldukları hükümetle emrinde oldukları hükümetle nasıl mücadele edebiliriz bunun hesabını yapıyorlar. Nerelerden buraya geldiğimizi hatırlayalım çok eski bir tarihte değil."

Taksim Gezi Parkında oynanan oyunun tutmadığını kaydeden Şentop, konuşmasını şöyle tamamladı;

"Türkiye’nin geleceği istikbali parlak, bunu görenler zaten Taksim olayları sebebiyle orada toplananlar, eylemleri bırakın Almanya’nın tutumuna bakın, yabancı basının neden bu şekilde Türkiye meseleleri ile ilgileniyorlar? ABD’de CNN Amerika içindeki olaylarla ilgili bile canlı yayın yapmıyor. ABD Beyaz Saray Sözcüsü Taksim olayları başladıktan iki saat sonra açıklama yapıyor. Washington, Los Angeles’daki olaylarla ilgili bile iki sonra açıklama yapamıyor. Niye çünkü tezgah var senaryo var. Bu senaryonun nereye gideceğini onlar kendi kafalarında nereye gideceğini biliyorlar, söyle zannettiler. Türkiye’nin ekonomi gücünü, siyasi istikrar gücünü, Sayın Başbakanımızın tavır alışlarını, nasıl tavır alacağını doğru tahmin edemediler. Bu nedenle senaryo başarısız oldu. Aynı senaryo Brezilya’da başarılı oldu, orada gerçekleşen eylemlerin kendisine yani kuklaya bakarak karar veren bir yönetim var. Kuklaya değil, onu oynatan kuklacılara bakmak lazım. Sayın Başbakanımızın o sert mesajları kuklaya değil, o kuklalara değil, o kuklaları oynatan kuklacılarıydı. Netice verdi. Brezilya ile Türkiye’yi mukayese etsinler. Başbakanımızın mesajları o tuzağı bozdu, onların kendi başlarına geçirdi. Bütün bu eylemelerin hepsi önümüzdeki seçimlerle ilgilidir. Bu arka arkaya yapacağımız üç seçimle beraber önümüzdeki bir seçim dönemini değil, Türkiye’nin çeyrek asırlık geleceğini belirleyecek, Türkiye’nin yönetecek kadroyu belirleyecek siyasi tabloyu belirleyecek. Bu bakımdan Mart 2014’den itibaren Türkiye’de siyasetin kartları yeniden dağıtılacak. Endişe de budur zaten".