gokkaya

Karabük siyaseti tarihinin en ilginç dönemlerinden birini yaşıyor. Tabir-i caiz ise tam anlamıyla bir ortaoyunu oynanıyor. Tabi bu oyunu yalnızca siyasiler oynamıyor, üst düzey bazı bürokratlarda bu oyunda resmen yardımcı oyunculuk yapıyor.

İsterseniz biraz geriye gidelim;

Bundan birkaç ay önce içlerinde, ancak birileri çay ya da yemek ısmarladığı zaman Safranbolu’ya giden birtakım tiplerinde olduğu bir grup Safranbolu’ya üniversite kuracağız diye ortaya çıktı. Tabi bu insanları bu yola çıkartan da Karabük Üniversitesinin saygıdeğer rektörü idi.

Hoca kurnaz!

Üniversite de konuyla ilgili toplantılar yapıyor, komisyonların kurulmasına öncülük yapıyor, basına demeçler veriyor, ardından da “Bizim Safranbolu’ya üniversite kurmak gibi bir yetkimiz yok, top artık siyasilerde” diyor. Hâlbuki ki Safranbolu ölçeğinde bir ilçeye üniversite kurulamayacağını en iyi kendisi biliyor…

Peki, bunu neden yapıyor?

Aklınca diyor ki; “Bu Karabüklüler Konyalıları, hele bir de profesör olan Konyalıları çok seviyor, kendi çocuklarını seçmediler ama bir Konyalıyı seçtiler, kim bilir beni de belki vekil seçerler” diyor ve hemşehrisi Nesreddin Hoca misali Araç Çayına yoğurt çalıyor!

Ne diyor Rektör Sayın Polat?

“Top artık siyasilerde”

O da olmayacağını biliyor bu işin, yarın bu iş olumsuz sonuçlandığında diyecek ki; “Ne yapayım, ben uğraştım ama bu işler siyasetten geçiyor, onlar beceremedi”

Bunu kimse yemez. Bu kafayla Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan da olursunuz.

Peki, Karabük Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Karabük Milletvekili Sayın Burhanettin Uysal kendisine cevaben ne dedi?

“Önce benim açtığım fakültelere dekan ata, en az 10 bölüm açılacak kapasiteye sahip fakülteleri bir bölümle bırakma”

Nerede cevap?

Önemli olan öğrenci sayısını artırmak mı, yoksa üniversite tabelasını asıp bir fakülte kadar öğrenciye sahip olmak mı?

Tabi bu olaydan önce de İl Genel Meclisi Başkanının görevden alındığı, hatta partiden ihraç edildiği açıklamaları vardı. Ancak hepimizin de bildiği üzere Sayın Ahmet SÖZEN görevinin başında, bakanları karşılıyor, oturumları yönetiyor, Sayın Valimizle ilçe turları yapıyor.

Bir diğer konuda hepimizin malumu olduğu üzere, Milletvekili Sayın Burhanettin Uysal ile Yenice Teşkilatının, daha doğrusu Yenice Belediye Başkanı Sayın Zeki Çaylı’nın kavgası idi.

Ne yaptılar?

Teşbihte hata olmazsa, atlar tepişti, taylar ezildi!

Peki, bu kavganın birinci derece muhatabı İlçe Başkanı Sabri Tom ve İl Yönetim Kurulu Üyesi Aycan Telli miydi?

Tabi ki hayır, bunu en çok da Ak Parti yöneticisi dostlar biliyor.

Tabi teşhisi iyi koymazsan, asıl tedavi edilmesi gereken noktaları tedavi etmeyip, acemi doktor gibi yanlış uzuvları kesersen hastalık büyür, devam eder ve bugüne gelir!

Peki, bugün ne olur?

Belediye Başkanı Zeki Çaylı-Milletvekili Burhanettin Uysal kavgasının ikinci raundu başlar.

“İl Genel Meclisi Başkanını ihraç ettik” açıklaması havada kalan İl Başkanı Sayın Timurçin Saylar’da basın toplantısı yapar, sanki Sayın Çaylı bir başka partinin belediye başkanıymış gibi onu yalanlayan açıklamalarda bulunur!

Aynı doğrultu da bir açıklama da Rektör Prof. Dr. Refik Polat’tan gelir.

Tabi sizden biri;” Safranbolu Üniversitesini vekiller kuramıyor” derse, diğerinizin de “İhraç ettik” diye açıkladığı adam halen görevinin başında durursa, bu işlerin olması gayet normal!

2011 Seçimleri öncesinde Sayın Büyüğümüzün Karabük adayı olacağını iddia ettiğimde birileri de “Ne ilgisi var, başımıza siyaset dehası kesildin” derken, bende kendilerine; “Gelecek ama geldiğine de pişman olacak, siyaset hayatının finalinde kıytırık işlerle uğraşacak” diyordum. Ne yazık ki dediğimiz çıktı.

Sayın Timurçin Saylar’ı severim ve Karabük’ün menfaatleri için görevde kalması gerektiğini iddia ederim. Ancak Sayın Saylar hep Hulusi Kentmen oldu. Ankara ile, özellikle de Karabük Siyasetinin hâkim gücü ile ortak hareket etmedi! Siyasette hep Hulusi Kentmen olunmaz! Bazen Hüseyin Peyda, bazen de Erol Taş olacaksınız. Siyasette daha yukarıları hedefleyen bir insan olarak, danışmanını il belediye başkanı, özel kalem müdürünü vekil yapan bir güce sahip olan bir insan ile ters düşmeyeceksiniz!

Bu durumlarda sorumluluğu kimse üzerine almaz. Fatura direkt teşkilata kesilir. Derler ki; “Siz adam gibi organize edemediğiniz için, teşkilatın adayı değil başka biri İl Genel Meclisi Başkanı seçilmiş. Siz takip etmediğiniz için Safranbolu Belediye Encümeni ve tüm komisyonlar muhalefete geçmiş” Gerçek böyle olmayabilir, ancak siz bunu anlatasıya kadar iş işten geçer…

O kadar ilginç bir tablo ki Karabük’ün içinde bulunduğu son durum;

Sayın Bakanlar ve Karabük Milletvekilleri, MHP’li Karabük Belediyesinde resmî törenle, bandolarla karşılanıyor, vekiller ve belediye başkanı Karabük için gerekli yatırımları kol kola takip ediyor, Ak Partinin belediye başkanları ve il genel meclisi üyeleri de kendi vekilleri ve teşkilatlarıyla kavga ediyor! Hakikaten insanın aklı almıyor.

Kimsenin yıllardır Türkiye siyasetinin zirvesinde yer alan bir insanı bu tür sidik yarışlarıyla meşgul etmeye hakkı yok!

Sizin bu kavgalarınızdan zarar gören Karabük.

Söz konusu Karabük olduğu zaman bizim için gerisi teferruattır.

Sayın Başkan şimdiye kadar sesini çıkartmadı. Ancak bu, bundan sonra da aynı sessizliğini koruyacak anlamına gelmez. Düğmeye bir basarsa parçanız da bulunmaz. Bizden söylemesi, aklınızı başınıza alın!

Ha bu arada birkaç sözde sel önünden kütük kapmaya çalışanlara, bu krizi kendi lehine çevirmek için mücadele edenlere. Hangi görevlere nasıl ve kimlerin tasarrufu ile geldiğinizi en az sizin kadar bizde biliyoruz. Bizden söylemesi, bu tür basit oyunlara girmeyin, birilerini mayın eşeği olarak meydana sürmeyin! Çünkü mayınlar patladığı zaman arkadan gelenler hep geri kaçar!

Bu arada son söz olarak birkaç sözde muhalefete;

Allah aşkına siz neden seyrediyorsunuz?

“Yahu siz Karabük Halkı ile dalga mı geçiyorsunuz, siz hepiniz aynı kazanın içinde değil misiniz, bu millet size kavga edin diye mi, yoksa hizmet edin diye mi yetki verdi?” diye neden sormuyorsunuz?

Belki de bunların bu durumunun sorumlusu sizsiniz!

Arkadaşlar muhalefetsizlikten sıkılıp, takım içi çift kale gibi, yarısı muhalefet, yarısı iktidar olmuş olabilir mi acaba?

Hepiniz için istek yapıyorum, Musa Eroğlu’ndan “YOLUN SONU GÖZÜKÜYOR”
Editör: Haber Merkezi