AK Parti Karabük Milletvekili Niyazi Güneş Malazgirt Zaferi sebebiyle bir mesaj yayınladı.

Güneş mesajında;

"Ağustos ayı içerisindeyiz. Ağustos zaferler ayıdır. Ağustos ayı Milletimizin eşsiz tarihinde önemli zaferlere ve önemli dönüm noktalarına şahitlik yapmıştır.

Anadolu topraklarının bize ebedi vatan olmasını sağlayan Malazgirt Savaşıyla başlayan Ağustos Zaferlerimiz;  Otlukbeli’nde, Çaldıran’da, Mercidabık’da, Belgrad’da, Mohaç’ta, Kıbrıs’ta, Sakarya Meydan Muharebesi’nde ve 1922’de de eksiksiz bir Zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’da hep pekişe gelmiştir. Tarihimizdeki bu büyük ve özverili zaferlerin her birisi bizlere Ağustos ayının niçin önemli olduğunu şüphe yok ki açıkça göstermektedir.

Ecdadımızın er meydanında kılıçla kazandığı bu mücadeleler; hiçbir zaman tahakkümle, sömürüyle devam etmemiştir. Savaş Meydanında kazanılan her bir başarının akabinde; ilimle, irfanla, erdemle, adaletle, hakkaniyetle, hoşgörü ve bilimle yüzyıllardır süregelmiş bir yönetim yaşanmıştır. Gittiği her yerde inançlara, insan haklarına, adalet arayışına daima saygı göstermiştir. Her fırsatta mazlumun mağdurun yanında olmuştur.

Yüz yıllarca Balkanlardan Asya’ya, Kafkaslardan Afrika’ya hakimiyet kurmak ve buraların sevk ve idaresini sağlamak kılıç gücüyle değil; az önce ifade ettiğim bu değerler manzumesiyle gerçekleştirilmiştir. Geçmişte hakim olduğumuz coğrafyalarla bugün de devam ilişkilerimizi sadece uluslararası ilişkiler kavramlarıyla tanımlamak elbette mümkün değildir. Birçok dilde tam karşılığı olmayan “Gönül Bağı” kavramı, birlikte asırlarca yaşadığımız bu toplumlarla olan aramızdaki bağları anlatmak için oluşturulmuş gibidir.

Değerli arkadaşlar; İnsana insan olduğu için değer veren, “İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın” diyen bir anlayışın bir kültürün sahibiyiz. Dolayısıyla farklı dinlerde, farklı dillerde ve farklı milletlerin; dünya tarihinde görülemeyecek bir zaman diliminde hep bir arada, huzur ve güven içerisinde yaşamasını bu anlayış sağlamıştır. Savaş Meydanlarında kazanılmış zaferler muhakkak ki çok kutsaldır. Ancak Ecdadımız fetihlerin en büyüğünü gönüllerin fethi olarak görmektedir.

Milletimiz, fethettiği coğrafyalarda varlığını sağlam temellere oturtan bir siyaset uygulamıştır. Bu politikanın adı “İstimalet” politikasıdır. Yani bölge insanını kendi yönetimine hoşgörüyle yaklaştırma politikasıdır. Ecdadımız her iki mücadelede de başarılı olduğunu bizlere bıraktığı maddi ve manevi mirasıyla göstermiştir. Bugün hâkimiyetimizin sona erdiği coğrafyalarda yaşanan kargaşa ve ümitsizlik tüm dünyanın ibretle takip ettiği bir şekle bürünmüştür. Bu coğrafyalarda Ecdadamızın yönetiminin sitayişle arandığını hep birlikte görmekte ve duymaktayız.

Kıymetli basın mensupları, özellikle son zamanlarda milletimizin tarihi ve geçmişi ile ilgili art niyetli kişiler tarafından bir takım sistematik söylemler gerçekleştirilmek istenmektedir. Türk milletini yalnızca askeri alanda başarıları olan ama bilim ve sanatta sanki eserleri bulunmayan bir geçmişe sahip olduğumuz söylemleri bugün sıklıkla duyar olduk. Öncellikle milletimiz her zaman bilime ve sanata değer göstermiştir.

Bilim adamlarına ve sanat sahiplerine her daim destek olmuş ve hangi ülkeden gelirse gelsin kapılarını sonuna kadar açmıştır. İrfan sahibi ecdadımız Anadolu’da ve gittiği coğrafyalarda bilim ve sanatın gelişmesi için kütüphaneler, yüksek öğrenim okulları, medreseler açmış, yaygınlaşması ve tabana yayılması için o günün şartlarında her türlü imkanı kullanmışlardır. Dahası taşrayı ziyaret eden devlet görevlileri yetenekleri ve zekâlarıyla ön plana çıkan çocukları ve gençleri keşfederek her türlü desteği sağlamışlardır. Günümüzde kendini bilim öncüsü kabul eden ülkelerin bir zamanlar bu işlerle uğraşanlara yaptıkları eza ve cefayı burada hatırlatmak isterim.

Bilinen bir gerçek daha vardır ki Türk Arşivleri ve Kütüphanelerinin içeriği çok kuvvetlidir. Batılıların Savaş zamanlarında saldırdıkları ilk mekânlar hep arşivler ve kütüphaneler olmuştur. Ülkemizden kaçırılan eserlerin, tahrip edilen el yazması kitapların sayısı ne yazık ki bilinememektedir. Şimdiki Batı dünyasının bizim temellerini oluşturduğumuz bilim ve sanat anlayışının üzerinde yükseldiklerini de göz ardı edemeyiz.

Ecdadımız, Anadolu’da ve gittiği her bir coğrafyada bulunduğu yeri imar eden, kendi sanat anlayışını yansıtan, ticaret ahlakını oluşturan, hak ve hakikat anlayışıyla, dünyaya örnek yüksek öğretim metotlarıyla her zaman gıpta ile takip edilmiştir. Çok değil bundan birkaç yüz yıl önce Yurt dışından ülkemize gelen elçiler, devlet adamları, gezginler ve seyyahlar, ecdadımızın bırakın yönetim, sanat, mimari, eğitim ve sağlık alanındaki hizmetlerini, günlük yaşayışını bile öve öve bitiremedikleri bir çok eser kaleme almışlardır.. İşte tüm bu hasletler yüce bir tevazunun, islamiyete olan teslimiyetin, hakka ve hakikate olan sıkı bir bağlılığın, vatanına olan sarsılmaz bir sevginin ve insan hayatına verilen önemin yansımasıdır.

Evet, Türk Milleti olarak zaferlere alışkın bir milletiz. Yaradılışımızdan gelen çeviklik, ataklık bize her zaman er meydanında başarılar yaşatmıştır. Düşmanın çokluğu ve silah gücü bizi hiçbir zaman korkutmamıştır, azlığı da bizi sevindirmemiştir. Biz mücadelemizi mertçe ve asilce yapmışızdır. Ancak hiçbir zaman bu başarının ardından zalimane ya da hırslı bir idare asla vuku bulmamıştır.

Fethettiği beldelerde farklı insanların yaşayışlarını her zaman bir zenginlik olarak görmüş, ne dilinde ne dininde ne de yaşantısında değişiklik için baskı yapmamıştır. İçimizden çıkan Mevlana’nın, Yunus’un, Hacı Bayramı Veli’nin, Hacı Bektaş’ın, Tabduk Emre’lerin, ismi duyulunca hissedilen duygu bu milletin asli gerçeğidir.

Değerli arkadaşlar, Tarih sadece geçmişe değil geleceğimize de ışık tutar. Türk milleti tarihini unutmayacaktır, unutmak isteyenlere de nice Ağustoslarda nice zaferlerle cevap verecektir. Tarihimizi bilinçli bir şekilde yanlış anlatan, tahrif edenlere de ilim adamlarımız gerekli cevabı vermektedir. Bundan sonra da vereceklerinden şüphemiz yoktur.

Sözlerime son verirken,

Anadoluyu bizlere yurt olarak bırakan Sultan Alparslan’dan, Osman Gazi’ye, Fatih Sultan Mehmed Han’dan, Sultan Selim’e ve Türkiye Cumhuriyetinin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve aziz şehitlerimize ve gazilerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor…

Yüce Türk Milletinin Malazgirt Zaferini ve Zafer Bayramını tebrik ediyorum" ifadelerine yer verdi.