İstisnalar kaideyi bozmaz ama Karabük kenti olarak genel bir huyumuz var.

Hem de öyle kötü bir huy ki bu...

‘Düşman başına’ desek bile kendimize zarar verir.

Siyaset, cemiyet ve hatta ticaret hayatında mücadele verdiğimiz, karşı karşıya geldiğimiz, hoşlanmadığımız kişi ya da kişiler hakkında hemen karalama kampanyası ile linç operasyonu başlatıyoruz.

Yeri geliyor, öyle bir gözü kararmış şekilde  saldırıyoruz ki…

Şerefsiz,

Hırsız,

Etek pisliği,

Hatta ve hatta FETÖ’cü suçlamaları çok rahatlıkla yapılıyor.

Bu suçlamaları yaparken ne bir delil, ne bir belge, ne bir fotoğraf…

Yani kısacası sadece iddia üzerinden.

Bu kadar kolay olmamalı insan karalamak.

Uzun yıllara varan gazetecilik hayatımızda siyaset, cemiyet ve ticaret ortamında bu minvalde o kadar çok örneklere rastladık ki, yeri geldi dipsiz-doruksuz bu tür karalamalara biz basın mensupları da inandık ve hatta Allah affetsin, eleştirdiğimiz karalamaları bizler de yaptık.

Hani derler ya “Allah kuru iftiradan korusun”

Karalamaya maruz kalan kişinin, çoluğu var, çocuğu var, işi var, onuru-haysiyeti var demedik.

Gözü kararmışcasına, kudurmuşcasına

Saldırdık…

Saldırdık…

---------OooO---------


Uzun süredir Karabük Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birlik Başkanı Sayın Nurettin Tümen’e karşı bir saldırı var.

Zimmetine para geçirdi

Dokuz yüz bin

İki buçuk milyon

Olmadı, on iki milyon para yok ortada diyor, bazı oda başkanları.

Ellerinde bir dosya

Dosyanın içinde bazı evraklar, bazı bilançolar

Hangisi gerçek, hangisi gerçek değil

İçeriği nedir?

Sadece anlattıkları ile yetiniyor basın mensupları.

Hesap uzmanı değiliz, hukukçu hiç değiliz.

Sadece dosya içinde ne olduğu belli olmayan evraklar üzerinden anlatılan ile yetinmek isteniyoruz.

“Başkan, dosyadan bir fotokopi verin. Hesap uzmanlarına, hukukçulara inceletelim” diyoruz.

“Yoook olmaz, suç olabilir.”

“Adli mercilere başvurdunuz mu?”

“Bekliyoruz”

Neyi bekliyorlarsa…

Halbuki öyle iyi biliyoruz ki,

Nurettin Tümen ile 20 yıldır uğraşan ve hatta şahsi husumete kadar ilişkileri dönüştüren bu oda başkanlarının ellerinde gerçekten zimmete para geçirildiğine dair öyle bir dosya olsa, dakika durmazlar ve soluğu Adliye’de alırlar.

Bir de ne olur, ne olmaz diye Adliyenin önünde yatar kalkarlar.

Adamın ne hırsızlığında, ne arsızlığında, ne de zimmete geçirdiği milyon TL’lerde bırakmadılar.

Ama kimse Adalete gidip elindeki belge, bilgileri, yani basına sokak ortasında ayak üstü gösterdikleri dosyayı teslim etmedi.

Karalama kampanyasından, linç operasyonundan da bir adım da geri kalmıyorlar.

Hukuk devletinde yaşıyoruz.

Varsa birileri hakkında zimmete para geçirmek, yolsuzluk veya buna benzer bir suçlama

Yine bu suçlamalar ile ilgili varsa elleriniz de dosyalar, belgeler

Verin T.C. Savcılarına.

Adalet gereğini yapar.

Unutmayın Anayasa maddesidir

Her vatandaş, yargı karşısında suçu sabit görülünceye kadar suçsuzdur.

Başta biz olmak üzere, bu tür karalama yapan hepimizi Allah affetsin.