Hak İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Özçelik İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, geçen hafta gündemi en çok meşgul eden isim oldu.

Geçtiğimiz ağustos ayında Bolu, Abant’ta yapılan başkanlar kurulu toplantısında, bir şube yöneticisinin eşi ile otel odasında kendi kızı tarafından basıldığı yönündeki iddialar özellikle sendikanın tabanından, tavanına kadar çok konuşuldu ve tartışıldı.

Genel Merkez ile Karabük Şubesi konuyla ilgili çok sert yalanlama açıklaması yaptılar.

Ve konu kapandı mı acaba?

O gün söylediğimiz gibi yine bugün de söylemimizin arkasındayız.

Değirmenci, iddiaya söz konusu kadın ile kendi numarasının HTS (Historical Traffic Search) yani geçmişe dönük iletişim trafik kayıtlarının Savcılık tarafından çıkartılmasını istemelidir.

Kendini bu yönde aklaması kaçınılmaz bir şart.

Yoksa herkesin kafasında koskoca soru işareti, hiç küçülmeden duracak.

Sendika Genel Başkanı Yunus Değirmenci, hep bu konuyla anılacak ve hafızalarda öyle kalacak.

Kim kendisinin bir ırz düşmanı gibi anılmasını ister?

Demir Çelik sektöründe 45 Bin üyeye sahip bir sendikanın Genel Başkanı, bünyesinde onlarca sendikayı, yüzbinlerce üyeyi barındıran Hak İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısının özel hayatı tabi ki kamuyu yakından ilgilendirir.

Kamuya mal olmuş kişilerin, özel hayatı da dahil her şeyi kamuyu yakından ilgilendirir.

Dünyanın her yerindeki demokratik ülkelerde bu böyledir.

Tabi bu skandal iddiadan sonra Yunus Değirmenci ile ilgili daha bir sürü çirkin iddialar havalarda uçuşmaya başladı.

Sonradan çıkan ve sıkça konuşulmaya başlanılan bu iddiaları araştırıyoruz.

İddiaları güçlendirecek bulgulara ulaşırsak, tabiki kamuoyu ile paylaşacağız.

Yunus Değirmenci, Genel Merkez ile Karabük Şubesinin açıklamalarının ve bu açıklamalardaki iddialı sözlerin arkasına sığınmaya çalışıyorsa çok yanılıyor.

Bu açıklamaların aslında bir şey ifade etmediğini kendisi de biliyor.

Fakat ne yapsın ki sessiz kalıp sanki bu iddiaları kabulleniyor pozisyonuna da düşmek istemiyor.

Kendi tabanı başta olmak üzere, Özçelik İş Sendikası’nın şubeleri ile birlikte tüm yönetim kademesini somut bilgiler ile ikna etmesi yine kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Yunus Değirmenci, soyut açıklamalar ile değil, somut deliller ile hakkındaki bu iddiaları tamamen çürüterek, aklanmalıdır.

Yoksa yıllar sonra ‘Özçelik İş Sendikası’ndan bir genel başkan geçti, öyle böyle değildi’ şeklinde hatırlanacak.