Bambaşka duygudur dede olmak...

Yaşlılık belirtisi olsa da; sevginin, aşkın, yürekte gizlenmiş sevecenlik dolu duyguların dışarı kusmuş halidir dedelik.

Yüreğin son istifrasıdır...

Yaşlılığın belirtisi değil
Hayat mücadelesinde yorulmuşluğun dinlenmeye çekildiği anlarda dışarı fırlayan maneviyatıdır aslında dedelik.

Maddiyata doymuş ruhun, sevgiye susamışlığıdır az da olsa.

Azıcıkta, gençlik yıllarında baba olmanın maneviyatına varamamanın günah çıkarmasıdır...

Umursamazca davrandığın; kendi çocuğunun çocuğu bile olsa kendi çocuğun kadar sevemeyeceğini düşündüğün, çocuğunun çocuğunu kucağına aldığında bakıp o güzelliğe içinde ilk hissettiğin patlamaların, çırpınışların, endişelerin, korkuların duygusudur dedelik.

Yaşamayanlar için "Anlatılmaz, yaşanır" sözü belki biraz 'salakça' olacak ama o söz, dedeliği yaşayan herkesin ağzından dökülen ilk cümledir aslında.

Doğrudur!

Gerçekten anlatılmaz; Yaşanır...

...

Kimi dedeler torun sevgisini "evlat kabuklu fındık, torun ise fındık içidir" şeklinde tanımlasa da en güzel anlatımı dedelerin çocukları yapmış bence.

Ablasının doğum yapmasıyla babasının dedeliğine şahit olmuş kişi, babasındaki değişimleri gözlemlemiş ve anlatmış: 

Babam, ablam sayesinde ilk kez dede olunca hal ve hareketleri, mizacı bir değişik gelmeye başladı bize. Böyle bi daha anlayışlı, ton ton, gülümseyen biri oluverdi bir anda. 

Bebişe oyuncaklar almalar, gezdirmeler, ona bin bir türlü şaklabanlıklar yapmalar filan... 

"Torun da pek bi kıymetli oluyormuş, seviliyormuş ha baba" dedim bir gün böyle; ne bilim azcık sitemkârdan... 

(Babam bizi de çok sever, ilgilenirdi ama böylesi değildi yani. En azından, aklım erdiğince anımsadığım kadarıyla, bize yeğenime davrandığı gibi davranmazdı pek. Daha otoriter ve mesafeli gibi dicem de öle de değil...
Velhasıl-ı kelam böyle şaklabanlıklar yapmazdı hiç bize...) 

"Günah çıkarma gibi, telafi gibi bir şey torun sanki" dedi bana dönüp. 

Sonra da iç geçirerek ekledi; "geriye dönemiyor insan. Siz doğduğunuzda, sizlerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek, daha rahat etmenizi sağlamak, bir ev sahibi olabilmek için koşturup duruyordum. Gözlerimle seviyordum sizi. Zaman kalmıyordu şimdi torunla oynadığım gibi uzun uzun oynamaya. 
Bir de tabi büyüklerimizin önünde çocuğumuza şaklabanlık yapmamız hoş karşılanmazdı o zamanlar. Rahmetli deden çok ilgilenirdi sizinle anımsarsın belki...
Öyle işte. 
Kendi çocuğunun bebekliğine, onun için, onunla yapamadıklarına duyduğun özlemi torununla gideriyorsun...
"

Ne diyeyim, kaldım öyle... 

'Kol kırılıp yen içinde kalmıyor işte ne güzel... günah çıkarmaya imkanlar yaratıyor hayat böyle demek insana' diye geçirdim içimden.

Babam sonra bir ara da şu hikâyeyi anlattı: 

"Tanrı önce eşeği yaratmış ve 'sana elli yıl ömür veriyorum. Üzerine ne yük koyarlarsa taşıyacak, akşamları önüne konan otu yiyecek, halinden hiç şikâyet etmeyeceksin. Ertesi gün de aynen çalışmaya devam edeceksin' demiş.

Eşek, '50 yıl çok fazla tanrım’ demiş, ‘bana 20 yıl ömür verseniz yeter.'

'Peki' demiş Tanrı.

Peşinden köpeği yaratmış.

'Sana da 25 yıl ömür veriyorum' demiş, 'senin işin kolay. Oturup evi bekleyeceksin. Önüne ne yiyecek konursa hiç itiraz etmeden yiyeceksin.'

'emriniz olur' demiş köpek, 'yalnız bana 25 yıl çok, 10 yıl verseniz yeter.'

Kırmamış köpeği Tanrı 10 yıl ömür vermiş.

Ve maymunu yaratmış.
'
sen ömür boyu daldan dala dolaşacaksın' demiş, 'komiklikler yapıp başkalarını eğlendireceksin. Sana da 20 yıl ömür veriyorum.'

'20 yıl çok' demiş maymun, '10 yıl verseniz yeter.'

Ve Tanrı insanı yaratmış...

'canlıların en zekisi olacaksın' demiş, 

'bütün dünyaya hükmedeceksin. Sana 20 yıl ömür veriyorum.'

Insan;
'
çok az tanrım!' demiş, 'bana şu eşeğin almadığı 30 yıl ile köpeğin almadığı 15 ve maymunun almadığı 10 yılı da ekleyin.'

'peki' demiş Tanrı...

İşte o yüzden diyorlar;

İnsan, 20 yıllık gençliğinin ardından evlenip, 30 yıl eşek gibi çalışır. Sonra emekli olur; 15 yıl boyunca oturup evi bekler.

Son 10 yılda ise bir çocuğunun evinden ötekine taşınır, torunları eğlendirir."

İyi ki babalar bir gün dede oluyor...

Dedeliğin hayırlı olsun Ergün Başkaya!

Allah, torununa annesiyle babasıyla sağlık ve huzurlu uzun ömürler yaşamayı ve sana da torunlarının torunlarını görmeyi nasip etsin...