ŞİKAYET EDİYORUM..!

Sayın Vali anlatılanlara göre, çok tasarruflu, devletin kuruşunu hesap eden, makamda çay dışında bir içecek ikramına bile izin vermeyen, sıfır bir araç yerine Ticaret ve Sanayi Odası’nın ikinci el aracını Organize Sanayi Bölgesi’ne satın aldırıp, Valilik Konağı’na tahsis edecek kadar tasarruflu bir idareci. (Galiba bu araçta anlatılanlara göre tahsis edilenler tarafından beğenilmemiş ve başka işlerde kullanılmaya başlanmış)

Ha keza, Karabük belediye Başkanı, Devleti inanılmaz korur, korlar, maaş almaz, kendi arabasına biner, hatta belediyenin çayını bile içmez.

Buraya kadar güzel de, peki yıllardır kağıt üzerinde kalmanın ötesine gitmeyen vakıflardan ödenen maaşlar ne olacak?

O paralar devletin malı değil mi?

O vakıf çözüm üretsin diye mi kuruldu, yoksa birkaç personele para ödensin diye mi?

Bahsettiğimiz vakıf, KARÇEV…

Ne yapacaktı bu vakıf..?

Karabük genelinde toplanan çöplerin geri dönüşümünü sağlayacak bir katı atık ve bertaraf tesisi kuracaktı.

Kuruluş aşamasında vakfın ağırlıklı hisseleri il genelindeki belediyelere verildi, ancak daha sonra buraya Valilik’te dahil edildi ve Sayın Vali’de başkan yapıldı.

Çocuk zaten doğarken sakat doğdu…

Karabük Belediye Başkanı Sayın Rafet Vergili o dönemde; “Gelin bu tesisi hazine arazisi üzerine kuralım, çünkü o zaman devletten yatırımın % 75’ini hibe alacağız, şimdi orman arazisi üzerine kuruyoruz ve toplam maliyetinin yalnızca % 25’ini hibe olarak alabiliyoruz” Dedi.

Tabi kabul etmediler. Çünkü o dönemlerde Rafet Beyin her önerdiğine karşı gelmek modaydı.

Saçma sapanda bir gerekçe uydurdular “100 bin lira proje parası ödedik” dediler.

İyi de, şimdi 2.5 milyon devletten hibe alacaksın, o zaman 7.5 milyon alacaktın.

Her neyse. Bunlar geride kaldı, şimdi biz önümüze bakalım.

Ne olacak bu projenin akıbeti?

Biliyorsunuz zeminin sağlam olmadığına yönelik tartışmalar oldu, ancak bilirkişi uygun raporu verdi ve buna rağmen iş tıkandı.

Bu yazıyı kaleme almadan önce son durumu yüzeysel de olsa araştırdık.

Gelinen son nokta şu;

Bazı belediye başkanları diyor ki; “Bir kamu yatırımının başlaması için en az %10 ödenek lazım, bu rakamda vakıf kasasında mevcut, hadi başlayalım”

Vakfın Sayın Başkanı da diyor ki; “Vakıf hissedarları vermeleri gereken paraları versin öyle başlayalım”

Bunlar bu toplumun konusu değil, siz bu konuları çözün diye devlet tarafından atanıyor, halk tarafından seçiliyorsunuz. Kısacası bu halkı içinde bulunduğunuz kısır döngülerinizin içinde boğamazsınız.

Ben memleketimde ağırlamak üzere davet ettiğim dostlarımı şehir girişinde gökyüzünü kaplayan dumanlarla, havayı saran pis kokularla karşılamak istemiyorum.

Ben bu ülkenin Dünya Miras Listesi’nde yer alan iki şehrinden biri olan Safranbolu’muzun güzelliklerini göstermek üzere davet ettiğim misafirlerimi Olimpiyat Meşalesi gibi 24 saat yanan çöplük eşliğinde Eski Çarşı’ya indirmek zorunda da değilim.

Bu halktan Çevre ve Temizlik Vergisi adı altında milyarlarca lira para topluyorsanız, bunun gereğini yapacaksınız.

Şimdi buradan halk olarak Kurban Bayramı konuşmasında yetkilileri göreve davet eden vekilimize, yani Sayın Büyüğümüze ve vekillik döneminin yarısını OSB’lerdeki bacaları takip ederek geçiren ve yüce meclisimizin Çevre Komisyon Başkanvekili olan diğer Sayın Vekilimize sesleniyorum; atanmışı, seçilmişi, iktidarı, muhalefeti bu işi ağırdan alıyorlar, yalnızca orada birkaç memura maaş sağlıyorlar, lütfen konuya el atın ve bu işin hızlanmasını temin edin.

 

BİR GARİP TEMSİL HİKAYESİ

Geçtiğimiz hafta bu kent adına son derece skandal bir durum yaşandı. Hem de devletin zirvesine yönelik bir skandal!!!

Konuyu kısaca aktaralım;

Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği Sayın Cumhurbaşkanımıza “Hayırlı Olsun” demek üzere Aksaray’a çıktı.

Peki, KARDEMİR KARABÜKSPOR’u kim temsil etti?

Kulüp Eski Başkanı Sayın FERİDUN TANKUT.

Bu yazıdan sakın Sayın TANKUT’a karşı olduğumuz anlamı filan çıkmasın.

Sayın TANKUT son derece cemiyetçi, protokol adabını bilen, temsil kabiliyeti yüksek bir insandır. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız ile de son derece üst düzey diyalogları vardır.

Ancak “Kurumsal Kimlik” diye de bir şey vardır.

Anlatılanlara göre Sayın Kulüp Başkanı MUSTAFA YOLBULAN Beyefendi Sayın TANKUT’a diyor ki; “Bizim işimiz var, sen gidiver”

Hayırdır Sayın Başkan, istasyon da, hamallar kahvesinde okey oynuyordunuz da “Yerime bakıver” mi? Dediniz.

Sizin işiniz olabilir, hatta tüm yönetimin mazereti olabilir, o zaman yedek yöneticilerden biri gider. Çünkü KARDEMİR KARABÜKSPOR’un kurumsal bir kimliği vardır ve temsil de ona göre yapılır.

Bu her şeyden önce yönetim kurulunda görev yapanlara yönelik bir saygısızlıktır, onları hiçe saymaktır.

Kısacası KARDEMİR KARABÜKSPOR Yönetimi devletin zirvesine karşı çok büyük bir saygısızlık yapmıştır ve bunu acilen temizlemelidir.

Bunu anlamak gerçekten güç...

Yoksa siz kargadan başka kuş, Kayserili’den başka Cumhurbaşkanı tanımaz mısınız?

Ama ticari menfaatleriniz olsa koşarsınız.

“Efendim DDY rayı bizden alsın, Filyos Limanı’nı biz yapalım” dersiniz.

Ha aklımıza gelmişken; Sayın NEVZAT ŞAHİN’in bırakıp, kulübün başkan aradığı dönemlerde, dönemin Sayın Valisi; “Feridun Beyi başkan yapalım” dediğinde, bu takıma rekorlar kırdıran, en başarılı dönemlerini yaşatan insana karşı geliyor; “Kesinlikle olmaz” deyip yerine gece yarısı operasyonlarıyla Kardemir Karabükspor tarihinin en kötü dönemlerini yaşatan başkanı öneriyordunuz. Hayırdır, ne oldu da Feridun Bey birden bu kadar değerli oldu?

Siz aslında Yönetim Kurulu Üyeleri dururken Kardemir Karabükspor’u Feridun Beye, hem de devletin zirvesinde temsil ettirerek iade-i itibar yaptınız. Belki de Sayın CENGİZ GÜL’e “Bizle iyi geçin, İSDEMİR’den sonra birde burada başın belaya girmesin” mektubu mu yazdınız..?

Kusura bakmayın Sayın Başkan, KARDEMİR KARABÜKSPOR babanızın takımı değil. Çünkü, siz öyle sansanız da KARDEMİR babanızın malı değil..!

Benim şehrimin adını taşıyan kulübün başkanı, benim ülkemin Cumhurbaşkanına bu saygısızlığı yapamaz. Ben oy veririm, vermem, severim sevmem, bunlar başka şeyler, ama onu halk seçmiştir, her şeyden önce benim devletimin başıdır.

Çünkü bu kent “Cumhuriyet Kenti” diye tanınır. Bu kenti cumhuriyet kurmuştur ve cumhuriyetin değerlerine saygı bir görevdir. Cumhurbaşkanlığı da bu devletin zirvesidir.

O makama en fazla saygı göstermesi gerekenlerde bu cumhuriyetin kurduğu ilk sanayi tesisi olan işletme sayesinde servetine servet katan sizlersinizdir..!

Editör: Haber Merkezi