Karabük Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi personeli, bu ay döner sermayeden aldıkları paylarının ne olduğunu anlayamadılar.

Karabük Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. İsmail Kara’nın açıklamalarına bakarsanız, hastanenin gelirinin düşük olması ile %27’lik bir vergi dilimine girilmesinden dolayı, personelin döner sermayesi %70-80 oranında düşmüş.

Hatta servislerde çalışan çok sayıda sağlık personeli döner sermaye bile alamadı.

Öte yandan AK Parti İl Başkanı Timurçin Saylar’ın ise açıklamasına bakılırsa, hastane yönetiminin 9-10 ay boyunca elektrik abonesi olmayışından ve bunun sonucu 1.8 Milyon TL gibi toplu bir elektrik faturasının ödenmesinden kaynaklanan sorun, sağlık çalışanların döner sermayesini kuşa çevrilmiş.

Sayın İl Başkanı, önümüzdeki ayda döner sermaye paylarından aynı kesinti yapılacağını belirtiyor.

Şimdi hastanedeki Bin 300’e yakın sağlık çalışanı, başlarında bulunan en üstteki yöneticilerinin açıklamalarına mı inanacaklar, yoksa ülkeyi 12 senedir yöneten iktidar partisinin Karabük temsilcisine mi?

Sağlık çalışanlarını kim yanıltıyor belli değil.

Sağlık camiası bu tartışmayı yaparken, Karabük’ün kamu sağlık sektörünün sergilediği hizmet ile ülkede 3. sırada olduğumuzdan gurur duyacağız ama sondan üçüncü olunca, listeyi ters çevirip kendimizi kandırmaya çalışıyoruz.

Bir hastane düşünün…

Kendi binası inşaat halinde olduğu için kiralık bir binada hizmet veriyor.

Hizmet veriyor ama nasıl..?

Yatan hastanın başına çiçek konuluyor, acil yatış yaptıysa, ya da imkanı yoksa pijaması, terliği, diş fırçası, diş macunu ve hatta saçını taraması için tarağı bile bir paket halinde veriliyor.

Taburcu olduğunda cep telefonuna SMS çekilip, geçmiş olsun dilekleri sunuluyor.

Hastane personelinin doğum günü gibi, özel günleri hatırlanıyor ve kutlanıyor.

Hastane bahçesi ve koridorları, çiçekler ile iç açıcı tablolar ile süsleniyor.

Yatan hastaların canı sıkılmasın diye gazeteleri veriliyor, hatta tablet bilgisayar bile veriliyor.

Çocuk bölümünde o minik yavrulara şekerler, çikolatalar veriliyor, yattığı odalarına oyuncaklar konuluyor.

Daha bunun gibi ufak gözüken, fakat insanların yüreğinde devasa izler bırakan hizmetler veriliyor.

Bir hastane düşünün ki…

Akıllı ve yeni bir hastane…

Camdan dev bir yuvarlak kale…

Dışarıdan modern ve göz kamaştıran bir bina…

Fakat, 40-50 tane hastaneye kayıtlı cep telefon hattı birilerin elinde sürekli konuşuyor, faturaları nereden ödeniyor belli değil.

Yeni doğan bebek yoğun bakım servisinde, o yeni doğmuş meleklerin üzerine lağım suyu damlıyor.

Stajyer hemşireleri eğitsin diye atanan hemşire daha 3 yıllık, bir de en yakın arkadaşı yanına yardımcı diye veriliyor.

Kendisi daha hiçbir deneyim sahibi olmadan ve 15-20 yıllık deneyimli hemşireler dururken, 2-3 yıllık hemşireler eğitim hemşiresi oluyor.

Yemekhane sorumlusu bile hemşire yapılıyor…

Görevi oturarak, yemekhane sorumluluğu yapmak…

Daha bir sürü gereksiz yerlerde, bir sürü hemşireler ve sağlık personelleri yatışta.

Servislerde, temizlik görevlileri hasta bakıcı olmuş…

Yine servislerde, yoğun bakımda ve acilde hemşire ve sağlık personeli eksikliği hat safhada, ama birçok kadrolu hemşire ve sağlık personeli masa başı işte…

Hastanenin otomasyon sistemi sürekli göçüyor, vatandaşlar çileden çıkarılıyor.

Almış başını bir karmaşa gidiyor bu hastanede…

İşte bu iki hastanede bizim…

Biri Karabük’te, diğeri Safranbolu’da…

Tüm bunlar, kamu sağlık sektöründeki çarpıklığı gözler önüne seriyor.

Öte yandan, bu kentte kim, sağlık çalışanlarının anasının ak sütü gibi parasını kesmeye kalktıysa, sonu helak olmuştur.

Bu kentte, promosyon paraları ile demir alanları da gördük…

Bu kentte, kendi sektöründeki sağlık çalışanın döner sermayesini kesenleri de gördük.

Ama hepsinin sonu ortada…

Sağlık hizmeti alan vatandaşların şikayetleri her geçen gün artarken, sağlık personelleri ise basiretsiz ve beceriksiz çizilen rotada ilerlemeye çalışıyor.

Başımızdaki bürokrat ve siyaset kanadındaki idareciler ise açıklamaları ile bir birlerini yalanlıyorlar.

Hastanedeki teknisyeni, hemşiresi, hasta bakıcısı, doktoru ve diğer çalışanları canla başla çalışırken, yalanlarla kesilen paranın lanetini okuyor.

Hangisi önemli..?

İdarecilerin açıklamaları mı, çalışanın okuduğu lanet mi..?

Şikayetiniz varsa, dilekçe ile bildirin. Sözlü kabul edilmiyor.

AK Parti İl Başkanı da bundan sonra sözlü şikayet kabul etmesin ve yazılı istesin, en azından modaya ayak uydurur.

İnsan gibi kamu sağlık hizmeti alamayan vatandaş ayrı isyan ediyor, sağlık çalışanları basiretsiz yönetilmekten ayrı isyan ediyor.

Ve onlarda artık bir karar vermişler…

Önümüzdeki genel seçimlerde Kamu Sağlık Yöneticilerine oy vereceklermiş, siyasilere değil…

Editör: Haber Merkezi