Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili'nin kararlarını değerlendiren Engin Koçali 'nin 23 Ocak 2024 Tarihli ve "İKİ UCU BOKLU DEĞNEK" Başlıklı Köşe Yazısı

Belediyecilik, ana teması 'hizmet' olan makamdır. 

Başkanlığı da 'gönül' işidir.

Kâr amacı gütmez

Ana temasının yüklediği anlamla vatandaşının hizmetçisidir diğer bir deyişle.

Vatandaşının temel haklarının sağlanmasını gelir elde etmek amacıyla değil, maliyetini karşılamak amacıyla yapar ama hep zarar eder.

İnsan hakkı olan 'su' gibi mesela.

Toplu Taşıma gibi... 

Neredeyse belediyelerin tamamı verdiği bu hizmetinden hep zarar etmiştir. Kar edenini bulamazsınız.

Ticari işletme değil, hizmet kuruluşudurlar çünkü.

Hangi partiden olursa olsunlar bazı belediyeler diğerlerine nazaran daha başarılıdırlar. Başkanlarının "yönetilen değil yöneten" olmalarının ana unsuru teşkil ettiği bu başarılarda birleştikleri ortak payda, gönül belediyeciliğini, sosyal belediyeciliği ön planda tutmalarıdır.

Sosyal belediyecilik, belediyelerin vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamak, yaşam kalitesini yükseltmek ve sosyal adaleti sağlamak için yaptıkları faaliyetlerdir. Belediyelerin sadece altyapı, ulaşım, çevre gibi hizmetler sunmakla kalmayıp, aynı zamanda eğitim, sağlık, kültür, spor, sosyal yardım gibi alanlarda da hizmet vermesini ifade eder. 

Aynı zamanda sosyal belediyecilik, belediyelerin kâr amacı gütmeden, vatandaşların refahını ve mutluluğunu artırmayı hedefleyen bir hizmet anlayışıdır.

Sosyal belediyeler, vatandaşların ihtiyaç ve taleplerine duyarlı, katılımcı, şeffaf, hesap verebilir ve yenilikçidirler. İşte bu nedenle bazı belediyeler, sosyal belediyecilik faaliyetleriyle vatandaşların takdirini kazanmıştır.

Başkan Vergili'de sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde yapması gerekenleri yapıyor. Gerçek enflasyonun çok altında aldığı zamlarla açlık sınırının gerisinde kalan ve hayat pahalılığından inim inim inleyen emeklinin geçim derdine bir nebze olsun derman olmaya çalışıyor.

Kötü mü yapıyor?

Hayır!

Hükümet gerekeni yapıp emekliye sahip çıkıncaya kadar, yani emeklinin ekonomik durumu düzelene kadar, "toplu taşıma bedava, su bedava" diyor.

İyi de yapıyor.

Sosyal belediyeciliğin vasıflarını yerine getiriyor.

Vatandaşını düşünüyor.

Sosyal adaleti sağlamaya çalıyor.

Emeklinin öne eğilen başını bir nebze olsun kaldırmasına vesile oluyor.

Karabük'ün parasını Karabük'te yaşayan emekliye hizmet olarak geri veriyor.

Fakat bazıları bundan çok rahatsız. 31 Mart yerel seçimlerinde oy kaybetmenin telaşları var gibi sanki.

Şimdi çıkıp meydanlara, "Vergili'nin bu kararları kanunlara aykırı, suyu bedava veremez" derseniz, zaten 3-0 önde başlayan, son kararıyla 5-0 öne geçmiş Vergili'nin karşısında kendi kalenize bir değil; birkaç gol atarsınız ve sahadan 12-0 yenik ayrılırsınız.

Köstek olmayın; destek olun

"Vergili'nin verdiği hizmetten daha fazlasını nasıl verebiliriz" diye düşünün.

Projeler üretin. 

Vatandaşa verilen hizmete engel olmaya çalışmayın. 

Unutmayın; bu şehir çok şeyler gördü. Bırakın kendine tahsis edilen makam aracını, eşini özel memuru yapıp kurumun resmi aracını emrine tahsis eden başkanı bile gördü.

Biliyorum, iki ucu boklu değnek verdi Vergili elinize ama vatandaş, Başkan Vergili'nin verdiği hizmetlere saldırarak üzerinden prim yapmanızı bu saatten sonra pek yemez. 

Bünyesi kaldırmaz.

Hiç de hoş görmez.

Onun için iyi analiz etmek gerekir. 

Tabii bu arada Vergili'nin hazır cevaplılığını da gözardı etmemek lazım. MHP İl Başkanı Cenk Gedikoğlu ile geçen seneki milletvekilliği seçimlerinde siyasi gündeme dair karşılıklı konuşurken söylediği bir söz hiç aklımdan çıkmaz, beynimin derinliklerinde yerini almıştır; "Rafet abi bu ya, 4 kelimelik bir cümle kurar adamı anında bitirir. Çıkıp karşısına söz bile söyleyemezsin."

★★★

Vergili, emekliler için aldığı bu iki kararla seçim yarışında topa çok sert vurdu ve "gol" oldu, ama tartışmaları hala sürüyor. Sanırım seçim günü olan 31 Mart'a kadarda sürecek bu tartışmalar.

Bence fazla tartışmayın ve uzatmayın, Karabük'ün 'VAR'ı olan vatandaşa sorun.

Bakalım vatandaş ne söyleyecek..?