SAFRANBOLU BELEDİYE BAŞKANI NECDET AKSOY

Safranbolu Belediyesi’ne ait olan bir büfenin yapılan kira ihalesi sonrası, ihaleyi kazanan şahsın,  Belediye Başkanı Necdet Aksoy tarafından nasıl tehdit edildiğine hep birlikte şahit olduk.

Kira bedeli aylık 725 TL’den, 2.100 TL’ye çıkarak sonuçlanan ihaleyi alan kişinin, Safranbolu Belediyesi’ne hizmet veren bir müteahhit firmanın çalışanın kardeşi olması, Başkan Aksoy’u çok kızdırmış olmalı ki, odasına çağırıp bir sürü tehdit içeren sözlerden sonra “ya bu ihaleden vazgeçersin, ya da işinden vazgeçersin” demeye kadar sürüklemiş.

Kamuoyunda bir kesim Necdet Aksoy’u haklı buluyor ve etik bir hareket yaptığını iddia ediyor.

Aksoy’un yaptığı bu olay tamamen yasalara aykırı bir harekettir…

2886 Sayılı Kamu İhale yasası açık ve net. İhale şartnamesine uygun olan herkes bu ihalelere girebilir ve kimse de “sen bu ihaleye girme” ya da “Bu ihaleden vazgeç” diyemez.

T.C.K’nın 235. Maddesi, 1. Bendi; Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin “ihaleler ile yapım ihalelerine” fesat karıştıran kişi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


2. Bendin, 1. Fıkrası; İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek.


Türk ceza Kanunun 235. Maddesi çok açık…

Eğer Sayın Aksoy, etik bir davranışta bulunmak isteseydi, Belediyeye hizmet veren müteahhit firmanın bir çalışanın kardeşini, ihale yapılmadan önce müdahale eder ve kamuoyunda yanlış anlaşılmalara sebebiyet vereceğini anlatır, onu ikna etmeye çalışırdı.

Kaldı ki, Safranbolu Belediyesinde çalışan, belediye meclis üyeliği ve idarecilik yapan acaba kaç kişinin yakınlarının ihalelere girdiğini herkesçe malum.

Başta kendi kardeşi hakkında kamuoyunda ayyuka çıkan dedikoduları, Sayın Aksoy bizzat çok iyi bilmekte.

Necdet Aksoy, etik bir hareket yaptığına inanıyorsa, “Evet ben bunu yaptım, çünkü etik olmadığına inanıyorum” desin.

Diyebiliyorsa tabi…

Necdet Aksoy döneminde Safranbolu Belediyesi’nde ay geçmesin ki pis kokular yayılmasın. Çeşitli imar oyunları ile büyük rant elde etme iddiaları, yakınlara ve yandaşlara imtiyazlar tanınarak, büyük rantlar elde ettirmek gibi iddiaların ardı arkası son yıllarda hiç kesilmiyor.

Bu olaylardan AK Parti il ve ilçe teşkilatı başta olmak üzere, bölge milletvekillerinin de büyük rahatsızlıklar duyduğunu bilmekteyiz.

Ha bu arada Sayın Aksoy, söz konusu bu büfe kiralama ihalesini iptal etti. Mevcut muhammen bedelin 3 katına çıkan ihale iptal edildi ve yarın acaba kaç lira aylık kira bedeli ile bu ihale sonlandırılacak, hep birlikte onu da göreceğiz.

Sonuç olarak, Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy ve etrafındaki yandaşları, bu ve buna benzer çok sayıda şaibe içeren, bir sürü pis kokulu iddiaların merkezi olmuş durumda.

Geçtiğimiz yerel seçimlerde bile, rakip parti adaylarının en çok kullandığı seçim sloganı “Şaibeli Belediye Başkanı” şeklindeydi.

3-5 Yıl sonra Necdet Aksoy’da, Safranbolu eski Belediye Başkanları gibi tarihteki yerini alacak.

Ama diğerlerinden biraz farklı anılacak ve hep kamuya yansıyan bu şaibeler ile hatırlanacak.

Dolayısıyla Safranbolu belediye Başkanı Necdet Aksoy, gırtlağına kadar şaibelerin ve pis kokulu iddiaların içine gömülmüş, ama bunu ısrarla görmemeye çalışıyor.

Sonra da bu haberlere yer verdiğimiz için, bizleri de topluma karşı algı yönetimi oluşturmaya çalışmakla suçluyor.

Ne diyelim..?

Allah affetsin diyeceğiz de, Allah’ın kul hakkını affetmediğini hepimiz biliyoruz.

Öyleyse…

 

MİMARLAR ODASI VE KARABÜK BASINI

Mimarlar Odası Karabük Temsilciliğinin eski başkanı Mehtap Başaran ile şu anki başkanı İlyas Çavuşoğlu, iptal ettirdikleri revizyon ve imar projeleri ile son günlerde sıkça gündeme geldiler.

Her zaman sessiz, sedasız, arkadan dolanırcasına iptal ettirdikleri projeler sonrası, genellikle konunun muhataplarından tepki görüyorlardı ve basın sayesinde de zaman zaman kamuoyu desteğini de alıyorlardı.

Son iptal ettirdikleri revizyon ve imar projeleri ile basının ve kamuoyunun tepkisini alan Mimarlar Odası temsilcileri Mehtap Başaran ile İlyas Çavuşoğlu, anlaşılan köşeye sıkışmışlar ki, yerel basını gezmeye başladılar.

Bazı yerel TV Kanallarına çıkıp, neden bu iptalleri yaptıklarını anlatmaya çalışıyorlar, yerel gazeteleri ziyaret edip “Sizin gazeteye abone olmak istiyoruz” diyorlar.

Yıllardır Karabük’te faaliyet gösteren Mimarlar Odasının yerel gazetelere abone olmak şimdi akıllarına gelmiş.

Yerel basınla bu süreçte girdikleri ilişki ne derece etik, bu da tartışılır.

Bize de “müteahhitlerin paralı sopası” demeye utanmazlar.

Bağlı oldukları Ankara Mimarlar Odası başkanını ve yönetimini köşeye sıkıştıklarından, Karabük’e çağırıp basın toplantısı düzenletirler, toplantıda “Basın haddini bilsin” derler. Bizim Karabük basını da ağzını açamaz, ama 300-500’e de abone yapar.

Bu etik olmayan tekliflere mesafeli duran birkaç basın kuruluşunu tenzih ederiz.

Bize “Basın haddini bilsin, müteahhitlerin paralı sopası” diyen Mimarlar Odasının, kendilerinin ne kadar etik davranışlar sergilediğini de kamuoyu takdirine bırakıyoruz.

Size göre madem biz etik bir basın kuruluşu değiliz, etik dışı tekliflerinizi gelip bizlere de yapsanız ya…

Hani bir söz vardır, şaşkın ördek kıçın üstüne dalarmış diye…

Sayın İlyas Çavuşoğlu ile Mehtap Başaran’da çok şaşırmış olmalı ki, yıllardır umursamadıkları yerel basını birden hatırlayıverdiler.

Önce kendi yaptığınız işlere bakmadan Karabük’ün önünü tıkamaya çalışırsanız, adamı böyle şaşkın ördeğe çevirirler işte.

 
Editör: Haber Merkezi